Re: TurkBirDev >> Turkce dillerin atasidir

Baki Dökme Bey ve Degerli Arkadaslar,


Merhaba.  Collins "German - English and English-German Dictionary", Harper Collins Publishers, 1993, Almanca SCHLANGE sözcügü için ("snake") yani "yilan" ve SCHLANGENLEDER için (snake-skin) "yilan derisi" anlamini veriyor. 

Almanca SCHLANGE sözcügündeki G harfi Grekçe "gamma" sembolünden kaynaklidir ki bu harf hem G ve hem Y olarak algilanir ve okunur. Yine kelime içindeki H harfi de Grekce H harfi olup hem I harfidir ve hem de Latince H harfi gibi kullanilir.  Yani bu Grekce harfler farkli kimliklere sahip harfler olup sasirticidirlar. 

Bu bilgilerin isiginda, Almanca SCHLANGE  sözcügü harf-be-harf  "GELANSHC" seklinde yeniden düzenlendiginde ve Türkçe olarak okundugunda karsimiza Türkçe "YILANSIK" (YILANCIK) sözü çikiyor. Dikkat edilmelidir ki bu adin yapiminda Türkçe YILAN sözcügü yerine daha uzun olan YILANCIK sözcügü kullanilmis ve o da iyice karistirilarak Almanca  SCHLANGE kelimesi üretilmistir. Elbetteki "YILAN" kavramini Türkçe YILAN veya YILANCIK ile tanimlamak ayni neticeyi verir.  Fakat YILANCIK sözünün karistirilip gizlenmesi daha kolaydir. 

Bu dedigimin dogru oldugunu yine baska bir Almanca sözcük ile kanitlayabiliriz.  Almanca SCHLANGENLEDER  sözcügü "yilan-derisi" anlamli olarak veriliyor. SCHLANGENLEDER sözcügü harf-be-harf  "GELANSHC-DERELN" seklinde yeniden dizdigimizde karsimiza çikan sözcük Türkçenin "YILANCIK DERILI" deyimi oluyor ki bu ifade de hem harf degisimi, I/N, ve hem de yeniden dizilme yapilmistir. Böylece bu Almanca sözcügün kökü de yine Türkçedir.  Bu iki Türkçe ifadeleri, bir nevi gelisigüzel seçtiginiz (zira SCHLANGE sözcügünü ilk gösteren siz oldunuz) bu iki Almanca sözcügün içinde bulmamizin olasiligi sifir denecek kadar azdir. 

Bu analimizi destekleyen su iki Latince sözcüge bakalim: Latince ANGUICULUS (a little snake) yani "küçük yilan", ANGUILLA sözcügü ("an eel") yani "yilan baligi" ve ANGUIS (a snake) "yilan" olarak veriliyor. [Cassell's Compact Latin - English English - Latin Dictionary, 1962., p. 17].

Latince ANGUICULUS sözcügü harf-be-harf "GILAN-CUSUU" seklinde yeniden dizdigimizde karsimiza çikan sözcük Türkçenin  "YILAN CÜCÜgÜ" yani "YILAN YAVRUSU" anlamli sözcügü çikiyor.  Türkçe "CÜCÜK" kuslarin yavrusuna verilen addir,  ÇOÇUK insan yavrusunu tanimlar ve KÜÇÜK ise bu kavramlarin boyutunu genel olarak tanimlayan bir sözcüktür.

Latince ANGUILLA sözcügü harf-be-harf "GILAN-ULA"  seklinde yeniden dizdigimizde karsimiza çikan sözcük Türkçenin  "YILAN OLA" (YILAN GIBI)  sözcügü oluyor. Evet "YILAN BALIGI" da her haliyle bir yilan gibidir. Böylece Türkçede "YILAN BALIGI" seklinde tanimlanan kavram Latincede Türkçe olarak ilkin "YILAN OLA" seklinde tanimlanmis ve sonra karistirilarak  ANGUILLA sekline dönüstürülmüs. 

Diger taraftan Latince ANGUIS "yilan" olarak veriliyor. Bu sözcügü "GISAN-U" seklinde yeniden dizdigimizde karsimiza çikan sözcük, L harfinin S harfine degisimi ile, Türkçenin "YILAN O"  ifadesi oluyor.  Benim görüsümde, Latince ANGUIS sözcügü yine "Latince" ANGUICULUS sözcügünden kesilmis ön kismina S harfi eklenerek Romanlastirilmistir.

