Re: TÜRKÇEDEN yapilmis sözde "KÜRTÇE" sözcüklerden örnek bir liste.
Aziz kardeşim Armagan Büker,
Merhaba.
Dediniz ki:
1.Hint-Avrupa dillerinin Türkçe'den türemiş olduğu fikri çok büyük bir tezdir (iddiadır), bilimsel isbat gerektirir.
Polat Kaya: Evet "Hint-Avrupa" dilleri Türkçeden bilinçli
olarak türetilmiştir (yapilmiştir), fakat "türememiştir.
"Türemiş" ile "Türetilmiş" arasindaki farka
dikkatinizi çekmek isterim. Türkçe bilinçli olarak hirsizlanmiştir!
Bu benim buluşumdur ve bunu sayisiz sözcüklerin deşifre edilmesiyle
isbatlamişimdir. Elbetteki bu çok büyük bir iddiadir. Polat Kaya
Arşivinde yazdigim bir sürü yazilarimi okumanizi öneririm. Yazdiklarim
bilimseldir ve her sözcügün kendine özel şifrelenmesi ve deşifre
edilmesi vardir.
Dediklerimi rahatlikla izleyebilmeniz için Ingilizce "ANAGRAM"
sözcügü ile tanimlanan kavramini dikkatle incelemenizi öneririm.
örnegin şu baglantiya bakin: http://en.wikipedia.org/wiki/Anagram. Dikkat
etmelisiniz ki bu yazida verilen örnekler sadece "Ingilizceden
Ingilizceye" olan degiştirmelerdir. Elbetteki Türkçeden-Ingilizceye
yahut Türkçeden başka bir dile yapilan degiştirmeler konu bile
edilmemişlerdir.
2.Bir ân için Hint-Avrupa dillerinin Türkçe'den doğmuş olduklarını farzetsek bile, "Hangi Türkçe'den" diye sormak gerekmez mi? Yani, hangi tarihsel dönemde hangi Coğrafya7da yaşayan Türkçe'den?
Polat Kaya: Kullandiginiz sözcüklere dikkat etmelisiniz. Konu
"dogma" degildir zira "dogan" varlik anasina ve atasina
benzer. Hint-Avrupa dilleri Türkçeye benzemez. Çünkü ondan
dogmamiştirlar. Bilakis Türkçeden bilinçli sekilde
"türetilmişler" ve kariştirilarak (şifrelendirilerek)
gizlenmişlerdir. Tipki birisinin arabasini çalan hirsizin yaptigi
gizleme işi gibi.
"Hangi Türkçeden" diye sormaniz yersiz zira BIRDEN FAZLA TÜRKÇE
YOKTUR. Dil olarak BIR Türkçe dil vardir ve onun da çesitli agizlari vardir.
Türkçenin Azerbaycan ve Anadolu agizlari sözde "Hint-Avrupa"
dillerine ait sözcüklerin yapilmasinda bol miktarda kullanilmiştir.
Başka agizlar da kullanilmiş olabilir. Türkçe çok eski bir dil olup
dünya çapinda bir dildir. SÜMER ve eski MISIR dilleri Türkçenin
agizlaridir. Eski Orta Dogu, Anadolu, Avrupa hep Türkçe dilli yerli Tur/Türk/Oguz
insani ile meskundu.
Sözde Sami (Semitik) diller Sümerler zamaninda konuşulan Türkçe dilden
"kirma ve yeniden düzme yoluyla" (anagram yapma) yapilmiştir.
SAMI sözü Türkçe ESME (Yelin "ESMESI") sözünden gelir. Sami diye
geçinenler "YELE" ve "KARA AY" a taparlardi ve halen de
öyledir. Ama bu gizli bir inaniştir kolay kolay itiraf edilmez!.
Ayni yöntemle, Grekçe de M.Ö. 1500-1000 senelerinde Anadoluda ve Trakyada
konuşulan Türkçeden yapilmiştir. Ayni şekilde Latince de
yine M.Ö. birinci 1000 yillarinda Anadolu ve Italyada konuşulan
yerli Türkçe dilden yapilmiştir. Çingene (gezginci) Roman
imparatorlugu çökünceye kadar bu dil degiştirme işi devam
edegelmiştir. Hirsizlanmiş Türkçe sözlerden sözde yabanci dillere
sözcük türetme oyunu günümüze kadar gelmiş, günümüz Avrupa
dillerinde de devam edilmiştir. Ingilizce, Fransizca ve diger sözde
"Latin" dilleri bu işi bol miktarda yapmiştir. Büyük
olasilikla Türkçeden Avrupa dillerine sözcük türetme işi şimdilerde
bilgisayar yardimi ile yapilmaktadir. Yani sisteme bir taraftan Türkçe
tanimlama sözler verince diger taraftan çesit çesit kirilmiş ve yeniden
dizilmiş sözcükler çikarilabilir! Bu söylediklerim size Türkçenin ne kadar
gerilere gittigini gösterir!
3-Verdiğiniz iki örnek, bence, bilimsel açıdan hiç inandırıcı değil... Deney ve gözleme dayanan kanıtlar gerektirecektir, bence.
Polat Kaya: Bilimsellik kavramindan ne kastedildigini iyi anlamaniz gerekir.
Sözcüklerin nasil yapilmiş oldugunu bulmak, suyu
"dondurma" yahut "kaynatma" olayina benzemez. Suyun donma
ve kaynama dereceleri bellidir ve her deneyde de ayni derecleri
bulursunuz. Fakat her sözcügün kendine özel durumu vardir ki, o sebeple,
her sözcügü kendi başina incelemelisiniz. Bu konuyla
ugraşmiş olmadiginiza göre, "anagram" kavramini ve de
verdigim örnekleri incelemelidiginiz halde, söylediklerimin "inandirici
olmadigini" söylemeniz konuyu bilmeden varmiş oldugunuz temelsiz bir
yorumdur. En iyisi verdigim 150 sözde "Kürtçe" sözcükleri teker teker
inceleyin. Aksi takdirde boşuna konusuyoruz!
Ayrica şayet dediklerimi inandirici bulmuyorsaniz o zaman yolumuz
ayrilmaktadir. Size yeterinden fazla bilgi yazdim. Eger siz onlari
göz ardi ederseniz, daha fazla bir şey yapamam. Zira bu konuda
kimseyi zorlamaya da niyetim yok. Inanirsiniz ne güzel, inanmazsaniz yine
de sag olun ve yolunuz açik olsun. O zaman dilediginiz şekilde
düşünmekte serbestsiniz.
4-Siz "kırd" sözcüğünün Farsça olduğunu bilmiyorsanız, bunda neden benim kusurum olsun???
Polat Kaya: Bu konuyu size daha öncede açikladim. Dikkatle okuyun
lütfen.
5-Yalnız Hint-Avrupa dillerinin değil, aynı zamanda Hami-Sami dillerinin de Türkçe'den geldiği konusunda da teoriler ileri sürüldüğü oldu, ama bunların hiçbiri kanıtlanamadı....
Polat Kaya: Lütfen kelimeleri gelişi güzel kullanmaya devam etmeyin.
"Geldigi" yahut "dogdugu" gibi deyimler geçerli degildir.
En dogrusu "HIRSIZLANMISTIR" deyimidir. Birilerinin
başarisizligi "Polat Kaya" nin da başarisizligi anlamina gelmez.
Her kesin ne dedigini dikkatlice analiz edip ona göre
konuşmalisiniz. Bir başkasi Hami-Sami dillerinin Türkçeden
"geldigini" kanitlayamamişsa, ayni başarisizligi Polat
Kaya'ya da yükleyemezsiniz. Her kesin çalişmasi başkadir. Polat
Kaya'nin çalişmasi kendine özeldir ve Kazim Mirşan Beyin veya
başkalarinin çalişmalarinin dişindadir. Onu o şekilde
görüp, bilip ve de söylenenleri izleyip anlamalisiniz, Yoksa hep yüzeysel
olarak dilleri görmekte devam edersiniz.
Onun için, bence, tek tek gidelim ve iğneyle kuyu kazar gibi, baştan başlayarak Türkçe'nin kökenlerini Tarih'in derinliklerinde arayalım; Atatürk Türk Dil Kurumu'nu (Türk Tarih Kurumu'nu ve Ankara Üniversitesi'ni) bunun için kurdu!
Saygılarımla
a.
(Armağan Büker)
Polat Kaya: Bu sizin kendiniz için vereceginiz bir karar. Beni hiç
bir şekilde baglamayan bir kendi seçeneginiz. Nasil
diliyorsaniz o şekilde devam edin. Yalniz şayet merakli
iseniz, o zaman dediklerimi de dikkatle inceleyin. Çok göz açici neticelerle
karşilaşacaginizdan eminim!
Türkçe tarihin ta kendisidir. Başkalari onu degiştirmiş ve
Türkçeden yapilmiş sözcükler içinde "saklamişlardir. Türk
Dil Kurumu bu gerçegi görememiş, ancak sözcüklerin diş görüntülerinin
benzerlikleri üzerine ugraşi sarfetmişlerdir. Hint-Avrupa ve
Sami dillerini gerçek "eski diller" olarak kabullenmiş ve o dilleri
konuşanlarin propagandasina boyun egmiştir. Unutmayin ki hirsizlik
yapan kimse elinde yakalanan malin her zaman için kendisine ait oldugunu iddia
eder. Dil konusu da aynidir. Hint-Avrupa ve Sami dillerini
konuşanlar olasilikla bu dillerin nasil yapildigini bilmemektedirler. Eger
aralarinda bilenler varsa, onlar da gerçegi itiraf edecek durumda
degildirler. Türkçeyi hirsizlamak yalniz dilin hirsizlanmasi olmayip, ayni
zamanda eski Turan dünyasina ait medeniyetin, Turanli Tur/Türk/Oguz insaninin
ve bu insanlarin ülkelerinin de hirsizlanmasi demektir! Elbetteki bunu yapanlar
yaptiklari hirsizligi itiraf etmezler. Bundan da süpheniz olmasin!
Selam ve sevgi ile,
Polat Kaya
03/11/2007
a. wrote:
Değerli kardeşim Polat Kaya,
Sizi son derece ciddiye aldığım ve önem verdiğim için sizinle yazışıyorum, yoksa Türkçe üzerine konuşmayı seven en az birkaç milyon kişi var, onlar zaten yanıt da beklemezler, çünkü kendi söylediklerine kendileri inanıverirler ve eleştiriden hoşlanmazlar; oysa eleştiri bilimselliğin ta kendisidir, bence. Eleştirme olmayan yerde bilim ve bilimsellik olamaz.
Neyse, vakit kaybettiren tartışmayı sevmem, uzun sözün zor anlaşıldığına inanırım, onun için kısa olmaya çalışacağım:
Uğraştığınız konu beni çok ilgilendiriyor, bu alanda önemli çalışmalarıyla Kâzım Mirşan beyefendiyi, eserlerinden, tanıyorum. Sizi de elbet tanımak isterim.
1.Hint-Avrupa dillerinin Türkçe'den türemiş olduğu fikri çok büyük bir tezdir (iddiadır), bilimsel isbat gerektirir.
2.Bir ân için Hint-Avrupa dillerinin Türkçe'den doğmuş olduklarını farzetsek bile, "Hangi Türkçe'den" diye sormak gerekmez mi? Yani, hangi tarihsel dönemde hangi Coğrafya7da yaşayan Türkçe'den?
3-Verdiğiniz iki örnek, bence, bilimsel açıdan hiç inandırıcı değil... Deney ve gözleme dayanan kanıtlar gerektirecektir, bence.
4-Siz "kırd" sözcüğünün Farsça olduğunu bilmiyorsanız, bunda neden benim kusurum olsun???
5-Yalnız Hint-Avrupa dillerinin değil, aynı zamanda Hami-Sami dillerinin de Türkçe'den geldiği konusunda da teoriler ileri sürüldüğü oldu, ama bunların hiçbiri kanıtlanamadı....
