Re: [bcn2004] 5.Uluslararasi Türkçe Olimpiyadl ari

Degerli kardesim Adnan Atabek,


Merhaba Adnan.  "Şu Fettullahçıları destekleme işi hiç iyi olmadı..."  demissin.  Bu görüsünde bir yanlislik olmasin?  Ben Fethullahcilikla uzaktan veya yakindan, geçmiste ve halihazirda hiç bir ilgisi veya iliskisi olmamis ve olmayan birisiyim. Böylece, bu yazimda Fethullahcilari veya ona benzer kimseleri desteklemis degilim. Yazdiklarimin sizin dediginiz gibi algilanmasi dogru yorum degildir ve olamaz da.  Ben sadece Türk dilinin muhtesemligini ve dünyanin pek çok yöresinden gelen gençlerin Türkçe dille okuduklari siirlerin ve sarkilarin bende uyandirdigi derin duygulari dile getirdim.  Ayrica Türk dilinin ve kültürünün ne kadar eski oldugunu bilhassa vurgulamak istedim. Türk dünyasinin birlesmesinin ne kadar elzem oldugunu ve "olmazsa olmaz" oldugunu söyledim. Bunun disinda herhangi bir siyasi veya dinci grubu desteklemek aklimdan bile geçmez.  Beni Türkün ve de Türkçenin ebediyen huzur ve güven içinde dünyada yasamasi ilgilendirir.  Türkçe bir zamanlarin dünya dili idi ve yine de olabilir. Bu dil ki ondan sayisiz diller yapilmistir. Bu arada sanal ortamda gördügüm bu Türkçe söleni hazirlayanlarin gayretlerini de tesekkürle yad etmek kadirsinaslik olurdu ki ben de onu yaptim. Ayrica maksadim OLIMPIYAD adi ile bildiklerimi dile getirmek idi ki onu da sizlerle paylastim. Hepsi bu kadar!


Selam ve sevgi ile,

Polat Kaya


Adnan Atabek wrote:
 

Polat Abi,

 

Şu Fettullahçıları destekleme işi hiç iyi olmadı...

 

 

Saygılarımla,

 

Adnan Atabek



 

On 6/8/07, Polat Kaya <tntr@...> wrote:

Degerli Arkadaslar,


5. Uluslararasi Türkçe Olimpiyatlari'nda 100 ülkeden Türkiye'ye gelen  550 ögrencinin Türk dilinde sergiledikleri kültür birligi gerçekten görülmeye deger muhtesem bir görüntü idi.  Ben yarismalarin ilk elemelerinden sona kalan seçilmis çocuklarimzin birbirinden güzel okuduklari Türkçe siirlerde, sarkilarda ve konusmalarda sunduklari becerili yorumlari seyrettim. Sevgili çocuklarimizin dinlenmesine doyum olmaz gösterileri ile gögsüm gururla doldu, tasti ve pek çok defa gözlerimden akan sevinç yaslarini tutamadim.  Inaniyorum ki bu gençler gelecegin Türk Dünyasinin önde-giden birincileri arasinda Türk dilinin genis bir cevrede yasaticilari olacaklardir.  Bu toplantiyi gördükten sonra TurkBirDev toplumunun ön gödügü "Türk Devletleri Birlessin" çagrisinin nekadar önemli oldugunu ve bir "olmazsa olmaz" oldugunu tekrar vurgulamak istiyorum. Türk Birligi fikri dogmustur, ok yaydan çikmistir ve eminim ki çok yakinda hedefini bulacaktir. 

Dünyanin dört bir bucagindan bu yarismaya gelmis her biri birbirinden güzel, renkarenk çiçek çiçek kizlarimiz ve de delikanli oglanlarimiz Türkçe dilli Türk Dünyasi için gelecegin umud ile dolu oldugunu göstermistir. Hepsini basarilarindan ötürü kutluyorum. Ayrica  bu gençleri dünyanin dört bir kösesinde yetistiren ögretmenlere ve bu toplantilari hazirlayip Türk dünyasina sunanlara tesekkür ediyorum. 

