Re: [b_c_n_2003] Hititcenin grameri (Timur Kocaoglu)

--- In b_c_n_2003@yahoogroups.com, Polat Kaya <tntr@C...> wrote:


Sayin Timur Bey,

Iletiniz için tesekkür ederim. Ilk yazimi size tevcih ettim zira bir
iletinizde "Hittit dilinin Turkce ile hic bir ilgisi yoktur, bir
Hint-Avrupa dilidir" demistiniz. Bu ifadenizin anlami Avrupa
kaynakli köselerden gelen tanimlamalara inancinizin tam oldugu, buna
karsilik Türkler tarafindan yapilan herhangi bir iddianin ise pek
deger verilir olmadigi anlamini tasidigidir. Zira devam eden
tartismalardaki tepkileriniz hep bunu isaretliyor. Bu sizin inanciniz
ve inancinizi öne sürmeniz de sizin hakkiniz. Buna hiç diyecegim
yok.

Yalniz, bunun yaninda üstüne süphe çeken bir Avrupa çalismalari var.
Pek çogumuz deriz ki dil konusunda gerek Avrupa kaynakli ve gerekse
Sami kaynakli çalismalar inandirici degil. Elbette ki bu iddiayi
yaparken bize de düsen zor bir durum var ki oda iddiamizi destekleyen
belgeleri belirtmek. Bence bu çok zor durumu yine dillerdeki
sözcüklerin kendilerinde aramak durumundayiz. Zira her sözcük bir
kavramin adidir ve o kavramin kimligini tanimlar. Yani her sözcük bir
"kisi' adi gibidir. Onun içindir ki yabanci dillere ait pek çok
sözcügün ad yapisinda 'ati, adi, odu, idi, iti, o, ismi (ism), nami
(nam)" gibi tanimlayici Türkce sözcükleri bulabildigimiz gibi pek çok
diger Türkçe kök sözcükleri de bulabilmekteyiz. Görülen sudur ki tek
heceli Türkçe kök sözcükler yabanci sözcüklerin ad yapisinin içine
devamli sekilde islenmislerdir. Bunlari görmemezlikten gelemeyiz.

Avrupa ve Semitik kaynakli dil çalismalari, verilerini eski "Tevrat"
ve "Incil" gibi güvenceden ve inandiciliktan çok uzak yapitlara
dayandirirlar. Öyle olunca isin rengi daha da degisiyor. Bu durum
karsisinda genel halka gerçekmis gibi gösterilmis sözde "bilimsel"
yapida çalismalarin güvenceli olmadigini söz konusu ederek biz de
kendilerinden süphe ediyoruz. Bu süphelerimize en basta sebep olan
durum da günümüzde konusulan Hint-Avrupa ve Semitik dillerin dogal
olarak gelismis diller olmadigi iddiamizdir.

Tabidir ki bu konularin tartismalarinda pek çok degerli fikirler
ortaya atiliyor. Bununla beraber herhangi bir konuyu da elle tutulur
bir neticeye vardiramadigimiz bir gerçek. Onun içindir ki ben derim ki
konuyu daraltip bazi hususlarin aciklamasini yapmaliyiz. Sayet
günümüzde pek çogumuzun bildigi Inglizceden bazi örnekler alip onun
kaynagini arastirirsak, belki daha inandirici bir neticeye
varabiliriz.

