Re: TurkBirDev >>
Digest Number 1532
Sayin Ayse Dasdelen Hanim ve Degerli Arkadaslar,
Merhaba.
Yazinizi okudum. "Alper bey" e hitaben yazmissiniz. Halbuki
konusunu ettiginiz yazi Polat Kaya'ya ait bir yazi idi. Burada bir ad
karisikligi olmus gibi geldi bana. Acaba yaniliyor muyum? Aydinlatirsaniz
memnun olurum.
Fikirlerinizi
paylastiginiz için tesekkür ederim. Bunlari konusalim dediniz. Ben
de bu teklifinizi sevinerek kabul ettim. Yazinizdaki ifadelerinizi ayirdim ve
asagida kirmizi renk ile gösterdim. Benim size yanitlarim ise normal
renkte hemen sizinkilerin altindadir. Ben biraz uzun yazacagim zira Türkçenin
geçmisini iyi tanimak bakimindan dile getirdigim bu yönünü bilmek çok
önemlidir.
1. Diyorsunuz ki:
"Ama sanki biraz zorlayarak bazı seyleri birbirine benzetmeye
çaısıyorsunuz. Arap Dili ve Edebiyatı mezunu olarak bilhassa
yabancı kelimelerin kökünü bulmada izlenen yolu veya kuralın (tabii
ki istisnaları olmak kaydıyla) belli bir düzen içinde oldugunu
düsünüyorum. "Congratulation" kelimesinden "Candan
Kutlarız" cümlesini bulmussunuz. Bir kelime bir dilden baska bir dile
geçtigi zaman, o kelimenin kökünü olusturan harfler sabit kalır, eger
geçtigi dilin yapısına uyması gerekiyorsa bazı harfler
eklenebilir."
Polat Kaya: Birinci
tanimlamaniza "Hayir" diyorum, zira herhangi bir seyi zorladigim yok.
Aksine Hepimize ögretilenlerin yanlis oldugunu göstermek istiyorum. Ve daha da
ileri giderek bilinen pek çok dillerin temelinde Türkçenin yattigini dile
getiriyorum. Elbetteki bu dediklerim ve kelimelerle dogrulugunu gösterdiklerim
hepimize ögretilenlere ters dusen durumlardir. Dolayisiyle siz de hakli olarak
ilkin yadirgiyorsunuz ve söylediklerimi ögretilen kurallara ters buluyorsunuz.
Bu karsi tutumunuzu normal karsiladigim gibi onun degisecegine de inaniyorum.
Örnek olarak su Ingilizce ve Türkçe sözleri, yani "CONGRATULATION" ve
"CANDAN KUTLARIZ" sözlerini yan yana yazip kiyaslayin. Göreceksiniz
ki hiç bir birine benzeyen halleri yoktur. Birini okudugunuzda digerini
çagrisim yaptiran bir durum da yoktur. Böylece yaptigim aciklamalar bir zorlama
neticesi asla degildir ve benzetme de degildir. Fakat ne var ki onlarin ayni
anlamli olduklari ve de ayni harflerden yapilmis olduklari benim dikkatimi
çekmistir. Neticeyi ise simdi sizinle burada konusuyoruz.
Ayrica ikinci
ifadenizde belirttiginiz kurallar kanimca yüzeysel olarak ögretilen ögretiler
olup, çok olasilikla onlaraen çok inanan ve sadik kalan yalniz Turk dilcileri
olsa gerek. Yani Türkçeye yabanci bir kelime ithal etildiginde yukarida
belirttiginiz kurallara saygi duyularak kelimenin Türkçedeki yabanciligi
devamli olarak saglaniyor. Böylece siz dürüst davraniyorsunuz amma baskalari
hiç te öyle dürüst davranmamis. Sözde "Avrupa" dillerine aitmis gibi
gösterilen sözcüklerin yapisini inceledigimizde buldugumuz netice bilinenlerin
tam tersini gösteriyor. Baska bir degimle sözde "Avrupa" dillerine
ait kelimelerin yapilarinda Türkçe kelime ve ifadelerin kirilip yeniden
düzenlenmis olduklarini görüyoruz.