KIRGIZISTAN'dan AIDA RISBEKKIZI adli kizimizin M. Ö. 1500 yillarinda Ege denizindeki adalarda bilhassa Grit adasinda essiz bir medeniyet gelistirmis MINOS (MENAS, MANAS) kiralligina ait medeniyette yetisen kizlarin giysileri ile ayni olan çok özel giysisiyle, okudugu "BENIM ADIM KEPEZ" adli siiri onun yorumunda dinlemek duyulmasi gereken bir güzellikti. Kirgiz kizimizin giysileri MANAS destaninda ki MANAS adi ile 3,500 yil evvel yasamis MINOS (MENAS, MANAS, MENOUS) adi arasindaki benzerlige de dikkatinizi çekti. 

Vietnamli HANHNGUYEN HUA DIEU adli hanim kizimizin kendine özge Türkçesiyle "IHLAMURLAR ÇIÇEK AÇTIGI ZAMAN" siirini okumasini dinlemek, benim görüsümde çok nadir olan bir olaydi. Onun "SIZI, TÜRKÇEYI ve TüRKIYEYI ÇOK SEVIYORUM DEMESI" dinleyenleri aglatti ve gönüllerini fethetti. 

 TÜRKMENISTAN dan AJAYIP ALLAShOVA kizimizin o acayip güzellikteki muhtesem giysisiyle "KARA GÖZLERINE BENI DE GÖTÜR" siirini okumasi ve "AVAREYIM, ASUDEYIM, YORGUNUM  /  BILMEM NEDEN SANA VURGUNUM" ikililerini yorumlamasi isitilmeye deger bir Türkçe güzelligi idi. 

Diger taraftan "Merhaba Türkiye! MOZAMBIK ten size selam getirdim" diyen o genç ve cevval INRANEK KALAU adli delikanlinin  Tükiyeye, samimi Anadolu insanina ve de kendini yetistiren ögretmenlerine hediye ettigi "
ȘANLI GELECEK" adli siirini kendi Türkçesi ile yorumlamasi onu yerimizde dik oturarak heyacan dolu bir ruh içinde dinlememize sebep oldu. Bunlar benim aklimda kalanlar.  

Elbetteki yalniz bu güzel yüzlü sirin dilli kizlarimizi görkemli delikanlilarimizi zikretmek digerlerine haksizlik olur.  Zira gösterinin son kisminda benim gördügüm yariscilarin hepsi ayri ayri yetenekli ve birbirinden sirin Türkçe dilli idiler. Herbiri hem ülkelerini ve hem de kendilerini en güzel sekilde tanittilar ve temsil ettiler. Türkçeye olan sevgilerini basarili gösterileri ile belirttiler. Eminim ki dinleyicilerin gönüllerinde herbiri kendine özel bir taht kurdu. Hepsi sagolsun hepsi varolsunlar. Ben sahsen hepsi ile gurur duydum ve hepsini kendimden bildim.  

5. Uluslararasi Türkçe Olimpiyatlarindan edindigim intibalarimi bu sekilde dile getirirken asagida bir iletisi olan Kurmanbek Mamitov kardesimizin söyledigi bir sözünü dile getirmek isterim:  Dediler ki: "Ben bir yabanciyim".  Ben derim ki: Hayir Kurmanbek siz bir yabanci degilsiniz.  Siz de hepimiz gibi Türksünuz. Siz bizdensiniz ve biz de sizdeniz.  Aramizdaki fark, ki o bir fark sayilmaz, Türkçenin biraz farkli agizlarini konusmamizdir.  Bu ise bizi birbirimizden ayirmaz aksine kökü tarihin çok derinlerine inmis ve de basi göklere ulasmis engin yasli bir çinarinin baska baska kollari yapar.  Böylece sakin kendini bizden ayri hissetmeyesin.  Sensiz ve senin gibi olan bütün diger Türk dünyasi kardeslerimiz olmazsa kurulacak Türk birligi zayif olur, çelimsiz olur, gösterissiz olur.  Bu birlikte hepimiz birimiz için ve birimiz hepimiz için olmaliyiz ve olacagiz. Ancak o zaman birlikten güc dogacaktir.  Amacimiz bir bütün oldugumuzu hem kendimize ve hem de dünyaya göstererek Türk dünyasinin gelecekteki devamliligini güvence altina almaktir. Siz köklü TÜRK adli ulusun essiz KIRGIZ kolusunuz. Tarihte her bir kolu dünyanin bir baska kösesine uzamis TÜRK dünyasini temsil eden bu ulu çinarin her bir kolu digerleri kadar önemlidir ve azizdir. Bu muhtesem agacin ebediyen basi yüçelere varir sekilde kalabilmesi için her bir kolunun degeri, yardimi birbirinin aynidir.  Ben derim ki bu toplumda asla kendinizi yabanci hissetmiyecegiz yeterki Türk oldugumuzu bilelim, Türklügümüzü unutmayalim.ve Türklügümüzle gurur duyalim.