Benim basindan beri ortaya attigim iddiamda derim ki en azindan
Hint-Avrupa dilleri ve Semitik diller tamamen Türkçeden bilinçli
kirilarak yapilmis dillerdir. Avrupali bunun bilincindedir ve
dolayisiyle ne yaptiginin bilincinde olarak her durumu kontrol
edebilir yetenekdedir. Diger bir deyimle Avrupali dil arastiricisi,
bilhassa dinci dilciler Türkçeyi büyük olasilikla çok Türkten çok daha
iyi bilmekte idiler. Olasilikla bu genis bilgilerini Avrupa
dillerinin gelistirilmesinde kullandilar. Bu da çok gizli tutulan
bir gerçek olsa gerek. Bence Hint-Avrupa dillerin kendi basina
bagimsiz sekilde gelismis oldugu iddiasi yanlistir. Bu görüsümün
dogrulugunu kanitlamak için de kardesimiz Haluk Berkmen'nin iletisine
karsilik yazdigim yazimda17 Ingilizce örnek sözcügü ve onlara kaynak
oldugunu ileri sürdügüm Türkce deyimleri hepinize arzettim. Siz bana
verdiginiz yanitinizda bu söylediklerime hiç dokunmadiniz ve bir nevi
beni tekrar Haluk Beye havale ederek, git ne isin varsa Haluk Beyle
görüs seklinde basinizdan attiniz. Simdi bu geride kalan olayi bir
tarafa birakarak, sizin bir dilci olarak, verdigim Ingilizce
sözcüklerle, ki bu sadece arastirmasini yaptigim bin kelimeyi askin
bir listenin çok az bir kismidir, onlara ad-olgusu (etimolojik)
kaynagi oldugunu iddia ettigim Türkçe deyimlerin arasindaki
isaretledigim baglantilari izah etmenizdir. Lütfen dikkat edin ki
örnek olarak verdigim her Ingilizce sözcükte geçen harfler ile
sözcüklere kaynak olan Türkce deyimlerdeki harfler ayni oldugu gibi
hem Ingilizce ve hem Türkçe kaynak deyimlar ayni anlami
tasimaktadirlar. Bu durumu izah ederken ben derim ki bu benzerlik
ancak insan eli karistirmasi ile yaratilmis bir benzerliktir.

Bir dilci olarak Ingilizce ile Türkçe arasindaki bu gözle görülmeyen
fakat inkar edilemeyecek kadar var olan dil ortakligini siz nasil izah
ediyorsunuz? Konuyu baska yönlere tasirmadan yalniz verdigim örnek
sözcükler üzerinde durarak görüslerinizi vermenizi bilhassa rica
ediyorum.

Bu sorumu neden sordugumu izah edeyim. Bu sorulara bulacagimiz
cevabin anlami su olacaktir: Sayet bu Ingilizce sözcükler gerçekten
Türkçeden kaçirilarak kirilip ve sekil degistirilerek yeniden piyasaya
sürülmüs sözcükler ise, o takdir de denebilir ki bu yapimsal (suni)
sözcükleri içeren dil de sahtece yapilmis bir dildir. Ve dilin kaynagi
da çok olasilikla Türkçedir.

Yalniz bu kiyaslamalari yaparken bir hususa bilhassa dikkat etmeliyiz.
Elbette ki Ingilizce bir dildir ve bu dili konusan milyonlarca insan
var ve neredeyse evrensel dünya dili olma durumundadir. Bunu inkar
etmiyoruz. Bunun gibi "FORTRAN" da bir bilgisayar dilidir. Ama o da
çok yaygin bir bilgisayar dili olmasina ragmen yine de yapilmis bir
dildir. Dolayisiyle konumuz Ingilizcenin bir dil olup veya olmadigi
degil, konumuz bu dilin nasil gelistirilmis oldugudur. Onun içindir
ki konusmalarimizda bu hususu göz önünde tutmamiz gerekir. Bu veriler
altinda, sayet Ingilizcenin suni bir dil oldugu görülürse, o takdirde
bizlere dil konusunda ders verenlerin, hele bilhassa Hititce gibi çok
eski bir dilin de kesinlikle Hint-Avrupa dillerinden oldugu iddiasini
yapanlarin pek te inandirici olmadiklari sanirim ki kendiliginden
ortaya çikar. Sayet birileri Sumerceden Akkadca dilini yapmis ise,
Türkçeden de Hint-Avrupa dillerinin yapilmamasi için hiç bir sebep
yoktur. Gerçekte isin dogrusu ve ucuzu da bu yoldur. Zira yokdan dil
yaratmak çok zor bir istir. Olasilikla bu is onbinlerce seneye mal
olmustur. Fakat var olan bir dilin sözcüklerini kirip yeni sözcükler
yaparak ve kaynak dildeki kirilan deyimlerin anlamini da koruyarak
yeni dil yapmak çok daha mantikli ve kolay bir yoldur. Verdigim
örnekler de zaten bunun böyle oldugunu gösteriyor.

Selamlar,
Polat Kaya