Onun için, bence, tek tek gidelim ve iğneyle kuyu kazar gibi, baştan başlayarak Türkçe'nin kökenlerini Tarih'in derinliklerinde arayalım; Atatürk Türk Dil Kurumu'nu (Türk Tarih Kurumu'nu ve Ankara Üniversitesi'ni) bunun için kurdu!
Saygılarımla
a.
(Armağan Büker)
----- Original Message -----
From: Polat Kaya
To: kemalizm1919@googlegroups.com ; Polat_Kaya@yahoogroups.com
Sent: Monday, October 29, 2007 4:58 PM
Subject: Re: TÜRKÇEDEN yapilmis sözde "KÜRTÇE" sözcüklerden örnek bir liste.
Degerli kardeşim Armagan
Büker,
Merhaba Armağan Bey. Kendinizi tanittiginiza çok memnun oldum.
Böylece hakkinizdaki şüphelerim giderilmiş oldu.
Teşekkür ederim. Bu kadar güzel adiniz varda onu neden
yazmazsiniz? O ad size bir tanri hediyesidir! Onunla Türklügünüz
belirlenmiş, hayatta taninir ve bilinir olmuşsunuz. Onu kullanmamanin
anlami yok. "a" kisaltmasi ise hiç bir şey ifade
etmiyor ve üstelik kimliginizi şüpheye düşürüyor.
1. Önce benim yanlişimi bulup kirmizi ile
işaretlediginiz için teşekkür ederim. "ma" eki fazla
olmuş ve gözümden kaçmiş! Çok daha dikkatli olmaliydim. Elinize
saglik.
2. Benim de tek derdim gerçekler ve dogruluktur. Yanliş bilgilerle
kimseyi kandirmak aklimdan bile geçmez. Şayet
söylediklerimi şüphe ile karşiladiysaniz, bu muhakkak ki onlari
ilk defa işitdiginiz içindir. Söylediklerimin halk arasinda
bilinmeyen, fakat iddiali gerçekler oldugunun bilincindeyim. Bu sebeple
söylediklerim sizin garibinize gitmiş olabilir. Fakat, daha önce de
dedigim gibi yazdiklarimi lütfen dikkatle inceleyin. Göreceksiniz ki gerçegi
söylüyorum. Söylediklerim bütün tarih boyunca Türklerin başina
oynanmiş çok sinsi bir oyunun ilk defa açiklanmasidir. Türkçe
geçmişte çok yaygin şekilde konuşulan bir dünya dili idi!
Bundan şüpheniz olmasin!
3. Benim "propaganda" ile işim yok. Reklam yapacak
ta birisi degilim. Kimseden de bir şey bekledigim yok. Ben bir
dil araştirmacisiyim. Beni tanimak için şu siteye lütfen bir
bakin. http://www.polatkaya.net/Polat_Kaya.htm Ayrica
Google arama motorunda "Polat Kaya" adi ile arayin. Beni daha
iyi tanimaniza sebep olur görüşündeyim. Üstelik ben "adimdan
bahsedilsin de nasil bahisedilirse edilsin" kavramina da inananlardan
degilim. Şayet ben bu dünyada anilacaksam, iyiliklerle ve geçmişin
dil konusunu çözen birisi olarak anilmayi tercih ederim. Zira bütün
yazilarim bu husustadir. Şu baglantilara lütfen ugrayip bir gezinti
yapmanizi temenni ederim. Bunlari reklam olsun diye degil şüphelerinizi
gidermek için veriyorum.
http://www.compmore.net/~tntr/
http://www.polatkaya.net/
http://tech.groups.yahoo.com/group/Polat_Kaya/
4. Diyorsunuz ki:
4-Fazla anlayışlı ve zeki olamayabilirim, ne yapalım öyle yaratılmışım! Ama, lütfen, şunu da düşünün ki, sizin gibi üstün bilgili insanların, olağanüstü bilimsel sözlerini anlayamayacak, anlayamayabilecek kişi, belki de, çoktur. Herkes sizin zekâ seviyenizde olmak zorunda değil, herkes Allah'ın verdiği idrâki kadar anlar... Lütfen, bunu da düşünseniz ve biraz daha az zekâlı, ama iyi niyetli, insanların anlayış düzeyine inebilecek âlicenaplığı da gösteriverseniz ne olur? İlaç prospektüsleri gibi yalnızca bir azınlığın anlayabileceği tarzda konuşmak niçin?
Bu sözlerinizde hem alinmişlik ve hem de imali bir alay hissediyorum.
Ama size kirilmiş degilim. Sözlerimle sizi kirmak yahut küçük görmek
gibi bir maksadim yoktu. Ve kendiniz hakkinda, alçak gönüllü görünmek
istemiş olsaniz bile, kendinizi küçük gösteren bir fikire kapilmanizi da
asla istemem, Fakat şunu bir agabey (zannediyorum sizden yaşca
büyügüm) gibi, yahut en azindan candan bir arkadaşiniz gibi söylüyeyim ki
bir yaziya cevap vereceginiz zaman hiç olmazsa bir kaç defa okuyun. Kendinize,
ilk okumanizdan edinmiş olabileceginiz yanliş anlamalari
düzeltme firsati verin ki en son yanitiniz yanliş olmasin.
Yanlişlik olmasin diye, ben sizin küçük iletinizi en az alti defa
okudum. Konuyu dogru anlamak çok önemlidir. Dogru anlaşilmayan
konular hakkinda verilen yanitlar da genellikle yanliş olur! Görüyorsunuz
ya DIL denen şey ne kadar çok önemli ayni zamanda kullanilmasi çok zor
bir varlik. Eger yazilanla yazilandan anlaşilan anlam biri digerinin
ayni degilse istenilen maksada ulaşilamamiştir. Şayet benim
yazdiklarim size "ilaç reçetesi" gibi karişik geldiyse bunda
olasilikla benim de kusurum olmali. Ama Türkçe yazdigim belgemin açik bir
ifade tarzinda yazildigi inancindayim.
5. Yazdiniz ki:
5-""[Polat Kaya: Diyorsunuz ki:
"Ayrıca
"Kırd" sözcüğünün Farsça'da "maymun"
anlamına geldiğini duymadınız mı?"
Polat Kaya: Belli ki "Kürtçe" ye aşinaliginiz
var.]""
Cevap: ""[Armağan: Benim Farsça bir kelimeden söz etmem, nasıl oluyor da, sizde, benim Kürtçe'ye âşinâlığım olduğu sonucunu veriyor? Doğrusu bunu da anlayamadım... Benim Kürtçe'ye değil, ama Farsça'ya âşinâlığım var.]""... Farsça bir kelime kimi ve niçin "Fars" yapar, ya da "Avrupalı" yapar? Bu sözünüzü de, inanın, anlamadım???... Farslık ya da Avrupalılık konusu durup dururken nereden çıktı, onu da anlamadım?
Bu sorunuzda hakli olabilirdiniz, fakat ne var ki bu konuda ilkin sizin
kusurunuz oldu. Bir kere adinizi "a" diye yazmaniz, e-posta adinizin
"armanorama" seklinde olusu, bana Türk kimligine bürünmüs birisi
oldugunuz intibaini verdi. Üstelik verdigim 150 sözcüge ragmen ve onlarin hiç
birisine dokunmadan, "kird" sözcügünü ulu orta dile getirerek sivri
bir soru yöneltmeniz dikkat çekici oldu. Teröre karşi oldugunuzu
belirtmenize ragmen Kürtçeyi korur görüntüsü verdiniz ve böylece
kimliginiz şüphe altina girdi. Ayrica kendini "Kürt" diye
tanitan bazi kimseler, sözde "Kürtçe" de bazi Farsca sözcüklerin
olmasi nedeniyle Türk olmadiklarini ve "Fars" asilli olduklarini ve
dolayisiyle "Hint-Avrupali" ve "Avrupali" olduklarini iddia
ederler. Bu sebepledir ki Avrupalilar onlara sahip çikar ve onlari Türklerden
ayri görür Türklere karşi korurlar. Bütün bunlarin bir araya gelişi
sizin de ayni yöntemi uygulayan birisi oldugunuz görüntüsünü verdi.
Görüyorsunuz ya kendinizi dogru tanitmadiginiz zaman ne kadar öneli
yanlişlar ortaya çikabiliyor! Şunu da belirtmek yararli olur
ki <armanorama@gmail.com> adresine ayrica
gönderdigim yazi geri döndü.
6. Dediniz ki;
6-Size bu yazının ta en sonuna bir başka arkadaştan gelen bir imeyl'i (iletiyi / elektronik postayı) ekledim, sorumluluğu gönderene aittir, böyle gelen farklı farklı fikirler benim zihnimi çok karıştırıyor. İnanın, anlamaya zekâm yetmiyor.
Şiiri okudum. Belli ki çok aci ve insafsiz bir beddua. Elbette
ki olmamasi gerekirdi. Bununla beraber Yavuz Sultan Selim zamaninda olan bu
olayin arkasinda ki o günün şartlari izah edilmemektedir.
Bildiginiz gibi Türkler çeşmeyi bir sevap işleme maksadi ile,
yoldan gelip geçen insan ve diger canlilara bir hayir olsun diye yapan bir
ulustur. Bu atalarimizin "Yer-Su" inanişinda vardir. Yavuz
Sultan Selimin gidişinde yaptirdigi çeşmenin gelişinde harap
edilmiş oldugunu görmesi olasilikla onu çok sinirlendirmiştir.
Eger çeşmeyi harap edenlerin, her hangi bir sebeple,
"Kürtler" oldugu kendisine söylendiyse, gördügünden çok bozulmuş
olan Sultan böylesine aci bir beddua yapmiş olabilirdi. Bu benim
olayi bir izah tarzim ama gerçegin ne oldugunu bilmiyoruz. Bununla
beraber Sultanin daha alicenap olmasi da gerekirdi!
Bilmem bilerek mi yoksa tesadüfi mi olarak ima ettiginiz bir durum var.
Eger yanilmiyorsam, bu aci beddua ile benim bilimsel bir çalişmami bir
nevi ayni kefeye koyuyorsunuz ki, şayet böyle ise, sizin naminiza bu
çok yanliş bir kiyaslama olur. Şayet benim yazdigim yaziyi siz
gerçekten anlamadiysaniz bana sorabilirdiniz ve ben de size memnuniyetle durumu
açiklardim ve yine de açiklarim. Nitekim aşagidaki ikinci yazimda size bir
sürü açiklamalarda bulundum. Benim kendine "Kürt" diyen Türk
kardeşlere herhangi bir kinim veya nefretim yok. Ben bir dil
araştiricisiyim. Yaptigim çalişma "Kürtçe" diye bilinen
dilin altinda yatan çok önemli Türkçe gerçegini açiklamak için
yapilmiştir. Hepsi bu kadar!
7. Son olarak dediniz ki:
Bu konuda kafa yoran, öğrenen - öğreten - anlatan herkes sağ olsun, size ve değerli çabalarınıza her zaman teşekkür ediyorum/z.
İçtenlikli selam, saygı ve sevgiyle
Armağan Büker
27.10.2004
Sizde sag olun! Emin olun ki sizin dogruluga ve dogru bilgiye olan aşkiniz
kadar Polat Kaya da ayni maksad ile en az ayni aşki yaşamaktadir ve
ugraşilarini dogruyu bulup göstermek için yapmaktadir. Eger Polat
Kaya'da bu aşk olmasaydi o çalişmayi zaten yapmazdi. Kalin
saglikla.
Selam ve sevgi ile,
Polat Kaya
29/10/2007
a. wrote:
Değerli kardeşimiz Polat bey,
1-"armanorama" adını bana "gmail" servisçisi adres edinirken taktı, ben de karşı çıkmadım, kısaltma olarak da "a." kullanmak kolay oluyor, asıl ad/ımı ise muhtelif vesilelerle açıkladım, bir kez daha size de açıklamaktan mutlu olurum, adım Türkçe bir ad olarak "armağan" biçimindedir, gizliliği yoktur, teşekkürler...