Mehmet Kilinc Bey kardesimiz 5. Uluslararasi Türkçe Olimpiyatlari'nda sunucularin kullandigi Türkçede pürüzlerin oldugunu belirtti.  Her defasinda dikkati çeken bazi Ingilizce sözcükler elbetteki Türkçeye ters düstü. Tümüyle Türkçe üzerine kurulmus bu gösteride bu kelimelerin kullanisi bir kusur olmakla beraber bu kardeslerimizin Türkçeye olan bagliliklarindan da süphe etmemeliyiz.  Sunucu olarak onlar da basarili idiler.  Olasilikla arzu edilmeyen bir aliskanlik neticesi Ingilizce "final", "erosion" gibi kelimeler ve bilhassa "performans" (performance) sözcügünü pek sik kullandilar. Bazanda  onun yerine "YORUM" sözünü de kullandilar ki dogrusu da bu idi. Umulur ki Türkçeye aykiri olan bu gibi pürüzler ivedilikle düzeltilir. En iyisi yanlislari aliskanlik haline getirmemek.  Sayisiz dillere örnek ve kaynak olmus bir dil olan Türkçe kendi kullanim alaninda da her kavrami dile getirecek yetenektedir. 

Ilginçtir ki Ingilizce "PERFORMANCE", Türkçelestirilmis haliyle "performans", sözcügüne baktigimizda, benim görüsümde onun da Türkçe "BIR YORUMSUN" tanimlama deyiminin degistirilmis hali oldugunu görüyoruz. Zaten her sanat icraati da "bir yorumdur". Türkçe kaynak metinin degistirilmesinde "F" harfi Türkçe "Y" harfinin ve "C" harfi de Türkce "S" harfinin yerini almistir.. Elbetteki okuyucunun icrasina Türkçede "BIR YORUMSUN" denmiyor, sadece "YORUM" deniyor.  Zira siir okuyanin, türkü söyleyenin, vs., ancak "YORUMLARINI" görüp ve/veya dinliyoruz.  Her okuyucu yaptigi kendi "YORUMU" ile okudugunu canlandiriyor ve kendine has bir yorum sergiliyor ve böylece  hem  kendini ve hem de okudugunu tanitiyor.  Görülüyor ki "PERFORMANS" sözcügünün karsiligi Türkçe YORUM sözcüdür.   

Bununla beraber,  Kurmanbek Mamitov kardesimizin belirttigi gibi sunu da hatirlamak gerekir ki bu gibi etkinliklerde her konuda yüzde yüz iyi olacak beklentisini yapsak bile her sey diledigimiz gibi olmayabilir ve genellikle olmaz da. Tümüyle çok güzel hazirlanmis ve 100 ülkeden gelen 550 genclerce çok iyi canlandirilmis bu sölenin çok iyi geçtigine inaniyorum.  Katilimcilarin hepsini kutluyorum.  Ben onlari seyrederken pek çok heyacanli ve duygulu anlar yasadim. Diger taraftan pürüzlerin görülüp ve tekrar edilmemek üzere düzeltilmesi yeni etkinlikleri daha da iyiye ve mükemmele dogru gelistirmeye yol açar.  Bu da daha iyiye dogru yol almanin kurallarindan biridir. Bir etkinlikte kusurumuzu görmek ve onu bir dahasinda tekrar etmemek  için düzeltmeler yapmak. 


Bu arada yarismalarin adi olan "5. Uluslararasi Türkçe Olimpiyatlari" adindaki Türkçeye "yabanci" düsmüs yahut düsürülmüs  OLIMPIYAD adina da izninizle dokunmak istiyorum. Zira bu söz de çok önemli anlamlari içinde saklamaktadir. "Divry's Modern English-Greek and Greek-English" adli sözlükte (1988, s. 6150 "Olympic Games" (Olimpiyad Oyunlari) için Grekce "OLUMPIAKOI AGWNES" sözü veriliyor. 