Bir
"Hint-Avrupa" dili olarak tanimlanan Ingilizce, sayet Türkçeden
tamamen ayri gelistirilmis bir dil olsaydi, o takdir de
"congratulation" kelimesinin içinde Türkçe "Candan
Kutlarız" ifadesini asla bulmamaliydim. Normal hallerde bunu bulmanin
olasiligi sifir denecek kadar azdir. "Congratulation" kelimesinden
"Candan Kutlarız" Türkce ifadesini bulmamizin tek sebebi
"Congratulation" kelimesinin Türkçe "Candan Kutlarız"
sözünden yapilmis olmasidir. Bu gerçegi elbetteki kendilerine Türkçeden DIL üretenler
asla ne Türklere ve ne de dünyaya açiklamazlar. Birinin malini hirsizlayanlar
dönüp mal sahibine ben senin malini hirsizladim demez. Bu görülmüs bir sey
degildir.
Çok ilginçdir ki
analizini yaptigimm Avrupa dillerine ait binlerce sözcügün yapisinda hep ayni
durumla karsilasiyorum. Bunun yegane izahi ise sözde "Avrupa"
dillerinin Türkçe sözlerden bilincli sekilde yapilmis yapay diller oldugu
gerçegidir. Bu durum "Greek" dilinde oldugu gibi "Latince"
dilinde de aynidir ve bütün diger "Hint-Avrupa" ve Semitik dillerde
de aynidir.
Bütün bu buluslardan
anlasilan sudur ki baska "diller" için kelime üretenler sizin
dediginiz kurallara gösterdiginiz sadakati pek göstermemisler ve olasilikla
halen de göstermiyorlar. Size belirli bir yolu izlemeniz asilanmis fakat
kendileri ise size tavsiye edilenin tersini yapmislardir. Bu durum çok
olasilikla halen de devam etmektedir. Böylece Bati dillerindeki kelimelerin
kökü ve yapisi bakimindan, onlarin masa üstendeki görüntüler ile, kapali
kapilar ardinda yapilmis ve gizlilik içinde sakli olan fakat bulup gün isigina
çikardigimiz görüntüleri birbirinin ayni degildir. Çogumuz sözcükleri
sözlüklerde belirtildikleri gibi görüp ögreniyoruz, ve onlar hakkinda
söylenenleri herhangi bir sekilde sorgulamaya tutmuyoruz. Görülüyor ki
Hint-Avrupa ve Semitik dillerin yapiminda kullanilmis bir SIR vardir ki o
SIRRIN da ne oldugunu, pek çok yazilarimda açikladigim "ANAGRAM"
kavraminda buluyoruz. Hind-Avrupai ve Semitik diller ANAGRAM teknigi ile
Türkçeden yapilmis dillerdir. Bu SIR hiç bir zaman açiklanmamistir.
Redhouse Ingilizce-Türkçe
Sözlükte ANAGRAM kavrami "HERFLERIN YERI DEGISTIRILEREK ELDE EDILEN YENI
KELIME" diye tanimlaniyor.
Böylece bu basit
yöntem ile pek çok yeni dil ve o dillerde kullanilabilecek sayisiz sözcükler
yapilabilir. Yapilacak tek islem Türkçe gibi tek heceli ve eklemli ve de
gelismis bir dili alip onun sözcüklerini ve kavram tanimlayici ifadelerini
kirarak yeniden düzmekdir. Türkçe çok uzun zaman içinde gelistirilmis bir dil
olarak onda hem günlük hayatta kullanilan her türlü kavram tanimlanmis ve hem de
her kavrama ad verilmistir. Böylece Türkçe, kendinden yeni dillerin yapilmasina
hazir bir dildir. Iste baska gruplar bunu yapmislar. Kavramlari tanimlayan
Türkçe ifadelerde HERFLERIN SÖZ IÇINDEKI YERI DEGISTIRILDIGI GIBI, GEREKIRSE
BAZI HALLERDE BAZI HARFLER DE BASKA HARFLERLE DEGISTIRILEREK KAYNAK METIN YENI
KALIPLARA SOKULMUS VE TURKÇE YAPIDA OLMAYAN KELIMELER ÜRETILMISTIR.
2. Diyorsunuz ki:
"Simdi öncelikle "Kutla-rız" kelimesine bakmak istiyorum.
Çünkü "Candan" kelimesindeki "can"ı Farsça bir kelime
olarak biliyorum.