2-Yazınızdan alınmadım, alınmak için bir sebep de göremiyorum, benim tek derdim doğruluktur, doğru bilgidir.
3-Propaganda bir bilimdir, mutlaka bilirsiniz, ve bu bilimin kurallarından biri şudur: Reklamın iyisi kötüsü olmaz, adınızdan bahsedilsin de, nasıl bahsedilirse bahsedilsin... Ben de bu kuralı hatırlayarak, bu kadar çok bu pis konulardan bahsedilmese ne iyi olur, diye düşünüyorum; yani bedavadan reklamları yapılmasa...!
4-Fazla anlayışlı ve zeki olamayabilirim, ne yapalım öyle yaratılmışım! Ama, lütfen, şunu da düşünün ki, sizin gibi üstün bilgili insanların, olağanüstü bilimsel sözlerini anlayamayacak, anlayamayabilecek kişi, belki de, çoktur. Herkes sizin zekâ seviyenizde olmak zorunda değil, herkes Allah'ın verdiği idrâki kadar anlar... Lütfen, bunu da düşünseniz ve biraz daha az zekâlı, ama iyi niyetli, insanların anlayış düzeyine inebilecek âlicenaplığı da gösteriverseniz ne olur? İlaç prospektüsleri gibi yalnızca bir azınlığın anlayabileceği tarzda konuşmak niçin?
5-""[Polat Kaya: Diyorsunuz ki:
"Ayrıca
"Kırd" sözcüğünün Farsça'da "maymun"
anlamına geldiğini duymadınız mı?"
Polat Kaya: Belli ki "Kürtçe" ye aşinaliginiz
var.]""
Cevap: ""[Armağan: Benim Farsça bir kelimeden söz etmem, nasıl oluyor da, sizde, benim Kürtçe'ye âşinâlığım olduğu sonucunu veriyor? Doğrusu bunu da anlayamadım... Benim Kürtçe'ye değil, ama Farsça'ya âşinâlığım var.]""... Farsça bir kelime kimi ve niçin "Fars" yapar, ya da "Avrupalı" yapar? Bu sözünüzü de, inanın, anlamadım???... Farslık ya da Avrupalılık konusu durup dururken nereden çıktı, onu da anlamadım?
6-Size bu yazının ta en sonuna bir başka arkadaştan gelen bir imeyl'i (iletiyi / elektronik postayı) ekledim, sorumluluğu gönderene aittir, böyle gelen farklı farklı fikirler benim zihnimi çok karıştırıyor. İnanın, anlamaya zekâm yetmiyor.
Bu konuda kafa yoran, öğrenen - öğreten - anlatan herkes sağ olsun, size ve değerli çabalarınıza her zaman teşekkür ediyorum/z.
İçtenlikli selam, saygı ve sevgiyle
Armağan Büker
27.10.2004
====================================
----- Original Message -----
From: Polat Kaya
To: kemalizm1919@googlegroups.com ; a. ; Polat_Kaya@yahoogroups.com
Sent: Saturday, October 27, 2007 3:41 PM
Subject: Re: TÜRKÇEDEN yapilmis sözde "KÜRTÇE" sözcüklerden örnek bir liste.
Degerli kardeşim "a" diger adi
ile "armanorama",
Merhaba "a". Keşke biraz daha cesaretli olsaydiniz da yazinizi
sadece "a" yerine dogru adinizla imzalamasaydiniz ve
ben de size kendi adinizla hitap edebilseydim. Bu imkani saglamamişsiniz.
Șimdi bir hayaletle konuşur gibiyim! Yazimdan alinmiş gibisiniz.
Fakat, alinmayin. O yazi sizi üzmek için yazilmadi.
"Dost aci söyler" cinsinden okuyucuya dogruyu gösterdi.
Iletinizde dediniz ki:
"Değerli Kardeşimiz Polat bey,
Bilmem ki, durup dururken hepimize Kürtçe öğretmeniz çok mu yararlı?"
Polat Kaya: Bu sözünüz okudugunuzu anlamadiginizin kaniti! Demek ki
yazimdan hiç bir şey alamamişsiniz. Yazik! Sunu çok iyi bilin ki
kimseye "Kürtçe" ögretmiyorum. Öyle bir niyetim de yok!
Yazimin maksadi gayet açik bir şekilde ifade edilmiştir.
Ben yazimda, bizlere "Kürtçe" dil diye dayatilan, soyu sopu bir
olan kardeş insanlari birbirinden uzaklaştirp birbirine düşürmek
için kullanilan ve bilinçli sekilde Türkiye Türklerinin başina bir
"bela" olarak oynanan bu dilin, bütün Avrupa dilleri gibi, Türkçeden
yapilmiş uyduruk bir dil oldugunu söyledim. Bu iddiamin gerçekligini isbat
için de 150 kadar sözde "Kürtçe" sözcüklerin nasil yapildiginin
açiklamasini yaptim. Bu birilerine "Kürtçe" ögretmek degil
bilakis yapilan iddianin verilerle desteklenmesidir!. Türklerin başina
sinsi güclerin sahtekarca oynadiklari oyunun altinda bu uyduruk dilin olduguna
dikkati çektim.
Bu çok önemli bir bilgidir. Gerçekleri görme bakimindan bunu sizin
degerlendirmeniz gerekirdi. Siz bunu ya anlayamadiniz veya bilinçli olarak
görmek istemediniz. Bunun olabilecegini düşünerek daha yazimin
başinda iken "Verdigim örnekleri çok dikkatlice ve sabirla gözden geçirmenizi diliyorum"
demiştim. Belli ki siz bu uyarima da pek kulak asmamişsiniz.
Dolayisiyle okudugunuz yaziyi anlamada hiç başarili olamamişsiniz.
Buna ragmen, belli ki bilgisizlik içinde hemen kaleme sarilip iletinizi
yazmişsiniz.
Diyorsunuz ki:
"Bütün incelikleriyle Kürtçe öğrensek, terörü durdurabilir miyiz
sizce?"
Polat Kaya: Elbette ki bütün incelikleriyle Kürtçe ögrenseniz dahi terörü
durduramazsiniz! Fakat "Kürtçe" sözcüklerle ilgili dedigim
incelikleri ögrenirseniz, başiniza işlenmiş oyunun nereden
kaynaklandigini daha dogru ögrenmiş olursunuz. Halihazirda siz bunu
bilmiyorsunuz ve ancak suyun üstünde yüzdürülenleri görüp bazi hükümler
çikariyor ve "terör" sorusuna yüzeysel olarak bakiyorsunuz.
Anlatayim. Önce sunu sormaliyiz: "TERÖR" denen bela neden
var? "TERÖR" var çünkü kapali kapilar arkasinda gizli
işleyen ve belirsiz kalmayi tercih eden sinsi bazi gücler
"terörü" bilinçli sekilde yaratiyor, besliyor,
devamli şekilde kulagina yanliş bilgiler ve propaganda üflüyor,
eline para ve silahlar veriyor, akil ve imkanlar destegi oluyor. Böylece
ortaya çikardigi bir "vur-kaç" gücünü önce bölüp parçalamayi ve
sonunda yutmayi hedef edindigi Türkiye Cumhuriyetinin canina sataştiriyor.
Peki bu sinsi eller bu hain oyunu neden yapiyor? Çünkü ondan büyük
kazançlar bekliyorlar. Bulanik sularda balik avliyanlar, bir koyup pek çok
almayi hedefliyorlar. Hedef Türkiye Cumhuriyetinin topraklarini ele
geçirmek ve boyunduruk altina alacaklari Türk milletinin kimligini
degiştirip tarihten sildikten sonra insanlarini da ömür boyunca karin
tokluguna esir gibi kullanmaktir.
Evet, tarihte bu oyunu hep başari ile yapmişlar ve en güclü Türk
devletlerini tarihten silmişlerdir. Simdi de ayni oyunu tekrar ediyorlar.
Sinsi güclerin dil oyunlari ile yarattiklari toplumsal karişikligi,
beyin yikamasi ile kandirdiklari ve "KÜRT" diye tanimladiklari
insanlarla körüklüyorlar. Yani Türkiye Cumhuriyetini bölme ve yikma
işini yine "Kürt" diye adlandirip yönlendirdikleri Türk soylu
kimselere yaptiriyorlar. Işte bu felaket bölünmenin temelinde
"Kürtçe" dedikleri bu uyduruk, Türkçeden yapilma dil var! O dil bir
"ayrilik" araci olarak kullaniliyor ve onun sayesinde birilerine
"sen Türk degilsin" deyip onlarin aklini çeliyorlar. Bunlara
ilaveten, ayrica toplumun arasina bilinçli olarak sizdirdiklari
başka hainlerin de iş birligi ile toplum iyice kiziştirilmakta
ve bela büyütülmektedir.
Dikkat ederseniz, bu oyunda kuklalarin uzaktan ipini çekenlere olan bir zorluk
yoktur. O sinsi örümcek kendi yuvasinda çok rahat bir şekilde ipleri
oynatmakta ve gerektigi zaman gerektigi ipi çekmektedir. Bu oyunun
netiçesinde birbirine düşürülen kardeşlerin yorgun düşme ve
bekleyen zehirli örümcege yem olma olasiligi gittikçe artmaktadir.
Elbetteki terörü yaratan sinsi oyuncu kendisine uyduruk bir sebep bulmasi
lazim. Bunu da normal olarak Türk toplumlarinda konuşulan Türkçe dilin
yöresel "agiz" farkliliklarinda buluyor. Hedef alinan grubun
diline sizdirilan Türkçeden yapma uyduruk sözcükler konuşulan dili ana dil
Türkçeden daha da farklilaştiriyor. Sinsi hain oyuncu toplum
içindeki bu "dil" farkliligini öne sürerek topluma kendilerinin
"TÜRK" olmadigi fikrini aşiliyor ve pompaliyor. Türkçeden
yapilmiş uyduruk "KÜRTÇE" dili öne sürerek diyor ki bak
işte senin konuştugun "dil" budur ve bu da seni Türkten
ayri bir kimlik yapar. Böylece sonu gelmez bir propaganda devamli şekilde
işleniyor. Bu zehirli propaganda ile hedef alinan Türk toplumunun
bazi unsurlari bir tuzak aginin içine düşürüldükten sonra kendilerine
Türklere saldirma suçu işletiliyor. Türkiye üzerine çok evvelinden
belirledikleri uzun menzilli emelleri için gizli planlar kuran terör yaraticisi
en uygun zamanda hedef grubun koruyucusu ve kurtaricisi rolune girerek ipleri
oynatmaya başliyor. Bu içten ve diştan yikim kavrami, terör yaraticisinin
kendi sözde "din" kitaplarinda da bir dini emir olarak
yazilimiş. Bu emir "Gidin bunlarin dilini kariştirin ki
bunlar birbirlerini anlamaz olsunlar" diye de gayet açik
bir şekilde bildiriyor. Demek ki işin temelinde Türkçeden
bozulmuş bir uyduruk dil bulunmakta ve bu dil yok edilmek istenen ana
topluma karşi bir harp araci olarak kullanilmaktadir.
Bundan sonrasi, bilindigi gibi, son 30 sene içinde yapay şekilde
ortaya çikan "Kürtcülük" ve ondan dogan terör olaylari olmuştur.
Oyunun neticesi olarak, Türk milleti kirk bin insanini
kaybetmiştir. Nice gencecik yigitler şehit edilmiş,
analar aglamiş, ocaklar yikilmiş ve Türk ulusu yasa bogulmuştur.
Buna ragmen terör yaraticilari Türklere karşi oynanan bütün bu olanlara
"terör" adini dahi vermiyorlar ve bu zulmu yaptirdiklari
maşalari "ayrilikci asi" diye adlandiriyorlar. Görüldügü üzere
eşsiz bir iki-yüzlülük ve Türklere dost olmayan bir tutum devam
ettirilmektedir! Bütün bu olanlar da Türkçeden yapilmiş "KÜRTÇE"
diye adlandirilan "UYDURUK" bir dile dayatilmaktadir. Daha öncede
belirttigim gibi, uyduruk olan yalniz "Kürtçe" degil bütün
Hint-Avrupa ve de Semitik dilleridir. Işte bu gerçek görülsün diye
"Kürtçe" ile ilgili o yazim yazilmiştir.