Bütün bu açiklamalardan görülüyor ki Avrupa dilleri çok eskilerden beri hep Türkçeden yapilmis dillerdir.  Bu buluslar bu gerçegin belgeleridirler. Umarim bu açiklamalar sorunuzu aydinlatan yanitlardir.

Selam ve sevgi ile,

Polat Kaya

22/05/2007


ba dÿfffffffffffffffff6k wrote:
 

Merhaba;

Tartışma güzel.

Bir de Almanca kelime olan şlangı (Schlange) ile bizim yılan veya ilan kelimelerini karşılaştırmanız mümkün mü?

Kalın sağlıcakla.

Baki Dökme

T <kiphakan@...> wrote:

Bu konuda sayin Polat Kaya Beyin yazdiklarina tamamen katiliyorum ve 
calismalarini gonulden destekliyorum. Ozellikle Ataturk'un bu konuda 
gecmiste yaptirtmis oldugu arastirmalar bugun batili bilim adamlari 
tarafindan yapilan arastirmalardaki sonuclarla da paralellik 
gostermektedir. 
Turkce dillerin atasidir; Hint-Avrupa ve Ural-Altay dilleri eski 
Turkce'den yani Turkistan'dan(Orta-Asya) turemistir. Ortadogu'ya ilk 
yazi dilini ve uygarligi getirenler de Sumerliler ve daha sonra 
Hititlilerdir yani Orta-Asya Proto-Turkleridir.
Bu konuyla ilgili yazdigim "Insanligin Yolculugu ve Orta-Asya" adli 
makaleye de bu linkten yazarlar bolumunden ulasabilirsiniz.
http://www.americaturk.net/index1.htm

Ayrica Sinan Meydan'in yazdigi su kitabi da tavsiye ederim.
"Atatürk ve Türklerin Saklı Tarihi, Türk Tarih Tezinden Atatürk 
Milliyetçiliği'ne"