Polat Kaya: Hayir
CAN sözcügü, tek heceli bir sözcük olup özbeöz TÜRKÇE olan bir sözcüktür ve
sözde "FARSCA" dilinde de olmasi onun Türkçe olmadiginin isareti
degildir. Türkçe CAN sözcügünü inkar etmek Türkçe, örnegin, GÜN, AY, KAN, BAS,
BIR, EL, AL, YEL, vs. gibi sözcüklerin de Türkçe olmadigini söylemek gibidir.
Son gruptaki sözcüklerin Türkçe olduklarini inkar etmek ne kadar yanlis ise CAN
sözcügünün Türkçe olmadigini söylemek de o kadar yanlisdir. CANDAN sözü de
Türkçe olup CAN kökü ile DAN ekini içerir. Yarisi "farsca" yarisi
"Türkçe" degildir. Ne var ki birileri onu Türkçeden almis kullanmis
ve her zaman oldugu gibi Türkçeyi kaynak göstermeden kendine mal etmistir.
Ayrica Redhouse Türkçe-Ingilizce Sözlükte (1987, Istanbul) CAN ile ilgili iki
sayfa kadar bilgiler verilir ve orada CAN sözcügünün Farsca olduguna isaret
edilmemistir.
Ayrica konumuz CAN
sözcügünün Türkçe olup veya olmadigini tartismak degil, bilakis asil Ingilizce
"CONGRATULATION"sözcügünün Türkçe "CANDAN KUTLARIZ" sözünden
yapildigini incelemekdir. Böylece konuyu dagitmakta bir yarar yoktur.
Gerçekte
"FARSCA" diye bilinen dil bütün diger "Hint-Avrupa" dilleri
gibi Türkçeden ANAGRAM yapma yoluyla yapilmis bir dildir. Çok eskilerden beri
Iranda yasamis TURANli Tur/Türk/Oguz gruplari ile sonradan ortaya çikan ve
ülkeye "IRAN" adni veren gruplar bir zamanlar dünyada yaygin bir
sekilde konusulan Türkçeyi konusuyorlardi. Böylece "Farscada" pek çok
degistirilmemis Türkçe sözcükler halen de kullanilmaktadir. CAN da onlardan biridir.
Bu konuda
bilinmeyen gerçek sudur ki günümüzde FARS diye tanimlanan Aryan grup
"IRAN" da olmadan önce, "IRAN" oldum olasi yine
TUR/TURK/OGUZ insanlarinin ülkesi idi. Simdilerde kendilerini "Fars"
diye tanimlayanlar adlarini PARTHIAN (http://en.wikipedia.org/wiki/Parthia) adi ile bilinen Turanli grupun adindan sonradan almislardir
ki bu grup ta Orta Asyali Türkçe dilli Turan insani olan Saka Türkleri idilar
ve 600 seneyi askin bir süre boyunca dilleriyle kültürleri ile Irana.
Kafkasyaya ve Dogu Anadoluya hükmettiler. Latince sözlükte [Cassell's Compact
Latin Dictionary,1962, p.178] "PARTHI" adi ile ISKIT (SAKA) halki
tanimlanmaktadir ki ISKITLER/SAKALAR Turanli Türkçe dilli Tur/Türk/Oguz
kavimleri idiler. Onlardan önce yine Iranda MEDELER vardi ki onlar da MEDE
(METE) adiyla yine Turanli Türkçe dilli TUR/TURK/OGUZ insaniydilar. Dikkat
edilmelidir ki METE (MEDE) adi Büyük Hun Imparatorlugunun hakaninin da adi idi.
Günümüzde dahi Türk insani arasinda sayisiz kisi METE (MEDE) adini tasir ki bu
tesadüflerin neticesi degildir.
ANAGRAM teknigi ile
Türkçeyi degistirip yeni dil yaratma ve onu bazi insanlara ögretme isi, DILi
bir "bölücülük" araci olarak kullanma sahtekarligidir. Bu gibi oyunlar
binlerce seneden beri oynana gelmistir ve halen de oynanmaktadir. Bu yüzden
Avrupa "medeniyeti" günümuzdeki halini almistir. "Avrupa
medeniyetinin" kökünde Tarihin çok eski zamanlarindan beri Avrupada var
olan TUR/TURK/OGUZ insanlarinin dili ve medeniyeti yatmaktadir. Bu gerçegi
"Avrupa" dillerine ait sözcüklerin analizini yaptigimiz da,
"CONGRATULATION" sözcügünde oldugu gibi, açikca görüyoruz. Bir baska
deyimle bu oyunlar hem TURK dilinin ve hem de TUR/TURK/OGUZ insaninin ve onun
tarihte gelistirtigi medeniyetinin hirsizlanmasini saglayan sinsi oyunlar
oldugu gibi, ayni zamanda TUR/TURK/OGUZ insaninin tarihten silinmesini
hedef alan haince düsünülmüs oyunlardir.