Iki kelimeden olusan bu deyimdeki G harfi, yani Greek "gamma" harfi hem G ve hem de Y harfini temsil eden iki kimlikli bir harftir.  Bunun gibi Greek Alphabesinde R harfi Latince P sembolü ile yazilmaktadir ki bu da P ve R harflerinin iki kimlikli oldugunu ve yerine göre, biri digerinin yerine gizlice kullanabildigini isaretler. Ayrica W alfabe isareti de sahte bir harf olup birden fazla kimlige sahiptir. W harfi aslinda hem UU, VV, YY birlesik harflerini ve hem de U, V, Y harflerinin aralarinda ikili bilesimlerini temsil etmektedir.  Grek alfabesi Türkçeyi kaynak kullanabilmek için ayarlanmis çesitli kimlikleri olan sahte harflerle doludur.   

Bu bilginin isigi altinda, "OLUMPIAKOI AGWNES" deyimi harf-be-harf  "OLUMPIA KOI AGUNUES" seklinde yeniden düzenlendiginde Türkçe "OLIMPIA KÖY OYUNUYUZ", baska degisle "OLIPIYAD KÖY OYUNLARIYIZ" anlamli bir Türkçe deyimini buluyoruz ki bu da Grekce sözün Türkçe tanimlamasi oluyor.  Bu tanimlama da "OLIMPIA" bir köyün adi oluyor ve bu ad "OLIPIYAD KÖY OYUNLARI" nin adini tanimliyor.  Bu bulusumuzun ilk hamlede öne çikardigi husus  sözde "Grek" oyunlarinin aslinin Türkçe kaynakli "KÖY OYUNLARI" oldugunu akla getiriyor. 

Bununla beraber, "OLUMPIAKOI AGWNES" adi çok daha önemli olan baska bir bilgiyi bünyesinde sakliyor ki onu da gün isigina çikarmamiz gerekiyor.  Söyle ki "OLUMPIAKOI AGWNES" ( => "OLUMPIAKOI AGUUNES") deyimi harf-be-harf "OGUS-KOI-AYENLAPIUM" seklinde yeniden dizildiginde, ki burada Grek P harfi ayni zamanda R harfidir, iki Türkçe ifade ile karsilasiyoruz:   

1)  "OGUZ KÖY OYUNLARIYUM" ki bu haliyle Olimpiyad Oyunlarinin aslinin "Oguz Köy Oyunlari" oldugunu  yani eski OGUZ / TUR / TÜRK dünyasina ait oldugunu gorüyoruz.  

2)  "OGUZ GÖY AYINLERIYUM" (OGUZ GÖK AYINLERIYIM) yani Tanri OGUZ'u kutlayan dinsel ayinler oldugu tanimlamasi ile karsilasiyoruz.  OGUZ adi hem TUR/TURK insaninin baska bir adidir ve hem de Gök Ata Tanri, Gün Tanri ve Ay Tanri kavramina ortak bir  addir ki "O GUZ" (O GÖZ) seklinde de eskiden Gök Tanrinin gözleri diye algilanan Günes ve Ay'i tanimlar. 

3)  Ayrica "OLUMPIAKOI AGWNES" (W = YU degisimi ile, "OLUMPIAKOI AGYUNES")  adi "AY-GUNES KOI-OUMLAPI" seklinde yeniden dizildiginde ve P = R ve M =N degisimi ile "AY GÜNES KÖY OYUNLARI" Türkçe tanimlamasini buluyoruz.  Böylece bu ifade de oyunlarin aslinin yine eski Turan dünyasinin Ay ve Günes inanci ile ilgili köy oyunlari oldugunu gösteriyor. 

Böylece denebilir ki eski çaglarda her dört senede bir yapilan bu sözde "Greek" OLIMPIYAD OYUNLARI aslinda eski TRAKIA (ki TRAKIA adi  "TURKIYE" yahut  "TÜRK ÖYÜ" (TÜRK EVI) anlamlidir)  bölgesindeki ve Anadoludaki OGUZ dünyasinin kavimleri arasinda yapilan AY ve GÜNES ile ilgili dinsel ayinli ve töresel halk oyunlu sölenlerdi ve aslinda gezegen olan Greklerle (Rum) bir ilgisi yoktu.  Eski Türklerin dinsel sölenlerini daglarin basinda kurbanlar keserek ve oyunlar oynayarak yaptiklari bilinir bir gerçektir. "Olimpiyad Oyunlarina" adi verilmis olan yer de yine böyle ulu bir dagin adidir.  Eski "YUNANISTAN" (AYHANISTAN / IONISTAN) bölgesinde, baska bir deyimle "PELASGIAN"  adi ile bilinen ve Greklerden çok önce yörenin yerli insanlari olan "BALCI ve BALIKCI Tur/Türk/Oguz SAKALARIN" diyarinda olan bir yüce dagin adi idi. Iste bu yüce dag sözde Grekce olarak "OLUMPOS" adi ile bilinmektedir.  Efsaneye göre ZEUS ve onun aile efradi bu dagin tepesinde yasarmis. 