Saygilarimla
Hakan





--- In TurkBirDev@yahoogroups.com, Polat Kaya wrote:
>
> Sayin Ayse Dasdelen Hanim ve Degerli Arkadaslar,
> 
> Merhaba. Yazinizi okudum. "Alper bey" e hitaben yazmissiniz. 
Halbuki 
> konusunu ettiginiz yazi Polat Kaya'ya ait bir yazi idi. Burada bir 
ad 
> karisikligi olmus gibi geldi bana. Acaba yaniliyor muyum? 
> Aydinlatirsaniz memnun olurum.
> 
> Fikirlerinizi paylastiginiz için tesekkür ederim. Bunlari 
konusalim 
> dediniz. Ben de bu teklifinizi sevinerek kabul ettim. Yazinizdaki 
> ifadelerinizi ayirdim ve asagida kirmizi renk ile gösterdim. 
Benim size 
> yanitlarim ise normal renkte hemen sizinkilerin altindadir. Ben 
biraz 
> uzun yazacagim zira Türkçenin geçmisini iyi tanimak bakimindan 
dile 
> getirdigim bu yönünü bilmek çok önemlidir.
> 
> 
> 1. Diyorsunuz ki:
> 
> "Ama sanki biraz zorlayarak baz? seyleri birbirine benzetmeye 
> ça?s?yorsunuz. Arap Dili ve Edebiyat? mezunu olarak bilhassa 
yabanc? 
> kelimelerin kökünü bulmada izlenen yolu veya kural?n (tabii ki 
> istisnalar? olmak kayd?yla) belli bir düzen içinde oldugunu 
düsünüyorum. 
> "Congratulation" kelimesinden "Candan Kutlar?z" cümlesini 
bulmussunuz. 
> Bir kelime bir dilden baska bir dile geçtigi zaman, o kelimenin 
kökünü 
> olusturan harfler sabit kal?r, eger geçtigi dilin yap?s?na uymas? 
> gerekiyorsa baz? harfler eklenebilir."
> 
> 
> Polat Kaya: Birinci tanimlamaniza "Hayir" diyorum, zira herhangi 
bir 
> seyi zorladigim yok. Aksine Hepimize ögretilenlerin yanlis 
oldugunu 
> göstermek istiyorum. Ve daha da ileri giderek bilinen pek çok 
dillerin 
> temelinde Türkçenin yattigini dile getiriyorum. Elbetteki bu 
dediklerim 
> ve kelimelerle dogrulugunu gösterdiklerim hepimize ögretilenlere 
ters 
> dusen durumlardir. Dolayisiyle siz de hakli olarak ilkin 
yadirgiyorsunuz 
> ve söylediklerimi ögretilen kurallara ters buluyorsunuz. Bu karsi 
> tutumunuzu normal karsiladigim gibi onun degisecegine de 
inaniyorum. 
> Örnek olarak su Ingilizce ve Türkçe sözleri, yani "CONGRATULATION" 
ve 
> "CANDAN KUTLARIZ" sözlerini yan yana yazip kiyaslayin. 
Göreceksiniz ki 
> hiç bir birine benzeyen halleri yoktur. Birini okudugunuzda 
digerini 
> çagrisim yaptiran bir durum da yoktur. Böylece yaptigim 
aciklamalar bir 
> zorlama neticesi asla degildir ve benzetme de degildir. Fakat ne 
var ki 
> onlarin ayni anlamli olduklari ve de ayni harflerden yapilmis 
olduklari 
> benim dikkatimi çekmistir. Neticeyi ise simdi sizinle burada 
konusuyoruz.
> 
> Ayrica ikinci ifadenizde belirttiginiz kurallar kanimca yüzeysel 
olarak 
> ögretilen ögretiler olup, çok olasilikla onlaraen çok inanan ve 
sadik 
> kalan yalniz Turk dilcileri olsa gerek. Yani Türkçeye yabanci bir 
kelime 
> ithal etildiginde yukarida belirttiginiz kurallara saygi duyularak 
> kelimenin Türkçedeki yabanciligi devamli olarak saglaniyor. 
Böylece siz 
> dürüst davraniyorsunuz amma baskalari hiç te öyle dürüst 
davranmamis. 
> Sözde "Avrupa" dillerine aitmis gibi gösterilen sözcüklerin 
yapisini 
> inceledigimizde buldugumuz netice bilinenlerin tam tersini 
gösteriyor. 
> Baska bir degimle sözde "Avrupa" dillerine ait kelimelerin 
yapilarinda 
> Türkçe kelime ve ifadelerin kirilip yeniden düzenlenmis 
olduklarini 
> görüyoruz.
> 
