Latince Sözcükler-1

--- In b_c_n@yahoogroups.com, Polat Kaya <tntr@C...> wrote:


Sayin Arkadaslar

Merhaba. "ROMANCE Dilleri Hakkinda: Bildiri-5" baslikli yazimla
Latince ve ondan türetilmis "Romance" dillerinden bahsetmistim. Simdi
bu yazimda, asagida konu ettigim bazi Latince kelimeleri, Latincenin
Türkçeden yapilmis bir dil oldugu görüsümüzü destekler mahiyette
olduklarindan, örnek olarak vermek istiyorum.

LATINCE KELIMELER-1:

1. AQUA [Ingilizce "water"]; Türkçe karsiligi "SU". Bu
Latince ad'a kaynak Türkçe deyim "AKU-YO" ("akiyor") yani suyun akici
niteligi oluyor. Böylece, Türkçe "SU" sözünden kaçinilmis ve onun
yerine suyun akiciligi "SU" anlaminda bir kelime olarak
tanimlanmistir. Görüldügü üzere, "su" kavraminin Türkçe adi
olan "SU" sözü yerine onun niteliklerinden birini "su" anlaminda
tanimlamak ta Türkçeyi kirma tekniginin (anagrammatizing) bir
seklidir.

2. AQUOR [Ingilizce "to fetch water"): Türkçe "su getirmek"
anlaminda. Bu Latince AQUOR sözü Türkçenin "AKU-y-OR" ("akuyor",
"akiyor", "su", "çesme", "suyun kaynagindan alinan su") anlamli deyimi
ile ayni oluyor. Daha çok yakin zamana kadar evlerde su bulunmazken,
herkes suyunu köye yahut mahalleye ortak bir su kaynagindan
(çesmeden) alip getirirdi. Bu is oldum olasi böyle olmus taki su
evlere girinceye kadar. Görülüyor ki bu Latince kelimenin ad olgusu
da yine Türkçe bir deyim olup "SU" ile ilgili bir kavrami tanimliyor.

3. AQUOSUS [Ingilizce "full of water, watery"]: "bol sulak,
sulu" anlaminda olan bu sözcük "aquo-su-s" seklinde ayrilip
bakildiginda Türkçenin "AKU-yO-SU-Su" ("su su akiyor", "bol su
akuyor", "her yer su su") anlaminda deyimden kirma yollu yapilmis bir
sözcük oldugu görülüyor. Dikkat edilmelidir ki bu sözcükte
Türkçe "SU" sözü kelimeye ithal edilmisse de bir taki imis gibi
gösterilmis oldugundan izi kaybedilmis, bununla beraber Türkçe "SU"
kelimesinin anlami "AQUYO" deyimine aktarilmistir. Elbetteki suyun en
basta gelen özelligi onun "akici" olmasidir.

4. AQUEDUCTUS [Ingilizcesi "an aqueduct"] Türkçe karsiligi "su
tasiyan ark (kanal)" anlaminda olan bu Latince sözcük "aqu-e-duc-t-us"
seklinde ayrilip "su-aqu-duc-te" seklinde yeniden düzenlendiginde
Türkçenin "SU AKUDUCuTI" ("su akiticidi", "su kanalidi", "su
tasiyandi", "su yoludu") anlamlarinda bir yerden diger bir yere su
götüren bir sistemin Türkçe tanimlamasi olup bu Latince sözcügün
yapilmasina kaynak oldugu görülüyor. Bu Türkçe tanimlama ve ondan
kirilma yoluyla yapilmis oldugu görünen Latince AQUEDUCTUS sözcügü
çok açiklayici olup dilcilerin dikkatine sunulur. Diller konusunda
gerçegi arayan dilcilerin Latince AQUEDUCTUS sözcügü ile ayni
ünsüzlerden yapilmis ve ayni kavrami tanimlayan "SU AKUTUCuDU" deyimi
arasindaki dil birligini inkar edebileceklerini sanmiyorum. Bu sözcük
Latince kelimelerin Türkçeden kirma yoluyla yapilmis olduguna en güzel
örneklerden biridir. Bu dil ve kavram benzerliklerinin tesadüflerin
neticesi oldugu görüsü ile izah edilmesi zordur.

Latince AQUEDUCTUS sözcügüne Türkçe "SU AKUTUCuDU" deyiminin kaynak
olusu, çok önemli bir gerçegi daha gün isigina çikariyor ki o da "ark"
(kanal) içinde bir yerden diger bir yere su tasima tekniginin çok
öncelerinden Tur/Türk insanlari tarafindan gelistirildigi gerçegidir.
Asya kitasindaki pek çok Tur/Türk ülkelerinin eskiden kalma gerek yer
alti ve gerekse yer üstü pek çok su kanallariyla dolu oldugu bir
gerçektir. Bütün bunlar eski Tur/Türk medeniyetinin gelistirmis
oldugu tekniklerdir. Asyadan Güney Amerikaya göç eden INKAlarin sulama
islerinde kullandiklari su kanallari da bu teknigin eski Tur
dünyasindan Amerika kitalarina tasindiginin bir isaretidir. Etrüskler
hakkindaki kitaplarda Etrüsklerin "su akutuculari" ("aqueducts")
yapmakta pek usta olduklari ve Latinlerin bu teknigi Etrusklerden
ögrendikleri yazilir. Baslangiçta kendilerine ait bir dilleri olmayan
Avrupanin "aruyanlari" Avrupanin yerli ve yerlesik halklari olan eski
TUR/TÜRK insanindan yalniz bu teknigi ögrenmekle kalmamislar ve ayni
zamanda kavrami tanimlayan Türkçe deyimi de kirma yollu Latince
AQUEDUCTUS kelimesine kaynak malzeme olarak kullanmislardir. Belli ki
bu gibi teknikler gerek Latinlere ve gerekse Greklere mal edilerek
eski Tur/Türk dünyasina ait olan kültürler dünya halkina yanlis
tanitilmistir.