Aslinda OLUMPOS adinda gizli bir kaç çok önemli Türkçe anlam var.   

1.  OLUMPOS adi "OLU-POSM" seklinde yeniden dizildiginde Türkçe:

1a)  "ULU BA
ȘUM" (ULU BAȘIM, ULU TEPEYIM) anlamli olarak "ULU BIR DAG" oldugunu Türkçe olarak açikliyor;  ve  ayrica 

1b)  "ULU BA
ȘUM" (ULU TEPEM)  anlami ile ZEUS ve efradinin oturdugu yerin aslinda insanin BAȘI (TEPESI) oldugu gerçegini de gizlice söylüyor.  

Iste bu Türkçe "ULU BA
ȘUM" sözcügü Helenlestirilerek "OLUMPOS"  sekline dönüstürülmüstür. OLUMPOS sözcügü de, OGUZ / AGUZ kavraminda oldugu gibi, bütün bilgilerin yaraticisi olan, her kavrama ad veren insan basini (tepesini) tanrilastiran ve tepelestiren eski Turan dininin en önde gelen adam (atam, insan) ve evren kavramlarini birbirine baglayan bir görüsün ve inancin temsili seklidir.  Bu anlayis eski TURAN dini  görüslerinde Tanri ile Insani bir nevi eslestiren (ayni yapan) çok derin bir anlayisi dile getirir. 

2)  Bunlara ilaveten, OLUMPOS adi "OL-POSUM" seklinde yeniden dizildiginde Türkçe "AL BA
ȘUM" (KIZIL BAȘUM, ALTUN BAȘUM) anlamli Türkçe deyimi buluyoruz ki bu ifade de AL GÜNEȘ'I, ALA AY'I ve ÂLÂ GÖK TANRIYI temsil eden bir kavramin ifadesidir.  Bu üç göksel kutsal-varlik kavramlara tapan eski Turan dünyasi, bu kavrami daha da güncellestirerek AL basini AL renkli ve/veya KIZIL bas giysileri ile süslemistir ve böylece TANRIYI hep basinda, bas üstünde tasimistir.  Bilindigi üzere Türkçede KIZIL sözü hem AL (KIRMIZI) demektir ve hem de ALTUN/ALTIN demektir. O sebepledir ki TUR / TÜRK / OGUZ insani ALBASTIR, KIZILBASTIR. Örnegin, M. Ö. Azerbaycanda var olan ALBANIA (Avarlar, Azerler) ülkesi adini eski Turan dünyasinin bu dini kavramindan almistir.  Ayni sekilde yine M. O. Italyada simdiki adiyla "ROMA" sehrini kuranlar  hem Etruskler ve hem de ALBANLAR idi.  Bu sehrin kuruculari olan Türk Etruskler ve ALbanlar bu sehire "KIZIL ALMA" adini vermislerdir.   

 "AL BASLI" (KIZIL BA
ȘLI, AL BENIZLI) olan Tur/Türk/Oguz insaninin bu dinsel kavrami çok canli olarak çogu Türk Halk Oyunlari ekiplerinin ALLI ve ALTUNLU bas giysilerinde her zaman görürüz.   5. Uluslararasi Türkçe Olimpiyatlari'nda gösterilen halk oyunlarinda bu AL giysilerin örneklerini bol bol gördük. Osmanli Imparatorlugu dünyasinin "AL FES" giymesi de bu inancin simgesidir. Eski Misir hakanlarinin AL renkli taclarinin olusu bu kavramin ifadesidir.  Eski Tur-Öylulerin (Troy) askerlerinin baslarina giydikleri AL tüylü basgiysileri bu Türk inancinin isaretleridir.  Bu kavram eski "Italia" nin yerlisi olan Etrüsklerde ve Albanlarda da böyleydi.  Roma Imparatorlugu askerlerinin AL tüylü bas giysileri de yine ayni kavramin devamidir. Günümüzde Katolik kilesesinin yüksek rütbeli papazlarinin (bishop, cardinal, vs.)  AL ve MOR renkli takke takmalari da yine eski Türk dünyasindan kaçirdiklari bu törenin günümüzdeki devamidir.  Bütün bunlar sanatkarca islenmis birer ziynet esyasi olarak algilanabilirse de isin temelinde yine GÜNEȘE, AYA ve GÖK ATA TANRIYA tapma kavrami yatmaktadir. Çogu halkca bu temel kavramlar unutulmus ve/veya unutturulmustur. Gerek camilerin ve gerekse kiliselerin en büyük kubbeleri dahi yine bu "AL BAȘ" (ALTUN BAȘ) kavramindan kaynaklanir. 