> Bir "Hint-Avrupa" dili olarak tanimlanan Ingilizce, sayet 
Türkçeden 
> tamamen ayri gelistirilmis bir dil olsaydi, o takdir 
de "congratulation" 
> kelimesinin içinde Türkçe "Candan Kutlar?z" ifadesini asla 
> bulmamaliydim. Normal hallerde bunu bulmanin olasiligi sifir 
denecek 
> kadar azdir. "Congratulation" kelimesinden "Candan Kutlar?z" 
Türkce 
> ifadesini bulmamizin tek sebebi "Congratulation" kelimesinin 
Türkçe 
> "Candan Kutlar?z" sözünden yapilmis olmasidir. Bu gerçegi 
elbetteki 
> kendilerine Türkçeden DIL üretenler asla ne Türklere ve ne de 
dünyaya 
> açiklamazlar. Birinin malini hirsizlayanlar dönüp mal sahibine ben 
senin 
> malini hirsizladim demez. Bu görülmüs bir sey degildir.
> 
> Çok ilginçdir ki analizini yaptigimm Avrupa dillerine ait binlerce 
> sözcügün yapisinda hep ayni durumla karsilasiyorum. Bunun yegane 
izahi 
> ise sözde "Avrupa" dillerinin Türkçe sözlerden bilincli sekilde 
yapilmis 
> yapay diller oldugu gerçegidir. Bu durum "Greek" dilinde oldugu 
gibi 
> "Latince" dilinde de aynidir ve bütün diger "Hint-Avrupa" ve 
Semitik 
> dillerde de aynidir.
> 
> Bütün bu buluslardan anlasilan sudur ki baska "diller" için kelime 
> üretenler sizin dediginiz kurallara gösterdiginiz sadakati pek 
> göstermemisler ve olasilikla halen de göstermiyorlar. Size belirli 
bir 
> yolu izlemeniz asilanmis fakat kendileri ise size tavsiye edilenin 
> tersini yapmislardir. Bu durum çok olasilikla halen de devam 
etmektedir. 
> Böylece Bati dillerindeki kelimelerin kökü ve yapisi bakimindan, 
onlarin 
> masa üstendeki görüntüler ile, kapali kapilar ardinda yapilmis ve 
> gizlilik içinde sakli olan fakat bulup gün isigina çikardigimiz 
> görüntüleri birbirinin ayni degildir. Çogumuz sözcükleri 
sözlüklerde 
> belirtildikleri gibi görüp ögreniyoruz, ve onlar hakkinda 
söylenenleri 
> herhangi bir sekilde sorgulamaya tutmuyoruz. Görülüyor ki Hint-
Avrupa ve 
> Semitik dillerin yapiminda kullanilmis bir SIR vardir ki o SIRRIN 
da ne 
> oldugunu, pek çok yazilarimda açikladigim "ANAGRAM" kavraminda 
> buluyoruz. Hind-Avrupai ve Semitik diller ANAGRAM teknigi ile 
Türkçeden 
> yapilmis dillerdir. Bu SIR hiç bir zaman açiklanmamistir.
> 
> Redhouse Ingilizce-Türkçe Sözlükte ANAGRAM kavrami "HERFLERIN YERI 
> DEGISTIRILEREK ELDE EDILEN YENI KELIME" diye tanimlaniyor.
> 
> Böylece bu basit yöntem ile pek çok yeni dil ve o dillerde 
> kullanilabilecek sayisiz sözcükler yapilabilir. Yapilacak tek 
islem 
> Türkçe gibi tek heceli ve eklemli ve de gelismis bir dili alip 
onun 
> sözcüklerini ve kavram tanimlayici ifadelerini kirarak yeniden 
> düzmekdir. Türkçe çok uzun zaman içinde gelistirilmis bir dil 
olarak 
> onda hem günlük hayatta kullanilan her türlü kavram tanimlanmis ve 
hem 
> de her kavrama ad verilmistir. Böylece Türkçe, kendinden yeni 
dillerin 
> yapilmasina hazir bir dildir. Iste baska gruplar bunu yapmislar. 
> Kavramlari tanimlayan Türkçe ifadelerde HERFLERIN SÖZ IÇINDEKI 
YERI 
> DEGISTIRILDIGI GIBI, GEREKIRSE BAZI HALLERDE BAZI HARFLER DE BASKA 
> HARFLERLE DEGISTIRILEREK KAYNAK METIN YENI KALIPLARA SOKULMUS VE 
TURKÇE 
> YAPIDA OLMAYAN KELIMELER ÜRETILMISTIR.
> 
> 
> 2. Diyorsunuz ki:
> 
> "Simdi öncelikle "Kutla-r?z" kelimesine bakmak istiyorum. 
Çünkü "Candan" 