3.
Diyorsunuz ki:
"Kutla-rızın mastarını
aldı_ımızda "Kutlamak"ı buluyoruz, -mek, -mak
ekini attı_ımızda "kutla" kalıyor. Yani
"Congratulation" kelimesinde bu harflerin belli bir düzen içinde yer
alması lazım. "
Polat Kaya:
Hiçte degil! Sayet dediginiz gibi olsaydi simdilerde her tarafta
Türkçeyi konusulur görürdük. Halbuki öyle degil. Kendilerine aitmis gibi
gösterdikleri dillerini Türkçeden ANAGRAM yolu ile yapanlar herhangi bir kurala
bagli kalmadan diledikleri Türkçe sözcük ve ifadeyi alip diledikleri sekilde
yeniden dizme lüksüne sahiptirler. Onlari ilgilendiren kurallar degil bilakis
kuralsizliklardir. Ancak o sekilde kendilerine özelmis gibi görünen kelimeleri
üretmeleri mümkündür. Dikkat ederseniz Türkçe KUTLA sözü "GUTLA"
seklinde alinip CONGRATULATION" sözü içine koyu renkli gösterdigim
harflerle "CONGRATULATION" seklinde serpilmistir. Bir baska
deyimle sizin dediginiz kurala sadik kalinmamistir.
4.
Dediniz ki:
" Bir de _unu merak ediyorum, "Conratulation"
"Candan Kutlarız"ın de_i_mi_ hali ise "Candan
Kutladı", "Candan Kutlarım", "Candan
Kutlarlar" gibi cümlelerin _ngilizceki kar_ılıklarında
nasıl bir yol izlenmi_tir?"
Polat Kaya:
Bu sorunuz gayet yerinde ve hakli bir soru. ANAGRAM olayinda bir Türkçe
sözün bütün çekimlerinin kullanilmasi gerekir diye bir kural yoktur.
ANAGRAM yapan dilci diledigi Türkçe ifadeyi kaynak olarak alabiliyor.
Çogunlukla uzunca bir kelime yapildiktan sonra onun ön kismi kesilerek
kök sözcük imis gibi kullaniliyor ve ayni zamanda Türkçe kaynak metnin anlamini
da ürettigi yeni kelimeye aktarilirken anlam tanimlamasini da çok kaypak ve belirsiz
bir dille yapiyor. Bu örnegimizde "CONGRATULATIONS" den kesilen
"CONGRATULATE" sözü kavrama kök imis gibi gösterilmektedir. Bu
takdirde Türkçe "candan kutladi", "candan kutlarim" yahut "candan
kutlarlar" ifadelerinin ayri ayri
kullanilmalarina gerek kalmiyor. Zira dediginiz bu Türkçe çekimlerin
genel anlami bu Ingilizce sözcüge atfedilmistir.
Örnek olarak
"CONGRATULATED" sözcügünü alip "CANTAR-GUTLODE"
seklinde dizersek, N/R degisimi ile yine ortaya çikan Türkçenin "CANDAN
KUTLADI" ifadesinin biraz degismis halini buluyoruz. Bunun gibi, Ingilizce
"CONGRATULATORY" sözcügünü "CANTAR-GUTLOYOR" seklinde
yeniden dizdigimizde yine ortaya çikan Türkçenin "CANDAN KUTLUYOR"
ifadesi oluyor.
Diger taraftan
Ingilizce "CONGRATULATE" karsiligi olarak Latince
"GRATULARI" sözcügü veriliyor. [Cassell's Compact Latin
Dictionary, English-Latin Section, 1962, p. 21] . Bu sözcük
"ARI-GUTLAR" seklinde bakildiginda Türkçe "ERI KUTLAR"
deyimi oluyor.
Bunun gibi,
Ingilizce "CONGRATULATION" karsiligi "GRATULATIO"
olarak veriliyor. Bu sözcük "ARO-GUTLATI" seklinde
bakildiginda Türkçe "ERU KUTLADI" (ERI KUTLADI) deyimi oluyor.