Tekrar edeyim, elbette ki Kürtçe ögrenmekle terörü durduramazsiniz! Fakat
Kürtçenin bilinçli şekilde Türkçeden yapilmiş yapay bir dil oldugunu
ve onun Türke karşi içten ve diştan bir yikim araci olarak
kullanildigini, ve terörün kaynaginda bu uyduruk dilin oldugunu bilmekle
yolunuza kurulan tuzaga düşmemegi ögrenmiş olursunuz. Bu da
karşi aydinlatici bildirmelerle terörün başlamadan önlenmesine yarar!
Çok iyi bilinmesi gereken şudur ki DIL bir "tanri" kadar
güclüdür! Sinsi çikarci beyinlerin elinde dil korkunç bir harp ve yikim
aracidir. Onunla insanlarin beyin yikanmasi yapildigi gibi karalar ak ve aklar
da kara gösterilebilmektedir. Kardeşler arasina sokulan uyduruk bir
nifak dili kardeşi kardeşten uzaklaştirdigi gibi bir birine de
kolaylikla düşman edebilmektedir!
Diyorsunuz ki:
"Ayrıca "Kırd" sözcüğünün
Farsça'da "maymun" anlamına geldiğini duymadınız
mı?"
Polat Kaya: Belli ki "Kürtçe" ye aşinaliginiz
var. Sözlükte verilen sözcükler arasinda " meîmûn" sözcügünün
"Kürtçe" oldugu iddia ediliyor. Bu iddianin hem yanliş ve
hem de bir sahtekarlik oldugunu gösterdim. Üstelik verdigim 150 sözcüge
karşi bir "Farsca" sözcügün oluşu ancak bir ayrinti olup
onu konuşani ne "Fars" yapar ve ne de "Avrupali".
Dediniz
ki:
"Ayrıca, bir kavmi ya da bir etnik özelliği
aşağılamanın, "uydurma" demenin, küçümsemenin
herhangibir kimseye büyüklük kazandırabileceğini sanıyor
muşunuz?"
Polat Kaya: Bu ifadeniz de sizin adiniza yanliş bir yorum! Ben
her hangi bir "kavmi" aşagilamiyorum. Sadece,
konuşulan dilin Türkçeden hirsizlanmiş sözlerden yapilma sözcüklerden
oluştugunu söylüyorum ki bu da dilin uyduruk oldugunun işaretidir.
Ayrica bu dil hirsizligi dili konuşan "kavim" tarafindan
yapilmamiş, bilakis başkalari tarafindan yapilmibaşkalari
tarafindan yapilip "Kürtçeye" sizdirilmiş ve
aşilanmiştir. Durumun böyle oldugunu görünce de onu gerçekci bir dil
ile tanimlamak gerekir ki ben de onu yaptim!
Üstelik "Kürt" diye anilanlarin Türklerden farkli olan bir taraflari
da yoktur. Kendilerine "Kürt" diyenler ezelden beri dili, töresi,
dini ve kimligi özbeöz Türk olan kavimlerin bir karişimidir. Ama ne varki
bu saf insanlarin bazilari sinsi gücler tarafindan kökleri olan
"Türklükten" uzaklaştirilmiş kendi gizli maksatlarina
hizmet eder hale getirilmişlerdir. Onlar ortaya çikarilan bu yapma dil
sebebiyle Türk dünyasindan koparilmiş, böylece, hem kendi başlarina
ve hem de Türklerin başina bela olmuştur.
Ayrica dikkat etmelisiniz ki "AVRUPA" dillerinin hepsinin de
Türkçeden yapilma "uyduruk" diller oldugunu söyledim. Bu gerçegin
dilciler tarafindan bilinmedigini, ve bilenlerin de "lal" kalmayi
terçih ettiklerini söyledim. Dil hirsizligi, Türk dünyasinin insanlarinin da
hirsizlanmasini hedefleyen bir medeniyet hirsizligidir ve bu hirsizlik binlerce
seneden beri Türkçeye ve Türk dünyasina tatbik edilmiştir. Bu yüzden
de Türk dünyasi hep bilinçli olarak tarihten sinsice silinmiştir.
Günümüzde de ayni oyunlar oynanmakta, "Kürt" dediklerine ayri
bir "ulus" sifati takilmakta, fakat dünyanin en eski ulusu olan
Türklere "ulus" diyemiyen bir sürü beyin özürlüler dahi
türetilmiştir. Bu da Türklerin karşisinda ezelden beri
kendilerini küçük görenlerin Türklere karşi duyduklari düşmanligin
bir başka işaretidir.
Son olarak diyorsunuz ki:
"
Yine de verdiğiniz bilgilere çok teşekkür ederiz, umarız doğrudur...
Saygılarımla
a. "
Polat Kaya: Söylediklerimin gerçek oldugundan şüpheniz olmasin!
Verdigim 150 sözde "Kürtçe" sözcüklerin yapi ve anlamlarinin
açikladigim şekilde incelemesi ve mavi renkle gösterdigim Türkçe
kaynak metinlerle karşilaştirilmasi söylediklerimin gerçek oldugunu
göstermege yeterlidir. Yalniz şunu da belirteyim ki gerçegi
görebilmek için konu üzerine biraz düşünme gücü de sarfetmek
gerekmektedir!
Selam ve sevgi ile,
Polay Kaya,
26/10/2007
a. wrote:
Değerli Kardeşimiz Polat bey,
Bilmem ki, durup dururken hepimize Kürtçe öğretmeniz çok mu yararlı? Bütün incelikleriyle Kürtçe öğrensek, terörü durdurabilir miyiz sizce?
Ayrıca "Kırd" sözcüğünün Farsça'da "maymun" anlamına geldiğini duymadınız mı?
Ayrıca, bir kavmi ya da bir etnik özelliği aşağılamanın, "uydurma" demenin, küçümsemenin herhangibir kimseye büyüklük kazandırabileceğini sanıyor musunuz?
Yine de verdiğiniz bilgilere çok teşekkür ederiz, umarız doğrudur...
Saygılarımla
a.
----- Original Message -----
From: Polat Kaya
To: Polat_Kaya@yahoogroups.com ; bcn_2004@yahoogroups.com
Sent: Monday, October 22, 2007 11:30 PM
Subject: TÜRKÇEDEN yapilmis sözde "KÜRTÇE" sözcüklerden örnek bir liste.
TÜRKÇE SÖZLERDEN YAPILMIŞ FAKAT SAHTECE
"KÜRTÇE" DIYE TANITILAN
SÖZCÜKLERDEN BIR ÖRNEK LISTE
POLAT KAYA
TANITIM ÖN SÖZÜ
Degerli okuyucular. Dünya Hint-Avrupai dillerin çok eski diller oldugu ve kendi
başlarina başka dillerden bagimsiz olarak geliştirilmiş
diller oldugu bir gerçek imiş gibi dünyaya tanitilmiştir. Dünya da bu
tanitimi bu şekilde bilmektedir. Halbuki bu tanitim sahte bir tanitim
olup bu dillerin temelindeki asil gerçegi söylememektedir. Bu inkarin sebebi de
bu dillerin aslinda Türkçeden yapilmiş oldugu gerçegidir! Yani
"TÜRKÇE" "Hint-Avrapa" dillerine bir ATA ve/veya ANA
dildir! "Hint-Avrupa" dillerine en son olarak ta
"KÜRTÇE" eklenmiş ve bir siyaset oyununa araç olarak kullanilan
bu dil bir kement ilmegi gibi Türklerin boynuna takilmiştir. Bu
yazimizda bir Avrupai dil olarak tanitilan "Kürtçe" dilden bazi
sözcüklerin yapilarini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Internette verilen bir Ingilizce-Kürtçe sözlükten ( http://hem.passagen.se/eramura/engelska/dictionary/abclista.htm )
seçtigim yüzelli (150) kadar sözde "Kürtçe" sözcüklerin Türkçe
kökenleri aşagidaki listede verilmiştir. Türkçe köken metin
"kirilip-yeniden düzme yollu" (anagram yapma) degiştirilerek,
bütün Avrupa dillerinde oldugu gibi, sözde "KÜRTÇE" dilde kullanilan
sözcüklerin yapilmasinda kullanilmiştir. Verdigim örnekleri çok dikkatlice
ve sabirla gözden geçirmenizi diliyorum. Çünkü o listede dünyaya
"KÜRTÇE" diye tanitilan sözcüklerin aslinda Türkçe sözlerden nasil
kirilip yeniden düzenlemek yoluyla yapilmiş olduklarini göreceksiniz. Bu
listeden edineceginiz bilgi ile, herkesten önce Türklerin saf çocuklar gibi
kandirildiklarini ve bunun planli neticesi olarak da Anadoluda Türklerinin
nasil birbirlerine planli bir sekilde düşürüldügünü göreceksiniz.
Listede kirmizi olarak yazilan ilk sözcükler "Ingilizce" sözcükler
olup onlarin karşiligi olan "Kürtçe" sözcükler hemen onlardan
sonra verilmektedir. Bu veriliş kaynak sözlükte verilenlerin aynidir.
Onlardan sonra gelen veri "KÜRTÇE" sözcügün yeniden
dizilişi, yani "deşifre" edilmiş halidir ki bu
">" isaretinden sonra verilmektedir. Ondan sonra da
"Türkçe kaynak söz" geliyor ki bu da "< Tr."
işaretinden sonra veilmektedir. Verilen "Kürtçe" sözcügün
"deşifre edilmiş hali", Ingilizce olarak kelimeye verilen
anlamin işiginda sözcügün harf-be-harf yeniden dizilmesi ve bulunan
dizinin Türkçe okunmasidir. Sözcüklerin yapiminda kullanilan Türkçe metin mavi
renkte gösterilmiştir.
Iki örnek:
Ingilizce deny Kürtçe "retkirdinewe". w = vu,
> "inker-edivertu" < Tr. "INKÂR
EDIVERDU" sözünden.
Ingilizce Kurd Kürtçe "Kürd".
> "KÜRT "
< Tr. "TÜRK"
adinin degiştirilmiş hali.
BIR "INGILIZCE- KÜRTÇE" SÖZCÜKLER LISTESI VE KÜRTÇE SÖZCÜKLERIN TÜRKÇE KAYNAKLARI
Kaynak sözlük : http://hem.passagen.se/eramura/engelska/dictionary/a.htm
INGILIZCE söz - KÜRTÇE sözler > "KÜRTÇE sözün yeniden
dizilisi" < Tr. "TÜKÇE KAYNAK SÖZ" ve
açiklamalar.
A Harfi
annihilate
qelaçokirdin > "ÇAQ-OLE-KIRDIN" yahut
"ÇOQ-ALE-KIRDIN" < Tr. "ÇOK
ÖLÜ KIRDIN"
ankle
qûlepê
> "PELEQ-U" <
Tr. "BILEK O" (ayak
bilegi o)
angular goedar
> "KÖSEDIR"
< Tr. "KÖŞEDIR"
animal
giyanewer W =ü, >
"GUYUN" + INAG + ERE" < Tr. "GOYUN
+ INEK + ERI" (MAL)
annually salane
> "SANALE" <
Tr. "SENELI" sözünden.
another one yekêkî
tir > "TIYER-KEKI" < Tr. "DIYER
TEKI"
anybody herkesêk
> "HERKES-EK" <Tr. "HERKES"
anyhow herçonêk
> "HER-KONÇE" < Tr. "HERHANGI"
anyway herêweyek
> "HERŞEY-WEK" > "HER-ŞEY-TEK"
< Tr. "HER ŞEY TEK"
(HER ŞEY AYNI). Farsca YEK sözü Türkçe TEK sözünden
yapilmistir.
ape
meîmûn >
"MEIMUN" < Tr. "MAYMUN"
apparent akira
> "AŞIKAR" <
Tr. "AŞIKAR"
appetite îtîha
> "IŞTAH-I"
< Tr. "IŞTAH"
appetite arezûî
xuardin >
"ARZU-IDARX-IEUN" < Tr. "ARZU
EDEREK YEYIN" (SEVE SEVE YEYIN)
appetizing arezûbexi
> "ARZU-BEKIŞI"
< Tr. "ARZU BAKIŞI" (ARZU EDICI GÖRÜNTÜ)
anlaminda
appetizing îtîhakerewe
> "IŞTAH-WEREKI" < Tr. "IŞTAH
VERICI", C/K degişimi yapilmiş.
applaud
çeplelêdan > "EL-ÇAPLEDEN" <
Tr. "EL ŞAPLADAN" (alkişlama)
apprentice agird
> "ŞAGIRD" > "ŞIRAGD"
< Tr. "ÇIRAGDI" (ÇIRAKDI) sözünden
yapilmiş.