Eski çaglarin dünyasinda AL adinin Tanrinin bir adi oldugunu, örnegin BAAL adinda oldugu gibi ve simdilerde de ALLAH adinda oldugunu hatirlarsak, AL sözünün ne kadar önemli ve geçmisi çok derinlere giden bir Türkçe söz oldugunu görürüz.   

Fakat ne var ki Türk dünyasinin dilinin çalinmasi ile onun töreleri ve medeniyeti de birlikte çalinmis ve baskalarina mal edilmistir. Bunun canli bir örnegini 2004 Atina Olimpiyadlarinda da gördük.  Anadolunun Dogu Karadeniz bölgesinde yasayan Türk insaninin yöresel halk  oyunlari, muzigi, çalgilari ve kiyafetleri büyük bir piskinlikle Greklerin kültürü imis gibi dünyaya tanitildi ve Türklerden de tek ses çikmadi. Bu durum hepimizin görkemli Olimpiyad oyunlarini gözü açik fakat aslinda "uyuyarak" seyrettigimizin bir isareti idi.  Bu olay Türkün BAKLAVASININ  Rum'a (Greek) ait oldugunu ilan etmek gibi garip bir olaydi.  Fakat ne var ki dünyanin ve bilhassa Türklerin gözü önünde Dogu Karadeniz bölgesinin Türk halk oyunlari Greklerin diye dünyaya tanitildi, daha dogrusu çalindi. 

Gerek OLUMPOS  adi ve gerekse bu adli dagin tepesinde oturdugu efsanevi olarak tanitilan ZEUS adi da uzun bir makaleyle tanitilmaya deger.  Bu konuyu daha evvel Ingilizce olarak bir makalede islemisdim.  Onu sü adresteki makalemde okuyabilirsiniz: http://tech.groups.yahoo.com/group/Polat_Kaya/message/266


Yukaridaki yeni açiklamalar Miladdan Önce birinci bin yillarda yapilan sözde "OLIMPIAD OYUNLARININ" adinin  o zamanin dünya dili olan Türkçe dille tanimlanmis oldugunun ve Oguz kültüründen kaynaklanmis oldugunun gizlenmis belgeleridir. Aslinda bu oyunlar o zamanin köylerinde yapilan halk oyunlarinin resmilestirilmis bir seklidir.  Bunun böyle oldugunu "Greek" sözünde gizlenmis Türkçe "OGUZ KÖY OYUNLARIYUM" ifadesinden anliyoruz.   


Degerli Arkadaslar sohbetimiz 5. Uluslararasi Türkçe Olimpiyatlarindan ve "performans" sözünden açildi ve OLIMPIYAD ve ZEUS adlarina kadar geldi. Konumuz degistirilmis gibi görünse bile bunlar hep birbiriyle ilgili konulardir.  Simdilerde yeniden dünyaya yayilmaya çalisilan Türkçenin gerçekte ne kadar eski bir dil oldugunu belirtmek için bu ayrintilari dile getirdim.  Bu ayrintilarla DILIN ne güclü bir araç oldugunu, onunla nelerin yapilabilecegini, DIL araci ile insanlar birbirine yakinlastirilip birbiriyle sulh içinde yasayan kardesler olabilecegi gibi, yine DIL sayesinde öz kardes olanlar bile birbirine düsman edilebilinmektedir. Dil oyunlari ile ne yalanlarin gerçekmis gibi gösterildigini ve ne yazik ki yalan üzerine kurulmus dil oyunlari ile nice insanlarin tahrip edildigini her gün izliyoruz.  Bu da teknik alanda çok ileri gitmis fakat yan yana baris içinde yasamasini henüz ögrenmemis olan insan oglunun simdilerde tam olarak uygarlasmadiginin isaretidir.   