> kelimesindeki "can"? Farsça bir kelime olarak biliyorum.
> 
> 
> Polat Kaya: Hayir CAN sözcügü, tek heceli bir sözcük olup özbeöz 
TÜRKÇE 
> olan bir sözcüktür ve sözde "FARSCA" dilinde de olmasi onun Türkçe 
> olmadiginin isareti degildir. Türkçe CAN sözcügünü inkar etmek 
Türkçe, 
> örnegin, GÜN, AY, KAN, BAS, BIR, EL, AL, YEL, vs. gibi sözcüklerin 
de 
> Türkçe olmadigini söylemek gibidir. Son gruptaki sözcüklerin 
Türkçe 
> olduklarini inkar etmek ne kadar yanlis ise CAN sözcügünün Türkçe 
> olmadigini söylemek de o kadar yanlisdir. CANDAN sözü de Türkçe 
olup CAN 
> kökü ile DAN ekini içerir. Yarisi "farsca" yarisi "Türkçe" 
degildir. Ne 
> var ki birileri onu Türkçeden almis kullanmis ve her zaman oldugu 
gibi 
> Türkçeyi kaynak göstermeden kendine mal etmistir. Ayrica Redhouse 
> Türkçe-Ingilizce Sözlükte (1987, Istanbul) CAN ile ilgili iki 
sayfa 
> kadar bilgiler verilir ve orada CAN sözcügünün Farsca olduguna 
isaret 
> edilmemistir.
> 
> Ayrica konumuz CAN sözcügünün Türkçe olup veya olmadigini 
tartismak 
> degil, bilakis asil Ingilizce "CONGRATULATION"sözcügünün 
Türkçe "CANDAN 
> KUTLARIZ" sözünden yapildigini incelemekdir. Böylece konuyu 
dagitmakta 
> bir yarar yoktur.
> 
> Gerçekte "FARSCA" diye bilinen dil bütün diger "Hint-Avrupa" 
dilleri 
> gibi Türkçeden ANAGRAM yapma yoluyla yapilmis bir dildir. Çok 
eskilerden 
> beri Iranda yasamis TURANli Tur/Türk/Oguz gruplari ile sonradan 
ortaya 
> çikan ve ülkeye "IRAN" adni veren gruplar bir zamanlar dünyada 
yaygin 
> bir sekilde konusulan Türkçeyi konusuyorlardi. Böylece "Farscada" 
pek 
> çok degistirilmemis Türkçe sözcükler halen de kullanilmaktadir. 
CAN da 
> onlardan biridir.
> 
> Bu konuda bilinmeyen gerçek sudur ki günümüzde FARS diye 
tanimlanan 
> Aryan grup "IRAN" da olmadan önce, "IRAN" oldum olasi yine 
TUR/TURK/OGUZ 
> insanlarinin ülkesi idi. Simdilerde kendilerini "Fars" diye 
> tanimlayanlar adlarini PARTHIAN 
(http://en.wikipedia.org/wiki/Parthia) 
> adi ile bilinen Turanli grupun adindan sonradan almislardir ki bu 
grup 
> ta Orta Asyali Türkçe dilli Turan insani olan Saka Türkleri idilar 
ve 
> 600 seneyi askin bir süre boyunca dilleriyle kültürleri ile Irana. 
> Kafkasyaya ve Dogu Anadoluya hükmettiler. Latince sözlükte 
[Cassell's 
> Compact Latin Dictionary,1962, p.178] "PARTHI" adi ile ISKIT 
(SAKA) 
> halki tanimlanmaktadir ki ISKITLER/SAKALAR Turanli Türkçe dilli 
> Tur/Türk/Oguz kavimleri idiler. Onlardan önce yine Iranda MEDELER 
vardi 
> ki onlar da MEDE (METE) adiyla yine Turanli Türkçe dilli 
TUR/TURK/OGUZ 
> insaniydilar. Dikkat edilmelidir ki METE (MEDE) adi Büyük Hun 
> Imparatorlugunun hakaninin da adi idi. Günümüzde dahi Türk insani 
> arasinda sayisiz kisi METE (MEDE) adini tasir ki bu tesadüflerin 
> neticesi degildir.
> 
> ANAGRAM teknigi ile Türkçeyi degistirip yeni dil yaratma ve onu 
bazi 
> insanlara ögretme isi, DILi bir "bölücülük" araci olarak kullanma 
> sahtekarligidir. Bu gibi oyunlar binlerce seneden beri oynana 
gelmistir 
> ve halen de oynanmaktadir. Bu yüzden Avrupa "medeniyeti" 
günümuzdeki 
> halini almistir. "Avrupa medeniyetinin" kökünde Tarihin çok eski 
> zamanlarindan beri Avrupada var olan TUR/TURK/OGUZ insanlarinin 
dili ve 
> medeniyeti yatmaktadir. Bu gerçegi "Avrupa" dillerine ait 