NOT: Türkçe "-DI, -TI" ekinin ve de "O"
sözünün pek çok kök sözcüge eklenmesinin en azindan iki maksada hizmeti var.
1) ortaya çikan söz bir tanimlama degimi oluyor. Böylece Türkçeden
kirilip yeniden düzenlenen sözcük "Avrupa dili" kalibina dökülürken
ona verilecek olan anlam Türkçe olarak tanimlanmiş oluyor.
2) Kelimenin yapisi büyümüş oldugundan onun kariştirilmasi,
gizlenmesi ve Türkçeden uzaklaştirilmasi da o nisbette
kolaylaşmiş oluyor.
Not: Eger bu kelimeler FARSCAdir diye bir iddia yapilirsa ki
o zamanda sözde "Farsca" dilinin de Türkçeden yapilmiş oldugu
daha da kanitlanmiş olur ki zaten öyledir. Farsca da, bütün diger
Hind-Avrupa dillerinde oldugu gibi, Türkçeden dil degiştirme oyunu
ile yapilmiş bir dildir.
apprentice fêrxuaz
> fêrxuaz > fêrkhuaz > "HF-ZERAK-U"
< Tr. "ÇIRAK O" degiminden, H=I, E.
approve
pesendkirdin > "PENK-RESI-IDDN"
< Tr. "BENI RAZI ETDIN" (razi
olmak, kabul etmek). K/I kaydirmasi olmuş.
approve
razîbûn >
"BIN-RAZU" < Tr. "BEN
RAZU" (ben razi)
approve
qaîlbûn > "QABULIN"
< Tr. "KABULUN" yahut
"KABULUM".
apricot
qeîsî, zerdelû > 'QEISI",
"ZERDELU" < Tr. "KAYISI",
" ZERDALI" (zerdeli)
Aramaic
aramî >
"ARAMI" < Tr. "HARAMI" (hirsiz,
aramaci, gezginci, çingene)
Aramaic
zimanî aramî >
"MIN-I-ARAMAZI" < Tr. "MEN
BIR ARAMACI" (men bir gezginci, men bir çingene) sözünden.
Aramaic
zimanî aramî >
"IMANI-ARAMZI" < Tr. "IMANI
HARAMCI" (imani haram yemek, imani hirsizlik, harami, hirsiz).
NOT: Aslinda ARAMAIC adi
da Türkçe "ARAMACI" (gezginci, çingene) anlamli sözün
degiştirilmesiyle yapilmiş ve harami, yani eşkiya bir gruba
verilmiş bir addir. Görülüyor ki hepsinin yaptigi iş gizli
gizli Türkçeyi degiştirerek kendilerine ad ve dil türetmek ve böylece
Türkçeyi hirsizlamak olmuştur. Ne ilginçtir ki bir din kitabi olan
"Incil" in "Aramaic" dilinde yazildigi bilinir.
Böylece hirsiz bir grubun Turkçeden hirsizlanmis dilinde sözde
"kutsal" bir kitap yazilmis oluyor.
arbitrary zordarane
> "ZOR-EDAN-AR" < Tr. "ZOR
EDEN ER" (kendi keyfine göre davranan er, zorba).
arbitrary
arezûmendane >
"MEN-ARZU-EDEN-A" < TR. "MEN
ARZU EDEN O" (O benim arzumda yapilan, o benim keyfi istegim).
NOT: Ingilizce "ARBITRARY", yani Türkçe "keyfi
davraniş" anlamli, sözcügü Latince "ARBITRARIUS" sözünün ön
kismidir. Halbuki Latince "ARBITRARIUS" sözü iki
sekilde incelenebilir:
a) "ARBITRARIUS" harf-be-harf
"SURBA-IRTIR-A" şeklinde yeniden dizilidiginde, onun
Türkçenin "ZORBA ERDIR O" degiminden yapilmiş oldugunu açikca
görüyoruz. "ZORBA ER" ise her haliyle "keyfi
davranan", kurallara, degerlere, törelere, vs. deger vermeyen kaba saba
zorba herifin birisidir.
b) "ARBITRARIUS" sözcügü harf-be-harf
"ARSU-BIR-ITAR" şeklinde yeniden dizilidiginde, onun
Türkçenin "ARZU BIR IDARE" (KEYFI BIR IDARE) oldugunu görüyoruz ki bu
da yine "keyfi davraniş" kavramini Türkçe olarak tanimlayan
ikinci bir sözdür.
Böylece, bu sözde Avrupai dillere ait Latince, Ingilizce ve de kelimenin sözde
"Kürtçesi" hep Türkçeden hirsizlanmiş bir Türkçe tanimlamanin
kirilip yeniden dizilmiş halleridirler. Bu da gezginci dünyasina ait
dinci-dilcilerin binlerce seneden beri Türklerin ve Türk dünyasinin başina
getirdigi hileli oyunlarin iç yüzünü gösteriyor.
area
rûber >
"BER-UR", U=Y=V, < Tr. "BIR
YER" sözünden.
Ingilizce "AREA" sözü de Türkçe "YER
O" sözünden yapilip gizlenmiş bir sözdür.
arm
bal > "BAL"
< Tr. "KOL", belli
ki C = K oldugundan Türkçe K damgasi C'ye, ve o da B harfine kaydirilmiş.
Ayrica, Türkçe O sesi de A sesine dönüştürülmüş ve
gizlenmiştir.
arm
qol >
"QOL" < Tr. "KOL"
Burda, gizleme maksadiyla olsa gerek ki K harfi Q harfine
çevrilmiştir.
armistice agirbes
> "BARISGE" <
Tr. "BARIŞCI", C/G degişimi
yapilmiş.
armistice erragirtin
> "RAREŞA-GIRTIN" <Tr. "BARIŞA
GIRDIN", B/R degişimi yapilmiş.
army
lekir > "L-EŞKIR"
< Tr. "aL ASKER" (Osmanli Türk askeri)
army
sûpa > ""SU-PA"
< Tr. "SÜ" ("asker"
anlaminda eski bir Türkçe deyim).
arrest
bendkirdin >
"BEND-KIRDIN" < Tr. "BENDE
GIRDIN" (baglandin, tutuklandin).
arrival geîtin
> "GETIŞIN" < Tr.
"YETIŞEN" (varan,
ulaşan) Y/G degişimi yapilmiş.
arsenic
zernîx >
"ZEXIRN" <Tr. "ZEHIRIN" (zehir),
X =KH / GH / H.
artillery
top >
"TOP" < Tr. "TOP".
artist
hunermend > "MEN
HUNERD" < Tr. "MEN
HÜNERDI" (men hüner sahibi)
ashamed ermezar
> "ARŞEZ-ERM"
<Tr. "ARSIZ EREM"
(arsizligindan dolayi utanmis kimse)
Asia Minor Asyaî biçûk > "BIÇUK-ASYAI"
<Tr. "KÜÇÜK
ASYA", K/B degişimi yapilmiş.
assess
helsengandin > "GANISH-ELNDIN
" < Tr. "GANIŞ
ELEDIN" (anladin, ögrendin)
assess
nirxandin >
"IGRANDIN-NH" < Tr. "ÖGRENDIN"
assist
yarmetîdan >
"YARDIM-ETAN" yahut "YARDIM-ETNA" <
Tr. "YARDIM EDEN" yahut "YARDIM
ETME"
assist
komekkirdin > "KOMEK
VERDIN" < Tr. "KÖMEK
VERDIN" (yardim verdin). V/K degişimi olmuş..
Türkçenin Azerbaycan agzinda "kömek" "yardim" demektir.
assistance yarmetî >
"YARTIM-E"
< Tr. "YARDIM" (YARDIM,
KOMEK)
assistance komek
> "KOMEK" < Tr.
"KÖMEK" (YARDIM) .
assistant
yarmetîder > "YARDIM-ETER"
< Tr. "YARDIM EDER".
assume wadanan
> "WANANDA", S/W degişimi ile
, < Tr. "SANANDI"
Ingilizce ASSUMING
> "S-SANMIG-U" <
Tr. "SANMAK-O"
assume ferzkirdin
> "FERZ-IDIRKN" <
Tr. "FARZ EDIRSIN" (farz
ediyorsun), S/K degişimi yapilmiş.
assure dilnyakirdin
> "DILINI-YARDKN" < Tr.
"DILINI VERDIN" (SÖZÜNÜ
VERDIN), V/Y ve I/K degiş.imi yapilmiş.
assure tamînkirdin
>
"TEMIN-KIRDIN" < Tr. "TEMIN
VERDIN" (söz vrdin, teninat verdin)
assure tamînkirdin
>
"EMIN-ITDIN-KR" < Tr. "EMIN
ETDIN" (söz vrdin, teninat verdin)
asthma
tengenefesî >
"NEFESI-GETEN" < Tr. "NEFESI
GIDEN" (nefesi azalan)
atmosphere bergî hewa W = VU,
> "HEVA-BERÎGU" < Tr. "HAVA
VERICI", V/B degişimi yapilmiş.
attack hêrikirdineser
> "ER-SDINE-KIŞHERIR"
< Tr. "ER ÜSTÜNE
KIŞGIRIR" (eri üstüne saldirir)
attack pelamardan
> "PELA-MARDAN"
< Tr. "BELA
VERDIN"
attend
amadebûn > "BEN
AMADU" < Tr. "BEN
AMADE" (ben hazirim)
attend hazirbûn
> "BIN HAZUR"
< Tr. "BEN
HAZUR" (ben hazir, ben huzurda, hazirim)
attract
xokiandinewe > W =
YU, "YENI-XOŞA-KIDEN-U" < Tr. "YENI
HOŞA GIDEN O"
audible
bîstraw > "BAR-ISUT"
< Tr. "BIR
IŞITI" (bir ses)
author nûser
daner > "UASNN-ERDER"
< Tr. "YAZAN ERDIR" (yazan
kimsedir)
authoress nûserî afret
> "AFRET-ÛSERI-N" veya "AFRET-ÛSENI-R", (Û =
Y), < Tr. "AVRAT YAZARI " veya "AVRAT YAZANI" (kadin
yazar)
autumn
paîz > "PAIZ", <
Tr. "PAYIZ" (güz,
sonbahar, yaz sonu)
avenge tolesendin
> "OSEN-ELDIN-T", (C/S),
< Tr. "ÖÇÜN ALDIN" (öcün
aldin, öcünü aldin)
avenge tolekirdinewe
> "EWINI-OLDERTEK"
< Tr. "EVINI ÖLDÜRDÜK" (evini
kirdik, evini yiktik)
award
xelatkirdin >
"KHILAT-KERDIN" < Tr. "KHILAT
VERDIN" (giysi hediye verdin)
award
pêkekirdin >
"PEŞKEŞ-KIRDIN" < Tr. "PEŞKEŞ
VERDIN", V/K kaydirmasi olmus.