Selam ve sevgi ile, 

Polat Kaya

08/06/2007




kurmanbek mamitov wrote:
 

yazık...

siz bunlara mı yazık diyorsunuz?

 

ayıp...

ben de sizi dunu gördükten sonra yazık demenize ayıp diyorum!

afedersiniz ama diyorum!!!

 

ben de bir yabancıyım,Yabncıyım demem de yanlış! Kırgız Türküyüm!

ve türkçeyi sizin kadar konuşamzsam da bu kadar konuştuguma şukrediyorum!

 

arada bazy puruzlukler olur,yanlışlıklar da! her şey %100 diye bir şey yok! bence

siyasetti boş ver ve bu olimpiyatı bir kere de izle! vesselam

 

yine bir kere de Özür dilerim!!!

 

 



Mehmet KILINC <mehmet_kilinc49@...> wrote:

Türkçe olimpiyatlarında sunucuların dili Türkçe
mi?"Performans sergilemek","partner" gibi kelimeleri
kullanmakta bir beis görmeyen sunucuların dili ile
Türkçe hiç bağdaşmadı.Olimpiyatlar bir siyasî
gösteriye dönüştürüldü.Yazık!
--- Musa Sert <musasert@...> wrote:

> Türkçenin şampiyonları belli olacak 
> 
> Uluslararası Dil Öğretimi Derneği tarafından
> bu yıl 5.si düzenlenen Uluslararası Türkçe
> Olimpiyatları'nda final heyecanı başladı. Türkiye'ye 
> gelen 100 ülkeden 550 öğrenci, Ankara'daki yarı
> finalin ardından şimdi de final için bugün İstanbul
> Gösteri Merkezi'nde bir araya geliyor.
> 
> On gün boyunca birbirinden renkli görüntülere 
> sahne olan olimpiyatın finali, 100 ülkenin
> temsilcilerinin ve Türk devlet erkanının katılacağı
> görsel bir şölene dönüşecek. Amerika'dan Vietnam'a,
> Brezilya'dan Tanzanya'ya kadar 100 ülkeden 
> öğrencinin Türkçe şiir ve şarkılarla yarışacakları
> törene TBMM Başkanı Bülent Arınç ve Olimpiyat Tertip
> Komitesi Başkanı Mehmet Sağlam da katılacak.
> Sunuculuğunu İlker Gültekin ve Açelya Akkoyun'un 
> üstlendiği final töreni İstiklal Marşı'nın
> okunmasıyla başlayacak ve halkın cep telefonu
> mesajlarıyla seçtiği 5'er şiir ve şarkı, jürinin
> karşısında seslendirilecek. Final jürisinde ise 
> sanat dünyasından edebiyatçılara kadar birçok seçkin
> isim yer alacak. 
> 
> 
> Türkçenin 100 akları final için sahne alıyor 
> Bu yıl 5.'si düzenlenen Uluslararası Türkçe
> Olimpiyatları için Türkiye'ye gelen 100 ülkeden 550 
> öğrenci Ankara'da gerçekleştirilen yarı final
> heyecanından sonra şimdi de final için bugün
> İstanbul Gösteri Merkezi'nde bir araya geliyor. 100
> ülkenin temsilcilerinin ve Türk devlet erkânının 
> katılacağı 5. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları
> final töreni bir görsel şölene dönüşecek. Görkemli
> finalde Olimpiyat Tertip Komitesi Başkanı Mehmet
> Sağlam ve TBMM Başkanı Bülent Arınç birer konuşma 
> yapacak. Uluslararası Dil Öğretimi Derneği
> tarafından bu yıl 5'incisi düzenlenen Uluslararası
> Türkçe Olimpiyatları, on gün boyunca birbirinden
> renkli görüntülere sahne oldu. Amerika'dan 
> Vietnam'a, Brezilya'dan Tanzanya'ya kadar 100
> ülkeden gelen 550 yabancı öğrencinin şiir, şarkı,