sözcüklerin 
> analizini yaptigimiz da, "CONGRATULATION" sözcügünde oldugu gibi, 
açikca 
> görüyoruz. Bir baska deyimle bu oyunlar hem TURK dilinin ve hem de 
> TUR/TURK/OGUZ insaninin ve onun tarihte gelistirtigi medeniyetinin 
> hirsizlanmasini saglayan sinsi oyunlar oldugu gibi, ayni zamanda 
> TUR/TURK/OGUZ insaninin tarihten silinmesini hedef alan haince 
> düsünülmüs oyunlardir.
> 
> 
> 3. Diyorsunuz ki:
> 
> "Kutla-r?z'?n mastar?n? ald?_?m?zda "Kutlamak"? buluyoruz, -mek, -
mak 
> ekini att?_?m?zda "kutla" kal?yor. Yani "Congratulation" 
kelimesinde bu 
> harflerin belli bir düzen içinde yer almas? laz?m. "
> 
> 
> Polat Kaya: Hiçte degil! Sayet dediginiz gibi olsaydi simdilerde 
her 
> tarafta Türkçeyi konusulur görürdük. Halbuki öyle degil. 
Kendilerine 
> aitmis gibi gösterdikleri dillerini Türkçeden ANAGRAM yolu ile 
yapanlar 
> herhangi bir kurala bagli kalmadan diledikleri Türkçe sözcük ve 
ifadeyi 
> alip diledikleri sekilde yeniden dizme lüksüne sahiptirler. Onlari 
> ilgilendiren kurallar degil bilakis kuralsizliklardir. Ancak o 
sekilde 
> kendilerine özelmis gibi görünen kelimeleri üretmeleri mümkündür. 
Dikkat 
> ederseniz Türkçe KUTLA sözü "GUTLA" seklinde alinip 
CONGRATULATION" sözü 
> içine koyu renkli gösterdigim harflerle "CONGRATULATION" seklinde 
> serpilmistir. Bir baska deyimle sizin dediginiz kurala sadik 
kalinmamistir.
> 
> 
> 4. Dediniz ki:
> 
> " Bir de _unu merak ediyorum, "Conratulation" "Candan Kutlar?z"?n 
> de_i_mi_ hali ise "Candan Kutlad?", "Candan Kutlar?m", "Candan 
> Kutlarlar" gibi cümlelerin _ngilizceki kar_?l?klar?nda nas?l bir 
yol 
> izlenmi_tir?"
> 
> 
> Polat Kaya: Bu sorunuz gayet yerinde ve hakli bir soru. ANAGRAM 
> olayinda bir Türkçe sözün bütün çekimlerinin kullanilmasi gerekir 
diye 
> bir kural yoktur. ANAGRAM yapan dilci diledigi Türkçe ifadeyi 
kaynak 
> olarak alabiliyor. Çogunlukla uzunca bir kelime yapildiktan sonra 
onun 
> ön kismi kesilerek kök sözcük imis gibi kullaniliyor ve ayni 
zamanda 
> Türkçe kaynak metnin anlamini da ürettigi yeni kelimeye 
aktarilirken 
> anlam tanimlamasini da çok kaypak ve belirsiz bir dille yapiyor. 
Bu 
> örnegimizde "CONGRATULATIONS" den kesilen "CONGRATULATE" sözü 
kavrama 
> kök imis gibi gösterilmektedir. Bu takdirde Türkçe "candan 
kutladi", 
> "candan kutlarim" yahut "candan kutlarlar" ifadelerinin ayri ayri 
> kullanilmalarina gerek kalmiyor. Zira dediginiz bu Türkçe 
çekimlerin 
> genel anlami bu Ingilizce sözcüge atfedilmistir.
> 
> Örnek olarak "CONGRATULATED" sözcügünü alip "CANTAR-GUTLODE" 
seklinde 
> dizersek, N/R degisimi ile yine ortaya çikan Türkçenin "CANDAN 
KUTLADI" 
> ifadesinin biraz degismis halini buluyoruz. Bunun gibi, Ingilizce 
> "CONGRATULATORY" sözcügünü "CANTAR-GUTLOYOR" seklinde yeniden 
> dizdigimizde yine ortaya çikan Türkçenin "CANDAN KUTLUYOR" ifadesi 
oluyor. 
> 
> Diger taraftan Ingilizce "CONGRATULATE" karsiligi olarak Latince 
> "GRATULARI" sözcügü veriliyor. [Cassell's Compact Latin 
Dictionary, 
> English-Latin Section, 1962, p. 21] . Bu sözcük "ARI-GUTLAR" 
seklinde 
> bakildiginda Türkçe "ERI KUTLAR" deyimi oluyor. 
> 
> Bunun gibi, Ingilizce "CONGRATULATION" karsiligi "GRATULATIO" 
olarak 
> veriliyor. Bu sözcük "ARO-GUTLATI" seklinde bakildiginda 