5. AQUARIUM [Ingilizce: "an artificial pond, or a globe or tank
of water"]: "balik havuzu", "baliklar için kab içinde su" anlaminda
olan bu sözcük "aqu-ar-i-um" seklinde ayrilip "aqu-i-ar-um" seklinde
yeniden düzenlendiginde Türkçenin: a) "AKUYARUM" ("akiyorum")
anlaminda deyim olup bir "su" yeri oldugunu anlatiyor; b) ikinci bir
anlaminda "aqua" sözünü Türkce "SU" deyimi ile degistirdigimizde
Türkçe "SU-YARUM" ("yerim su", "yatagim su") anlaminda Türkçe deyimden
kirma yollu yapilmis bir sözcük oldugu analsiliyor.

6. AQUARIUS [Ingilizce "Aquarius, belonging to water; a water
carrier or an inspector of conduits; a constellation south of
Pegasus; the eleventh sign of the zodiac"] seklinde veriliyor.
Ingilizcede de "aquarius" seklinde geçen bu sözcük Türkçede "Kova
Burcu" ve "Saka Takimyildizi" seklinde tanimlaniyor. Bu
Latince "aquarius" sözcügü "aqu-ari-u-s" seklinde ayrilip "s-aqu-ari-
u" seklinde yeniden düzenlendiginde Türkçe "SAKA-ERI-U" ("saka eri
o", "su tasiyan er o") anlaminda deyimden yapilmis oldugu gürülüyor.
Türkçede "SAKA" sözü "su tasiyan" demektir. Zaten "aquarius" sözü de
ayni anlamdadir. Böylece Latince "aquarius" Türkçe "Saka eri o"
deyiminden kirma yollu yapilmis bir sözcüktür. Bu benzerlikler
tesadüflerin neticesi olamaz.

Ikinci bir seklinde Latince kelime "aquar-ius" seklinde ayrilip
"sui-aquar" seklinde yeniden düzenlendiginde Türkçe "SUI AKUyAR"
("suyu akuyor", "akar su") anlaminda yine Türkçe bir deyim çikiyor.
Bu Türkçe deyimin anlaminin etkisinde olmaldidir ki "Kova Burcunu"
temsil eden resim genellikle sag kolundan bir kab (kova) içine su
akitan er (erkek) olarak gösteriliyor. Bu da yine gösteriyor ki
kelimenin asli Türkçedir. Ayrica, yine anlasiliyor ki kavramin asli
Türkçe konusan bir kültür ortaminda gelistirilmis, fakat sonradan
degistirilmistir. Kova burcunu temsil eden sembol ise, paralel iki
dalgali cizgi, eski alfabelerin "S" harfleri ki Türkçe "SU"
deyimininden kaynaklanmis olmalidir, Türkçe "akan bir suyu temsil
eden damga" olmalidir. Kavramlari "damga" ile tanimlamak ise Tur/Türk
dünyasina ait bir töredir. Çünkü alfabenin sembolleri bile eski
Tur/Türk dünyasinin damgalarindan kaynaklanir.

Latince diye bilinen bu sözcüklerin Türkçe deyimlerden kirma yollu
elde edilmis oldugunu burada göstermiz bulunuyoruz. "Aqua" sözü ile
ilgili ve burada göstermedigim Latince ve ondan türetildigi iddia
edilen diger Hint-Avrupa dillerine ait sözcüklerin de Türkçe
deyimlerden yapilmis oldugunu gösterebiliriz.

Türkçe ile Latince arasindaki bu benzerliklerin tesadüfi olmayip ortak
bir kültürden kaynaklandigi inkâr edilemez. O ortak kültür de eski
Tur/Türk dünyasinin Gök-Tanri dininin ve onun her konuda ifadesini
yapan Türkçenin evrensel olmalarindan ötürü olsa gerek. Latinler
Hiristiyanlik dinine girinceye kadar eski Türk dünyasinin hem dinini
(sözde "paganlik") izliyorlardi ve hem de o dinin dilini
konusuyorlardi. Bu kültürel ortaklik Asyanin en dogu ucundan
Avrupanin en bati ucuna kadar yaygin bir Tur/Türk kültürünün
varligindan kaynaklaniyor. Onun için olsa gerek ki GENESIS 11 "dünyada
bir dil konusuluyordu" demektedir. Yine ayni kaynak bu ortak dilin
tahrip edilmesini bir Tanri emri olarak ön görmektedir. Bu emri
yerine getirmeyi kendilerine dini bir vazife bilen Judeo-Christian
din teskilatlari, onlarca kontrol edilen din adamlari ve bu dinlerin
her yerde yayilmasini temin eden misyonerler bu karistirma isini, Türk
dünyasinin zararina olarak, çok eskilerdenberi pek mükemmel sekilde
basarmislardir.

Saygilarimla,

Polat Kaya

Latin sözcüklere kaynak eser:
Cassell's Latin English Dictionary, 1987.