Azerbaijan xelkî Azirbaîcan
> "AZIRBAICAN XELKÎ" < Tr. "AZERBAICAN
HALKI"
B Harfi
babble
çenedan > "ÇENEDAN"
< Tr. "ÇENE-eDEN"
(çene çalan, çenebaz)
baby
mindal >
"MIN-DAL" < Tr.
"MINI DAL" (körpe dal, bebe dal,
filiz)
baby
korpe >
"KÖRPE" < Tr. "KÖRPE" (bebe,
dal, filiz)
back
pit >
"PIŞT" < Tr. "PEŞETI" (ARKADI).
"Peşimden gel" degiminde oldugu gibi.
back
bopitewe >
"BOI-PEŞITE-W" < Tr. "BOY
PEŞITI O" (gövde peşidi, govde arkasidi)
back-up pitgîrîkirdin
> "PIŞ-GIRI-KIDINTR" < Tr.
"PEŞE GERI GIDINTIR" (arkaya
gitmedir, geri gitmedir)
back-ache pit êe
> "PEŞT EŞE" <
Tr. "PEŞTE ACI" (geride aci, arka
agrisi)
backgammon tawle
> "TAWLE" < Tr. "TAVLA".
NOT: Çok kimlikli ve uyduruk W harfi Türkçe V harfinin
yerine konularak görüntü degişimi yapilmiş. Türkçe
"TAVLA" sözünü "TAWLE" şeklinde sölemek onu
"Kürtçe" yapmaz, tersine onu Türkçenin bir agzi yapar.
bad
xirap, bed, xirap > "XIRAP"
< Tr. "HARAP" (harap olmuş, berbad
olmuş) sözü.
bad
bed >
"BED" < Tr. "BERBAD" sözünün
son hecesi olan "BAD" ki ona "HARAP' anlami verilmiş.
NOT: Ingilizce "BAD" sözü de yine ayni sekilde
yapilmiştir.
bag
canta >
"CANTA" < Tr. "ÇANTA" sözü.
bag
kîf
> "KIFe" < Tr. "KÜFE" (Arka
sepeti, el sepeti, küfe) sözünden.
bake
nankirdin >
"NAN-KIRIDN" < Tr. "NAN
KURUDMa" (nan (ekmek) pişirme), M/N degişimi
olmuş.
baker nanewa
> "NANEWA" < Tr. "NAN
EVI" (ekmek evi)
baker nanker
> "NAN-ERK", I/K
degişimi ile, < Tr. "NAN ERI" (ekmek
eri, ekmekçi nanci)
NOT: Ekmege Sümer Türkleri de "NAN" derlerdi. Orta
Asya Türk cumhuriyetlerinde de "NAN" denir.
bakery
nanewaxane > "NAN-EWE" yahut
"NAN-XANA" < Tr. "NAN
EVI" (nan hani, ekmek hani, ekmek iş yeri)
balance
terazû > "TERAZU" <
Tr. "TERAZI".
balance kêane
> "EŞKEN-A" < Tr.
"EŞKEN O" (EŞIT tartan). Türkçe
"EŞ" sözü ve "GEN/KEN" ekinden yapilmiş.
ball
top >
"TOP" < Tr. "TOP" (yuvarlak
küre biçimli)
banana
moz > "MOZ" < Tr. "MUZ".
banner beydax
> "BEYDAX" > "BEYDAKH"
< Tr. "BAYRAK" R/D
degişimi yapilmiş.
barman saqî
> "SAQI" < Tr. "SAKA" (su
getiren, içki getiren) sözünden.
barman meygêr
> "MEYGER" < Tr. "BEYGIR" (AT,
EŞEK gibi SU (IÇKI) taşiyan arabalara koşulan hayvan.
barber berber
> "BERBER" <
Tr. "BERBER".
barber serta
> "TRAŞSE"
< Tr. "TIRAŞCI" sözünden.
barrel lûley
tifeng > "TIFENG-LULEY",
Grek dilinde oldugu gibi G/Y degişimi ile, <
Tr. "TÜFENK LÜLÜG" (tüfegin namlusu,
tüfegin kursunu yönlendiren çelik borusu) TÜFENGIN namlusu; Türkçe
"LÜLÜK" boru demektir. Çay demligin "lülügü" çayi
bardaga döken kismidir.
basket
sebete > "SEBET-E"
< Tr. "SEBET O" (SEPET
O).
NOT: Dikkat edilmelidir ki sözde Ingilizce "BASKET"
sözü de "SABET-K" şeklinde Türkçe "SEBET" sözünden
yapilmiştir. "K" harfi Türkçe kaynak sözü gizlemek için
bir fazlalik ve ek yamadir.
bathroom hemam >
"HEMAM" < Tr. "HAMAM".
C Harfi
cafe
qawexane >
"QAWE-XANE" < Tr. "KAHVE
HANE" (kahve evi, kahve evi, han = ev). NOT: Türkçe alfabede
olmayan uyduruk semboller kullanilarak Türkçe söz yabancilastirilmiştir.
cafe
çaxane >
"CA-XANE" < Tr. "ÇAY
HANE" (çay evi). NOT: "Çay Evi" veya Kahve Evi'nde hem
çay ve hem de "kahve" verilir, satilir ve/veya ikram edilir. Bu
Türkün bir töresidir.
cage
qefez >
"QEFEZ" < Tr. "KAFES".
calculate jimardin >
"JIM-IDAR" veya "JIM-IDAN" <
Tr. "CEM EDER" (toplama yapar) veya "CEM
EDEN" (toplama yapan) yahut "CEM EDIN" (toplayin)
anlamli sözlerin birlestilmiş ve degiştirilmiş hali. .
call
bangkirdin >
"BANGIRDIN-K" < Tr. "BAGIRDIN". K
fazlalik olup gizleme yamasidir.
camp çdirge
> "ÇEDIRG" veya "ÇDIRGE"
< Tr. "ÇADIRGAH" (Ordu
çadirlarinin konuldugu yer)
camp ordiga
> "ORDIGA" < Tr. "ORDUGAH" (ordunun
konaklandigi yer, ordu yeri, çadir yeri)
canal qenat
> "QENAT" <
Tr. "KANAT" (ARK,
ARIK). Eskidenberi Orta Asya ve Iranda Türklerin gerek yeralti ve gerekse yer
üstü yaptiklari su kanallari (kanatlar) meşhurdur. Türklerin eski
YER-SU töresinin bir neticesidir.
canal coge
> "COGE" < Tr. "ÇÖKÜ" (çöküntü,
çukur, kazinti anlamli)
cancel pûçkirdinewe.
> "KERI-ÇEWIPDUN" < Tr. "GERI-ÇEVIRDUN" sözünden.
Bir ismarlamayi geri çevirme onun iptal edilmesi demektir. Grekçede
"P" sembolü "R" harfi yerine kullanilir. Böylece, R/P
degişimi olmus.
cancel
helwendinewe. > "helvvendineuue"
> "HEVVELINE-DUNEŞ-U" şeklinde yeniden
dizildiginde aslinin < Tr. "EVVELINE
DÖNÜŞ O" oldugu görülüyor ki bu da, örnegin
yapilan bir gösteri yerinde "yer ayirtmayi" iptal etme anlamli Türkçe
sözdür.
NOT: Sahte harf W gerçekte çok kimlikli bir gizleme damgasi
olup VV, UU, YY, UV, UY, VY, U, V, Y harfleri yerine kullanilan ve o
harflerin varligini gizleyen bir uyduruk harftir. W Türkçe söz ve
tanimlamalarin Bati dillerine hirsizlanmasinda kullanilan bir gizleme aracidir.
Bu bilgi isiginda, kelimedeki birinci W = VV ve ikinci W =UU harfleridir.
Bu degiştirmelerle kelime yeniden yazilinca "helvvendineuue" şeklini
aliyor.
cancer êrpence
> "ŞER-PENCE" < Tr. "aZAR
PENÇE" (azar pençesi, öldürücü el) anlamli söz. Z/Ş
degişimi yapilmiş.
cancer seretan
> "ASTEREN" < Tr. "AZTARAN" (azdiran,
ezdiren, öldüren anlamli)
cancer qirjang
> "QIRANGJ" < Tr. "KIRANCI" (öldürenci)
anlamli söz. Görüldügü üzere "kanser" anlamli üç sözde
"Kürtçe" sözcük ayri ayri Türkçe sözlerden üretilmiş uyduruk
kelimelerdir.
candle mom
> "MOM" <
Tr. "MUM".
candle-stick momdan
> "MOMDAN" <
Tr. "MUMDAN" (ŞAMDAN, MUMLUK).
cannon
top > "TOP"
< Tr. "TOP".
cap
epqe
> "ŞAPQA" <
Tr. "ŞAPKA", K/Q degişimi
olmuş.
care
çawdêrîkirdin
> "DIRDINE-ÇARI-W-K" < Tr. "DERDINE
ÇARE O". W ve K ilavesi bir gizleme örtüsüdür. Ingilizce
"CARE" sözü de Türkçe ÇĊRE sözü olup degişik sekilde
seslendirilerek Türkçe oldugu gizlenmiştir.
carpet fer
> "SERF" < Tr. "SERIF" (serip,
sergi, hali)
carpet
qalî > "QALI" <
Tr. "HALI", H/Q degişimi
yapilmiş.
carriage
galîske > "GELISKA"
< Tr. "GELIȘKE" (gelmeyi
saglayan araç, araba).
carriage
erebane > "EREBEN-A"
< Tr. "ARABAN O" (ARABANIZ).
castle
kok >
"KOŞK" < Tr.
"KÖŞK".
NOT: Ingilizce "CASTLE" Türkçe "TAŞ-KALE" sözünden
yapilmiştir.
category cor
> "COR" <
Tr. "CÜR" (çeşni, çeşit,
tür)
category
çein >
"ÇEŞNI" < Tr. "ÇEŞNI" (çeşni,
çeşit, tür)
D Harfi
daddy bab, bawik,
babe < Tr. "BABA" (BABACIK)
dentist
didansaz > "DIS-DAZAN"
< Tr. "DIŞ-DÜZEN" (diş
yapan)
dagger
xencer >
"XENCER" < Tr. "HANÇER".
damp êdar
> adêr"
< Tr. "YAŞDIR".
damp ter
> "ter" <
Tr. "TER", (terlemek fiilinin kökü).
dampness ê
> ê < Tr. "YAŞ".
dark
tarîk > "kradi"
< Tr. "KARADI".
darken
tarîkkirdin > "ki-kirardin-t"
< Tr. "KARARDIN", "KARARTIN", "KARA
EDIN"
darkness tarîkî
> "kîrati"
< Tr. "KARADI" (gecedi, işiksizdi)
darling
xoewîst > "xo-sevîtu"
< Tr. "HOŞ-SEVIDI" (sevgilidi)
daughter kiç
> "kiç"
< Tr. "KIZ",
Z/Ç degişimi olmus..
daughter kenîk
> "kî-ken"
< Tr. "KIZ CAN", "KIZ
CANI" , Z/Ş degişimi olmus.
day
roj > "roj",
q/r degişimi ile, > "qoj "
< Tr. "KÖZ" (QÖZ,
GÖZ, GÜN, GÜNEŞ).
deaf
ker >
"KER" < Tr. "KÂR" (SAGIR).
deafness kerî.
> "KER-I" < Tr.
"KÂR O" (SAGIR O).
deafness kerêtî
> "KÊRTI-E" < Tr. "KÂRDI
O" (SAGIRDI O).
dear
xoewîst > "xo-sevîtu",
w = vu, > "XOŞ-SEVITU"
< Tr. "HOȘ SEVITI" ("HOȘ-
SEVIDI").
declare rageyandin
> "ayan-gerdin-a"
> "AYAN-GERDIN" < Tr. "AYAN
VERDIN" (açikladin, beyan verdin) V/B/K degişimi yapilmiş.
declare beyankirdin
> "beyan-kirdin">
< Tr. "BEYAN BERDIN" (açikladin,
beyan verdin)
decorate razandinewe
> w = vv, "avani-vezendr" yahut
"evine-vazandr" < Tr. "EVINI-BEZENDIR" (EVINI
BEZE, EVINI SÜSLE) anlamli sözden.
decorate nexandinewe
> "avine-nex-edun" < Tr.