Türkçe "ERU 
> KUTLADI" (ERI KUTLADI) deyimi oluyor.
> 
> Ayrica sunu da belirtmek gerekir ki elde edilen yeni Ingilizce 
kelimeden 
> "geçmis zaman" seklini yapmak için ona yine Türkçenin -DI, -Di, -
DU, -DÜ 
> seklindeki geçmis zaman ekleri "ED" seklinde degistirilip bu ön 
kelimeye 
> eklenerek geçmis zaman hali elde ediliyor. 
> 
> Böylece denebilir ki ANAGRAM yapimcisi için önemli olan kendine 
> gelistirmek istedigi dil için Türkçeden sözcük yapmak ve 
> kazandirmaktir.. Bunun için istedigi kaynak metini kullanabilir ve 
> isaretlediginiz gibi Türkçe bir çekimden elde edilen bütün Türkçe 
> kelimeleri de kullanmasi gerekmez. Bati dillerine ait çözdügüm 
pek çok 
> sözcüklerden edindigim bilgi sudur ki Türkçeden "YENIDEN DIZME" 
> (ANAGRAM) yollu sözcük yapilirken en çok dikkat edilen husus 
Türkçenin 
> sözcüklerini andiran kalip görüntülerin olusmasini önlemek 
olmustur. 
> 
> 
> 5. Dediniz ki:
> 
> " En ilginci de "Ringraziamento" kelimesinin harflerinin yerini 
> de_i_tirip (ki ba_ta da söyledi_im gibi bir dilden ba_ka bir dile 
> geçerken belli bir düzende geçmesi laz?m) Men-Tegazor-Enir diye 
bir 
> cümle bulmu_sunuz. Onu da "Men Tesekkur Eder" cümlesine 
benzetmi_siniz. 
> Baya_? bulmaca çözer gibi u_ra_m?_s?n?z asl?nda. Ama as?l sorun _u 
ki 
> "Te_ekkür" kelimesi Arapça. Te_ekkür kelimesinin kökü de "_-K-R" 
yani bu 
> üç harftir. Bu kökten "_ükür-_ükran-Te_ekkür-Müte_ekkir vs." gibi 
> kelimeler türemi_tir ve Arapçalar?nda da bu _ekilde kullan?l?r. 
Yani 
> görüldü_ü üzere Arapça'dan Türkçe'ye geçerken herhangi bir harf 
kayb? 
> ve yer de_i_tirme olmam?_t?r. "
> 
> 
> Polat Kaya: a) Evet dediginiz gibi kelime sözde "Arapcadan" 
Türkçeye 
> geçerken her hangi bir degisime ugramamis. Çünkü yukarida da 
belirttigim 
> gibi Türkler çok daha dürüst davranmislar. Digerleri ise, 
dilcilik 
> konusunda Türklerin izledigi kuralin tamamen tersini yapmislar, 
Türkçe 
> sözcük ve deyimleri deyistirerek aslina benzemeyen yeni kelimeler 
> üretmisler ve de devamli sekilde Türkçeden asirmislar. Türkler de 
bu 
> isin farkina bile varmamistir. Sömürücülügün kurallarindan biri bu 
olsa 
> gerek: asirip sekil degistirmek ve sahip çikmak.
> 
> b) "TESEKKÜRÜN" aslinin "Arapca" olmasi veya olmamasi "sorun" 
degil 
> Ayse Hanim. Asil önemli olan "MEN TESEKKÜR EDER sözünün Türkçe bir 
ifade 
> olusudur ki bu sözün degistirilmis 
hali "Italyanca" "RINGRAZIAMENTO" 
> kelimesinin yapilisina kaynak olarak kullanilmistir. Böylece bu 
> Italyanca kelimenin kaynagi Türkçedir ve ima ettiginiz gibi 
Arapca 
> degildir. Bir sözcügü veya ifadeyi önce kirip ondan sonra onu 
yeniden 
> düzme yahut dizme isi Bat?l?lar?n dedigi ANAGRAM yapma isidir. Bu 
> sekilde elde edilen sözcüklerin hepsi birer bilmecedir ve bilmece 
çözer 
> gibi de çözülmeleri gerekir. 
> 
> Simdi izninizle size "ANAGRAM" kavramini tanitan Grekce sözcügu ve 
onun 
> karsiligi olan Ingilizce sözcügü tanitmak istiyorum. Bu kavramla 
ilgili 
> olarak Grekce sözlükte ANAGRAMMATIZW sözcügü verilmekte ve 
Ingilizce 
> olarak "I anagrammatize" seklinde tanitilmaktadir, [Divry's 
Modern 
> English-Greek and Greek-English Dictionary, New York, 1988, p. 
410]. Bu 
> tanitim, Türkçe olarak: "BEN HERFLERIN YERINI DEGISTIREREK YENI 
KELIME 