> sunum, makale ve temel Türkçe becerileriyle
> yarıştıkları 5. Uluslararası Türkçe
> Olimpiyatları'nın final jürisinde, Coşkun Sabah,
> Garo Mafyan, Umut Akyürek, Demet
> Sağıroğlu, Burcu Güneş, Nurettin Soydan, İskender
> Pala, Kerem Alışık, Bedirhan Gökçe, Cem Kurtoğlu,
> Nebil Özgentürk, Neco, Erhan Gülergüz, Reyhan 
> Karaca, Deniz Arcak, Cahit Berkay, Fatih Kısaparmak,
> Yavuz Bülent Bakiler, Beşir Ayvazoğlu, Ali Ural,
> Nurullah Genç, Mario Levi, Salih Memecan, Selim
> İleri, Uğur Işılak, Orhan Hakalmaz, Ertuğrul Erkişi, 
> Mustafa Çavuşev, Şükrü Haluk Akalın, Yüksel Evsen ve
> Gürkan Vural'ın da aralarında bulunduğu ünlü simalar
> yer alıyor.
> 
> Dünyanın yüz 
> ülkesinden, yüzlerce yarışmacı arasından ilk 10'a
> giren şiir ve şarkı yarışmasının yarı finalistleri
> dünya birincisi olmak için yarışıyorlar. Finale
> gidecek ilk 5 yarışmacı sizin SMS'lerinizle 
> belirlenecek.
> 
> 'En iyi eserleri' sen seç-İzle-Tıkla Yolla 
> ŞARKI YARIŞMASI
> ABD 
> "Caddelerde Rüzgar" 
> KATHERIN ESCHALAGAL
> 101 yaz
> 3077'ye gönder GANA 
> "Ah Şu Eller"
> EDNA YEBOAH DARKO
> 102 yaz
> 3077'ye gönder KAMERUN
> "Samanyolu"
> ARIELLE VICTORIA
> 103 yaz
> 3077'ye gönder KIRGIZİSTAN
> "Anadolu'dan Geldik" 
> ÇOLPON KAMÇIBEKKIZI
> 104 yaz
> 3077'ye gönder MAKEDONYA
> "Yastayım"
> HAVSA MULA
> 105 yaz
> 3077'ye gönder MOĞOLİSTAN
> "Mevlam Birçok Dert Vermiş"
> HISHIGT ENHBOLD 
> 106 yaz
> 3077'ye gönder PAKİSTAN
> "Saygımız Vardır"
> SHEESSYED
> 107 yaz
> 3077'ye gönder PAPUA YENİ GINE
> "Hayat Bayram Olsa"
> VICKIJACK
> 108 yaz
> 3077'ye gönder TÜRKMENİSTAN
> "Duydum ki Unutmuşsun"
> DÖVLET AMANGULIYEV
> 109 yaz
> 3077'ye gönder VİETNAM
> "Sevdan Olmasa"
> LOANNGUYEN VU HONG
> 110 yaz
> 3077'ye gönder ŞİİR YARIŞMASI 
> ALMANYA
> "Sokak Çocuğu"
> LINA BÜCHER
> 201 yaz
> 3077'ye gönder ENDONEZYA
> "Bulmak" 
> ZAINAL MUTTAQIM
> 202 yaz
> 3077'ye gönder KIRGIZİSTAN
> "Kepez" 
> AİDA RİSBEKKİZİ 203 yaz
> 3077'ye gönder LITVANYA
> "Bırakıp Gittiğin Kadarız"
> ZUAIMANTES KASOCIUS
> 204 yaz
> 3077'ye gönder MOĞOLİSTAN
> "Deniz Feneri"
> ARDAK ERBOV 
> 205 yaz
> 3077'ye gönder MOZAMBİK
> "Şanlı Gelecek"
> İNRANEK KALAU
> 206 yaz
> 3077'ye gönder SUDAN
> "Bırakıp Gittiğin Kadarız"
> FATIH KAMAR EL DIN
> 207 yaz 
> 3077'ye gönder TÜRKMENİSTAN
> "Han Duvarları"
> DÖVRAN ANNASEYİDOV
> 208 yaz
> 3077'ye gönder TÜRKMENİSTAN
> "Siyah Gözlerine Beni de Götür"
> AJAYIP ALLAŞOVA
> 209 yaz 
> 3077'ye gönder VIETNAM
> "Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman"
> HANHNGUYEN HUA DIEU 210 yaz
> 3077'ye gönder 3077 için: 
> Bu servisten Avea, Turkcell ve Vodafone
> kullanıcıları faydalanabilir. 
> 
> 3077'ye gönderilen mesajlar Avea, Türkcell ve
> Vodafone faturalı hat kullanıcıları için 4 sms,
> Faturasız hat kullanıcıları için 8 kontordür. Avea,
> Turkcell ve Vodafone altyapısı kullanılmaktadır.