"EVINE-NAKIŞ-EDIN" (EVINI
BEZEYIN, EVI SUSLEYIN).
deny
retkirdinewe > w = vu,
"inker-edivertu" < Tr. "INKÂR
EDIVERDU" sözünden.
deny nikolîlêkirdin
> "inker-illdik-oni"
< Tr. "INKAR-EYLEDIK
ONU" (INKAR ETTIK ONU).
Burada Ingilizce DENY sözcügünün de kökenine bakmakta yarar vardir.
Türkçe "INKAR" anlaminda olan bu sözcük için Webster's
Collegiate Dictionary, [1947, p. 270], Latince DENEGARE ve NEGARE sözlerinden
geldigini yazar. Önce Latince NEGARE sözcügüne bakalim. NEGARE,
harf-be-harf "ENGAR-E" şeklinde yazilip Türkçe olarak
okundugunda sözcügün Türkçe "INGAR" (INKAR) sözünden yapilmiş
oldugunu görüyoruz.
Ayni şekilde Latince DENEGARE harf-be-harf
"ENGAR-EDE" şeklinde dizildiginde onun da Türkçe
"INKAR EDI" (INKAR ET, INKAR ETME, INKARDI) anlamli sözü oldugunu
görüyoruz. Böylece, Ingilizce "DENY" sözü de sözde Latince
"DENEGARE" nin ön kismi olan "DENE" den elde
edilmiş uyduruk bir sözcük oluyor ki onun da kökü yine Türkçe
"INKAR" sözüne dayaniyor. Fakat kirma, kariştirma ve
degiştirme o kadar olmuştur ki onun kökeninin Türkçe oldugunu
görmek nerdeyse imkansizlastirilmiştir. Ilk defa tesadüfen bu
çalismada onun Türkçe kökenini görmek mümkün oldu.
Garip degilmidir ki Türkçe "INKAR" ve "INKAR EDI"
degimlerini degiştirilmiş şekillerde hem Latincede ve hem de
Italyancada buluyoruz. Bu garip oldugu kadar ayni zamanda olasiligi sifir
olan çakişmayi degiştirilmiş sekillerde çesitli sözde
"Hint-Avrupa" dillerinde buluşumuzu acaba Avrupali dilciler
nasil izah ederler? Yoksa yine bir sürü riyakar laf uydurarak olayi ört
bas etmege mi çalişirlar? Bu gibi dil degişimlerini sözde
"KÜRT" diye adlandirilan Türklerin kendi dilleri olan Türkçeye
yapacagi ve yapabilecegi pek inandirici degildir. Belli ki birileri
DENEGARE ve NEGARE sözcüklerini dünyaya "Latince" diye sattigi gibi
Türkçeden yapilma "RETKIRDINEWE" ve "NIKOLILEKIRDIN"
sözcüklerini dünyaya "Kürtçe" diye hayasizca satmiştir. Belli ki
Türkçeden "dil hirsizligini adet edinmiş" hirsiz bir
dünyada yaşamaktayiz! Diger taraftan bilgili ve hem akilli geçinen
bazi Türk "entelleri" ve politikacilari da bu uyduruk sözcükleri
"gerçek Kürtçe" dil unsurlari diye kabullenmiş ve böylece
sinsice tatbik edilen uzaktan kumandali bir içten bölünmeyi göremez veya
umursamaz olmuşlardir. Bu arada, Türk halkinin en büyük kusuru,
hepsi Türk soylu oldugu halde, bilinçsizlikle birbirlerini çeşitli adlarla
damgalamalari ve tanimlamalari olmuştur ki bu onlari bölünmeye götüren
yanliş bir davraniştir.
Bilinçli şekilde dili degiştirilen ve sonradan
"Hint-Avrupa" asilli ve dilli diye tanimlanan gruba Avrupalinin sahip
çikmasinin altinda yatan gerçek dili degiştirilen insanlarin hem
kendilerini ve hem de bütün zenginligi ile ülkelerini hirsizlamaktir.
Dilleri ve ülkeleri hirsizlanmis kimseler de sonunda hirsiza uşaklik yapma
durumuna düşerler. Sömürücülügün en başta gelen gizli yayicisi din
kuruluşlari ve misyonerlerdir. Bunlar sahte bir diş dini görüntüye
bürünmüş, gerçekte, gizli iç dünyalarinda dinden çok politika üreten ve
saman altindan su yürüten kuruluşlardir. Bu kuruluslarin,
kendilerinden şüphe etmeyen saf ve dürüst yerli halk arasina sizip,
onlarin aralarinda geçimsizlik çikarmadiklari ve de tahrip etmedikleri halk
toplumu olmamiştir.
SONUÇ SÖZ:
Bütün bu açiklamalarin gün işigina çikardigi sonuç şudur ki
"KÜRTÇE" diye dünyaya tanitilan, Türklere bir siyasi yara olarak
dayatilan ve Avrupali dinci, dilci ve politikacilarca desteklenen bu dil,
bütün Avrupa dillerinin de oldugu gibi, gerçek bir dil olmayip, Türkçe sözlerin
kirilip yeniden düzenlenmesiyle yapilmiş uyduruk bir dildir. Avrupa
dilleri de ayni şekilde Türkçeden yapilmiş uyduruk yapma dillerdir!
Kürtçe Tarihte temeli olmayan, fakat kara prensiplere dayanan bir din ile
ugraşanlarin gerek dinlerini ve gerekse siyasi etkenlik alanlarini
genişletmek maksadiyla, bilinçli şekilde Türkçeden yapmiş
ve yörenin Türk halkina gizli gizli işlemiş olduklari bir dildir. M.
Ö. ceki çaglarda Orta Doguya, Anadoluya ve Avrupa kitasinin her yöresine sizmiş
"karaya" ve "yele" din olarak inanan gezginci gruplar bu
konuda tam bir dil ustasi olmuşlardir. Zira bu hileyi binlerce
seneden beri çok ustaca tatbik eden, her firsatta her yerde yerli halkin dil ve
dinini degiştiren gezginci grublar Avrupai ve Semitik dilleri de yine
Türkçeden ayni hileli dil degiştirme teknigi ile geliştirmiştir.
Bu teknik sayesinde binlerce sene Türkçe konuşan Avrupanin yerli insanlari
tarihten silinmiş ve geride kalanlari da yapay yeni durum içinde
eritilmişlerdir. Anadolunun binlerce senelik Tur/Türk/Oguz insaninin dili
ve adlari degiştirilerek sözde "hint-Avrupali" imiş gibi
gösterilmiş ve tarih degiştirilmiş, Türk insani tarihten
silinmiştir. Binlerce sene Türkçe konuşmuş Iran
cografyasinda dahi ayni hilekar dil degiştirme oyunu oynanmiş, Türk
MEDE (METE) imparatorlugunun çökertilmesiyle yerine bir sözde
"Hint-Avrupali" devlet geliştirilmiştir.
Türkçeyi degiştirerek yeni diller üretmek yalniz Türkçenin hirsizlanmasi
olayi olmayip ayni zamanda hem Türkçenin temsil ettigi medeniyetin ve hem de o
medeniyeti geliştirmiş Türk toplumunun insanlarinin da
hirsizlanmasidir. Netice yalniz bunlarla da kalmiyor Tur/Türk/Oguz insaninin
topraklarinin da hirsizlanmasini neticelendiriyor. Bu gibi hirsizlamayi yapan
gezginciler yazdiklari yalanlarla dolu "tarih" belgelerinde hep
kendilerini öne çikarmişlar ve insanlik medeniyetinin kendilerinden
dogdugu yanliş görüntüsünü dünyaya yaymişlardir. Bu arada dil
degiştirme oyunu ile tarihten silinenler hep Türkler olmuştur. Bu hal
Türk dünyasinin yumuşak karni olmuştur.
Binlerce senelerden beri çeşitli kaliplar içinde saklanarak Türk
dünyasinin içine sizan kara-din mensuplarinin, Hint-Avrupa dillerini Türkçeden
yaptiklari gibi, ayni işi "KÜRTÇE" diye adlandirdiklari bir
yapmacik dil için de yapmişlar ve bunu da Dogu Anadolu Türkünü Türklükten
koparmak için uygulamişlardir. Yapma dil gizli gizli yüzlerce sene
süresince hedef grup arasinda yaydirilip atilan maya tutturulunca Türkün bir
dali daha kesilip sözde "Hint-Avrupa" grubu içine alinmiştir.
Türkün dilini degiştirip başka bir kalip içinde bir Türk boyuna
tatbik etmek, Türkü bölüp yok etmek için çok eskilerden beri icad edilmiş
en etken ve sinsi bir harp aracidir, yani Türklere karşi sinsi bir soguk
harp hareketidir. Yapilan işlem politik yalan dolanla beslenip ve de
desteklenince, ayni toplumun bölünen boylari birbirine düşürülebilinmekte
ve neticede her ikisi de plani hazirlayanlara yem olabilmektedirler.
Takriben, günümüze nazaran bin sene evvelinden batinin başlattigi Haçli
seferleri gerek Anadoluda ve gerekse Orta doguda karşisinda hep Türk
ordusunu bulmuş ve ondan agir yaralar almiştir. Bu ordunun sahibi
ister Musul Atabeyi Türk Nurettin Zengi olsun, ister Nurettin Zengi'nin
kanatlari altinda yetişmiş Türk soylu Selahaddin Eyyubi olsun, bu
idarecilerin Haçlilara karşi olan başarilarini elde eden onlarin Türk
soylu ordusu idi. Haçlilarin Orta Dogudan silinip atilmasi Selahaddin Eyyubi
zamaninda olmuştur. O zaman Haçlilara karşi koyan bu orduya
batililar "SARICANLAR" anlaminda "SARACENS" derlerdi.
Günümüzde de öyle bilinmektedir. Yenilgiye ugramiş Haçli seferlerinden
sonra, Bati aleminin olasilikla Orta Doguda Türkleri bölme maksadi ile
planladiklari uzun menzilli planlari günümüzde meyvelerini verme olgunluguna
getirilmiştir. Bir toplumu bölmek için kullanilan sinsi yikim araçlarinin
en başinda toplumun dili gelmektedir. Dil degiştirilince toplum da
kimligini farkina varmadan kaybedebiliyor. Hele genç nesil yeni bir dilde
ögretilince ortaya kendi kökünden yabancilaşmiş bir nesil
çikabiliyor. Simdilerde kendilerini "KÜRT" diye adlandiranlar aslinda
eskiden beri "TÜRK" boylari idiler ve tarihciler de bunun böyle
oldugunu belgelerle göstermektedirler. Günümüzde kendine "Kürt"
diyenler gizli çalişan Avrupali kurumlarca hirsizlanmiş Türklerdir!
Din kisvesine bürülü misyonerlerin açik ve kapali sistemli
işlemesiyle bazi Türk gruplari kendi ulusuna karşi düşman hale
getirilebilmektedirler. Işte Türklerin başina oynanmiş bu uzun
menzilli oyunda Türklere kurulan kapan günümüzde nerdeyse kapanma durumundadir.
Bütün bunlar Türk dünyasinin yok edilmesini hedefleyen sinsi ugraşilardir!
Eşi görülmemiş bir sahtekarlik yöntemi ile Türkçe ve onunla
beraber Türkün medeniyeti, insanlari binlerce seneden beri, kökü kazinircasina
hirsizlanmiştir. Kullanilan teknik etkinligi çok yüksek olan ve çok
sinsice üretilmis bir yikim vasitasidir. Tur/Türk/Oguz insanini,
konuştuklari Türkçe agizlarin birbirinden farkli oluşunu ve sanki
Türkçeden ayri bir dil konuşuyorlarmis gibi hileli bir iddia ile
kendilerine ayri bir dil olarak dayatilmasi, onlari birbirinden
uzaklaştirmak için kullanilan çok etken bir riyakarliktir. Bu oyun
binlerce seneden beri oynanan bir oyun olup onun sinsi gizliligi
devamli şekilde örtülü tutulmuştur. Bütün bu oyunlarin altinda
insanlari acimasizca birbirine düşüren, fitne fesati yaratan kara bir din
kavrami ve onun uygulayicilari olmuştur.