> YAPARIM" anlamindadir. Simdi, "AVRUPA" dillerine ait bu iki dil 
> bilmecelerinin s?rr?n? birlikte çözelim.
> 
> Grekce verilen ANAGRAMMATIZW sözcügündeki W harfi sahte bir harf 
olup 
> YU, YV, VU, YY, VV, UU, V, Y, U kimliklerine sahip olup bir 
gizleme 
> aracidir. ANAGRAM yaparken bunlarin her biri yerine göre 
> kullanilabilir. Kelimedeki bu harfi YU ile degistirdigimizde elde 
> edinilen sözcük "ANAGRAMMATIZYU" seklini alir. Bu sözcük harf-be-
harf 
> "GIRMA-YANU-TAZMA" seklinde yeniden dizildiginde ortaya çikan 
ifadenin 
> Türkçe "GIRMA YENU TUZMA" (KIRMA YENÜ DÜZME yahut DIZME), 
yani "KIRIP 
> YENIDEN DIZME" ifadesi oldugunu hepimiz görmekte zorluk çekmesek 
gerek. 
> Bu Türkçe ifade zaten Grekçe sözcügün anlamidir.
> 
> Bunun gibi Ingilizce olarak verilen ANAGRAMMATIZE sözcügünü 
inceleyelim: 
> Bu sözcük de harf-be-harf "ANA-GARMA-TIZME" seklinde yeniden 
> dizildiginde ortaya çikan ifade Türkçe "ANI-GIRMA-TIZME" (ONU 
KIRMA 
> DÜZME) ifadesidir ki bunu da tanimakta sanirim kimse zorluk 
çekmez. 
> Lütfen dikkat buyurun bu islemde "benzetme" diye bir hal yoktur. 
> Yaptigim "desifre" isleminde rol oynayan hususlar, desifre edilen 
> sözcüklerin anlami ve sözcüklerin yapilaridir. Belli ki Grek ve 
Ingiliz 
> dillerine Türkçeden kelime üretenler birbirinden biraz farkli 
Türkçe 
> ifadeleri kullanmis ve gizlemisler. Zaten bu dillerin Türkçeden bu 
kadar 
> farkli olmalari da onlarin Türkçeden asirilanlari gizlemek için 
Türkçe 
> metinlerin "karistirilmis" olmalarindan ötürüdür.
> 
> Her iki halde de lütfen dikkat edin ki ne Grekce ANAGRAMMATIZW 
dilsel 
> yapi bakimindan Türkçe "GIRMA YENU TUZMA" ifadesine benzer ve ne 
de 
> Ingilizce ANAGRAMMATIZE sözcügü Türkçe "ANI-GIRMA-TIZME" ifadesine 
> benzer ve ne de bu olusumlar tesadüflerin eseridir. Açikladigim 
Türkçe 
> ifadeler düpedüz Türkçeden hirsizlanmis ve onlara kalip 
degistirilerek 
> gizlenmistir. Ve benim tarafimdan da herhangi bir "zorlama" 
ve/veya 
> "benzetme" diye bir hal yoktur ancak benim bu sözcüklerdeki 
gizlilikleri 
> görme ve çözme yetenegim ve bilgim rol oynamistir. 
> 
> Üstelik bu yabanc? sözcüklere kaynak olarak kullanilanilan dil 
malzemesi 
> çogu kere Türkçe temel sözcükler olmayip Türkçe ifadelerdir ki 
onlar?n 
> yabanc? sözcüklere kaynak olacag?n? kimse akl?na bile getirmez. 
Böylece 
> dilciler dil k?yaslamalari yaparken bir dildeki temel sözcügü 
baska 
> dillerdeki temel sözcüklerle, yüzeysel görüntüleri bakimindan 
> kiyaslarlar ve hakli olarak ta kelimeler aras?nda pek benzerlikler 
> bulamazlar. Böyleçe garip bir islemle Türkçeden üretilmis diller 
> ana/ata dil Türkçeye benzemez diller olarak tan?t?l?r. Bu 
neticeden 
> h?rs?z memnundur, fakat asil anadil Türkçenin sahibi olanlar, 
evleri 
> soyulmus olmasina ragmen, isin farkinda bile degildirler. 
> 
> Greek dilcisinin, ki eski çaglarda bu isi yapanlar büyük 
olasilikla 
> kiliseci din adamlari idiler, seçtikleri bu Türkçe kaynak ifadeden 
> ANAGRAMMATIZW sözcügünü yapmasi pek zor bir is olmasa gerek. 
Çünkü 
> yapilan is belirli bir söz yapisi içinde olan Türkçe deyimi yeni 
bir 
> sekle sokmaktan ibarettir. Bunu söylerken sunu da itiraf etmek 
gerekir 
> ki Türkçeden ANAGRAM yapma yollu Türkçeye uymayan yeni sözcükler 

=== message truncated ===