Türk insani hiç bir zaman bu çok sinsi oyunun farkinda olmamiştir ve
olmasi olasiligida nerdeyse sifir idi. Zira her kese bu kadar hoş görü
gösteren saf ve iyi niyetli Tur/Türk/Oguz insani kendine ögretilenlerin gerçek
ve samimi olduguna inanmiş yahut inandirilmiştir. Bu saflik ve
hoş görü yüzünden Tur/Türk/Oguz insani daima yontulmuş, kollari
kanatlari budanmiştir. En güclü Türk devletleri bile tarihten silinmiştir.
Artik bu çok sinsi gerçegin bilincinde olma zamanidir. Türk milleti her
kesten evvel kendine güvenmelidir.
Gizlice uygulanan yöntem şu resimi çizmektedir: Türkçeyi
hirsizlamak, hirsizladigi sözleri degiştirip yeni kaliba sokarak ayri bir
dil imiş gibi satmak; türetilen dili hedef aldiklari bir Türk grubuna dil
olarak gizli gizli aşilayip beyin yikamak; ondan sonra da ortaya çikan
Türklükten yabancilaştirilmiş gruba "Hint-Avrupa" dilli bir
toplum demek ve ona sahip çikarak Türkü Türkten bölmek! Iste bunlar gezginci
misyonerlerinin insan ve dil hirsizligi incelikleri! Bu hirsizlik taa
eski Babilon gezgincilerinden beri süre gelmiştir. Babilon çingeneleri de
Tur/Türk/Oguz Sümerlere ait, dil ve din dahil, her kültür eserini
hirsizlamişlardi. Ayni oyun tarihte en uzun ömürlü bir Tur/Türk/Oguz
devleti olan eski MISIR (Masar)da da oynanmistir. Bu oyun günümüzde de devam
ettirilmektedir.
Bu oyun insanlarin yan yana sulh içinde yaşamalari yerine komşuyu
yikip evine, nedeniyetine, insanina ve ülkesine sahip çikma oyunudur ki bu
sömürü oyunu şimdiye kadar çok büyük başari ile
geliştirilmiştir. Bu oyunun en etken sinsi aracisi da
"dincilik" olmuştur.
Bütün bu bilgilerin işiginda, denebilir ki dilcilere ve de aydin okurlara
düşen ders şudur:
Sayet birileri, Kürtçe bir "Hint-Avrupa" dilidir şeklinde bir
çikiş yaparsa, ona verilecek en kestirme yanit her halde şöyle
olmalidir: Sözde "Hint-Avrupa" dillerinin sahtekar yönü artik
gün işigina çikmiş ve Türkçeden nasil yapilmiş olduklari anlaşilmiştir.
Görünüşte birbirine benzeyen bütün sözde "Hint-Avrupa"
dilleri Türkçeden hirsizlanmiş sözlerin kirilip yeniden düzenlenmesi
ve şifrelenmesi neticesi türetilmiş uyduruk dillerdir.
"Kürtçe" de ayni şekilde yapilmiş uyduruk bir dildir.
Türkçe sözlerin yeni kaliplara dökülerek degiştirilmesi, araba hirsizinin
çaldigi arabanin rengini, içinde ve dişinda göze gelen bazi özelliklerini
degiştirilmesi gibidir ki bu çalinan mali taninmaz hale getirir. Dil
hirsizligi da aynidir! Kürtçe sözde "Hint-Avrupa" dilllerine
benzetilmis fakat kökü Türkçe olan bir dildir.
"Kürtçe" dile ait sözcüklerin büyük bir kismi zaten Türkçedir.
Geriye kalanlari ise Türkçeden yapilarak gerçek bir dilin sözcükleri
imiş gibi Dogu Anadolu Türk boylarina diş güclerin sinsice halk
arasina sizdirdiklari gezginci misyonerler tarafindan dil olarak
işlenmiştir. "KÜRT" adi dahi "TÜRK" adinin
degiştirilmis halidir. "KÜRT" adi .ile bilgisizce anilan
halk aslinda hirsizlanmiş Dogu Anadolu Türküdür! Saf Dogu Anadolu
Türkü bir maden işletir gibi işletilmiş ve kendi kökünden
uzaklaştirlmiştir. "Kürtçe" dil içinde gözlenen Türkçe
sözcüklerin yöresel agiz degişimleri onlari Türkçeden ayri bir dil yapmaz.
Birilerinin Türkçe "BABA" sözünü "BABO" şeklinde
söylemesi onu "Kürtçe" söz yapmaz; yahut, ATA anlamli Türkçe APA
sözünü "APO" şeklinde söylerse bu konuşma tarzi
kelimeyi Türkçeden çikarip başka bir dil yapmaz!
Uzak geçmişten beri gizli çalişan Avrupali dil uzmanlarinca
yapilagelen Türkçe dil hirsizliginin üstünü kapatmak için bir sürü uyduruk dil
deyimleri ve kurallari üretilerek dünya halkinin gözü perdelenmiştir. Bu
gerçegi bilmeyen sayisiz iyi niyetle çalişan dilciler vardir ki onlar
ancak görünenlerin "gerçek" oldugunu sanmaktadirlar.
Kandirilmiş olduklarinin farkinda bile degildirler. Gerçegi bilenler ise
konuyu açiklamak yerine "lal" olmayi terçih edenlerdir. Bu yöntemle
şimdiye kadar dünya yalanlarla kandirilmiştir. Gezginci gruplarin dil
degiştirme yolu ile geliştirdikleri dil, medeniyet ve insan
hirsizligi teknigi binlerce senedenberi gizli gizli kullanilmiştir. Bu
hirsizlikta hedef alinanlar da hep Tur/Türk/Oguz dili, insani ve medeniyeti
olmuştur. Bu durum karşisinda konuşulan diller konusunda
Avrupa dilcilerinin ve yazarlarinin elle tutulur inandiriciklari
kalmamiştir.
Sayet birileri "Kürtçenin" sözde "Fars" dilinin sözcükleri
ile dolu oldugunu söylerse, bu "Kürt" denilen grubun "FARS"
oldugu anlamina gelmez. Osmanli Türkçesinde de pek çok sözde "Farsca"
sözcükler vardi ki o hal ne Osmanli Türkünü Farslaştirdi ve ne de Osmanli
Türkçesini "Fars" dili yapti. Iranda milyonlarca Türk vardir ki
onlarin dili hem Türkçedir ve hem de "Farsca" konusurlar. Fakat
bu onlarin "Türklügünü" degiştirmez. Ne gariptir ki sözde
"Fars" dilinin sayisiz sözcükleri bile, "Kürtçede" oldugu
gibi, Türkçe sözlerin degiştirilmesinden üretilmiş sözcüklerdir.
Son olarak birileri sahte bir mantikla, yani "sophistry" dedikleri
dil şaklabanligi ile, sizi ikna etmege ve susturmaya kalkişirsa,
ilk iş hiç çekinmeden yukaridaki listeyi yüzüne dayatarak yapilmiş
dil degişimlerinin izahini kendisinden istemek olmalidir. Bu dayatma
karşisinda, aslinda ne konuştugunu bilmeyen, kulaktan dolma sahte
bilgilerle kandirmaca dilbazligi yapan sözde dilcilerin söyleyebilecekleri hiç
bir bilimsel izahatlari yoktur. Sözde "bati dillerinin" avukatligini
yapanlarin inanilacak taraflarinin kalmadigi peşinen yüzlerine
söylenmelidir. "Kürtçe" diye dayatilan dilin aslinda Türkleri bölüp
birbirine düşürmek için planlanmiş bir sahtekarligi uygulamak
maksadiyla türetilmiş sahte bir dil oldugu ve ayni zamanda bir yikim araci
oldugu gerçegi dile getirilmelidir. "Kürtlerin" Hint-Avrupa
irkindan oldugu iddiasi ise tamamen uyduruk olup elle tutulur bir yönü olmayan
bir iddiadir. Sözde "Kürt" toplumu ile Türk toplumu binlerce sene
içli dişli olan, birbirinin ayni olan, görünüşü, adi, dili, töresi
ayni olan Türk toplumlaridir. Sahte politika oyunlariyla Türkü bölmek gezginci
aşiretlerin dincileri ve politikacilari arasinda bir adet haline
getirilmiştir. Çünkü Türkçeyi hirsizlayip kapali kapilar ardinda
kendilerine çeşit çeşit dil üretenler, kimsenin bu hirsizligin
farkinda olmadigini çok iyi bildikleri için daha da cesaretlenmişler, ayni
teknigi her firsatta uygulamişlardir. Bilinmelidir ki ta eski Babilon
gezgincilerinden beri, bu konularda yalan söylemenin zirvesine ulasmiş
olan gezgincilerin gerek sözde "Grek" ve "Latin" dillerini
ve gerekse bu iki dilden yapildigini ileri sürdükleri çagdaş
"Avrupa" dillerini de ayni hileli yöntemle Türkçeden yapmiş
olduklari artik bilinen bir gerçektir! Bu gerçegi bilmeyen milyonlarca masum ve
dürüst insan yalan dolanla kandirilmiş ve hilekar bir sistemin maksadina
hizmet eder hale getirilmiştir! Bütün bunlar başkalarinin özel
maksatlar için geliştirdigi sahte iddialarin yutulmamasinin gerektigini
göstermektedir.
Selam ve sevgi ile,
Polat Kaya
22/Ekim/2007
====================================================
----- Original Message -----
From: tezcan günday
To: a_kandemir69@hotmail.com ; adgunday@hotmail.com ; burhan_34@hotmail.com ; dilekmekci2001@yahoo.com ; e.d._denizyosunu@hotmail.com ; engo ; erkandemirci1@hotmail.com ; faik kurtulan ; h_kara35@hotmail.com ; halukdiler@hotmail.com ;hkara_35@hotmail.com ; KIJIM ; kuvva ebru dönmez ; kuvva gülşen koç ; kuvva hakkı gümüş ; leader-69@hotmail.com ; murat.kazbek@sanicor.com.tr ; naim usta ; nazan ; nennur ; nurtenozer@sanicor.com.tr ; olimbera.mio@hotmail.com ; ozcanyesiltepe@hotmail.com; öjü ; rapsodi dilek hnm ; sanicor2dila@hotmail.com ; serdar-kolotoglu@hotmail.com ; tahagunday@hotmail.com ; talatdalkiran@hotmail.com ; zeyneporuncak@hotmail.com
Sent: Friday, October 26, 2007 11:17 PM
Subject: yAVUZ SULTAN SELİM HAN
Yavuz
Sultan Selim'in Ridaniye seferine giderken hayrat olarak Muş'ta
yaptırdığı çeşmenin üzerinde bulunan bir şiir.
Sultan Selim giderken yaptırdığı çeşmeyi dönüşte
bitap vaziyette bulmuş bunun üzerinede aşağıdaki
mısraları kendisi kaleme aldırarak çeşmenin üzerine
yazdırmıştır.
Şiirin anlamı 1999'da Hasan Pulur'un bir
yazısında dile getirilince çeşmenin üstündeki kitabe
silinmiştir.
KÜRDE fırsat verme Ya Rab
Dehre sultan olmasın
Ayağını çarık sıksın
Karnı bile doymasın
Vur sopayı al haracı
Asla iflah olmasın
Ol bu çeşmeden gavur içsin
Rum içsin
Kürde nasip olmasın
Windows Live Messenger'ın için ÜCRETSİZ 30 ifadeyi indir! Buraya tıkla!
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google
Grupları "KEMALİST DEVRİM" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : kemalizm1919@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta
gönderin: kemalizm1919-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/kemalizm1919?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---