Ayrica sunu da
belirtmek gerekir ki elde edilen yeni Ingilizce kelimeden "geçmis
zaman" seklini yapmak için ona yine Türkçenin -DI, -Di, -DU, -DÜ
seklindeki geçmis zaman ekleri "ED" seklinde degistirilip bu ön
kelimeye eklenerek geçmis zaman hali elde ediliyor.
Böylece denebilir
ki ANAGRAM yapimcisi için önemli olan kendine gelistirmek istedigi dil için
Türkçeden sözcük yapmak ve kazandirmaktir.. Bunun için istedigi kaynak metini
kullanabilir ve isaretlediginiz gibi Türkçe bir çekimden elde edilen bütün
Türkçe kelimeleri de kullanmasi gerekmez. Bati dillerine ait çözdügüm pek
çok sözcüklerden edindigim bilgi sudur ki Türkçeden "YENIDEN DIZME"
(ANAGRAM) yollu sözcük yapilirken en çok dikkat edilen husus Türkçenin
sözcüklerini andiran kalip görüntülerin olusmasini önlemek olmustur.
5.
Dediniz ki:
" En ilginci de "Ringraziamento" kelimesinin harflerinin yerini
de_i_tirip (ki ba_ta da söyledi_im gibi bir dilden ba_ka bir dile geçerken
belli bir düzende geçmesi lazım) Men-Tegazor-Enir diye bir cümle
bulmu_sunuz. Onu da "Men Tesekkur Eder" cümlesine benzetmi_siniz. Baya_ı
bulmaca çözer gibi u_ra_mı_sınız aslında. Ama asıl
sorun _u ki "Te_ekkür" kelimesi Arapça. Te_ekkür kelimesinin kökü de
"_-K-R" yani bu üç harftir. Bu kökten
"_ükür-_ükran-Te_ekkür-Müte_ekkir vs." gibi kelimeler türemi_tir ve
Arapçalarında da bu _ekilde kullanılır. Yani görüldü_ü üzere
Arapçadan Türkçeye geçerken herhangi bir harf kaybı ve yer
de_i_tirme olmamı_tır. "
Polat Kaya: a) Evet
dediginiz gibi kelime sözde "Arapcadan" Türkçeye geçerken her hangi
bir degisime ugramamis. Çünkü yukarida da belirttigim gibi Türkler çok daha
dürüst davranmislar. Digerleri ise, dilcilik konusunda Türklerin
izledigi kuralin tamamen tersini yapmislar, Türkçe sözcük ve deyimleri
deyistirerek aslina benzemeyen yeni kelimeler üretmisler ve de devamli sekilde
Türkçeden asirmislar. Türkler de bu isin farkina bile varmamistir.
Sömürücülügün kurallarindan biri bu olsa gerek: asirip sekil degistirmek ve
sahip çikmak.
b)
"TESEKKÜRÜN" aslinin "Arapca" olmasi veya olmamasi
"sorun" degil Ayse Hanim. Asil önemli olan "MEN TESEKKÜR EDER
sözünün Türkçe bir ifade olusudur ki bu sözün degistirilmis hali
"Italyanca" "RINGRAZIAMENTO" kelimesinin
yapilisina kaynak olarak kullanilmistir. Böylece bu Italyanca kelimenin kaynagi
Türkçedir ve ima ettiginiz gibi Arapca degildir. Bir sözcügü veya ifadeyi
önce kirip ondan sonra onu yeniden düzme yahut dizme isi
Batılıların dedigi ANAGRAM yapma isidir. Bu sekilde elde edilen
sözcüklerin hepsi birer bilmecedir ve bilmece çözer gibi de çözülmeleri
gerekir.
Simdi izninizle
size "ANAGRAM" kavramini tanitan Grekce sözcügu ve onun karsiligi
olan Ingilizce sözcügü tanitmak istiyorum. Bu kavramla ilgili olarak
Grekce sözlükte ANAGRAMMATIZW sözcügü verilmekte ve Ingilizce olarak
"I anagrammatize" seklinde tanitilmaktadir, [Divry's Modern English-Greek
and Greek-English Dictionary, New York, 1988, p. 410]. Bu tanitim, Türkçe
olarak: "BEN HERFLERIN YERINI DEGISTIREREK YENI KELIME YAPARIM"
anlamindadir. Simdi, "AVRUPA" dillerine ait bu iki dil
bilmecelerinin sırrını birlikte çözelim.
Grekce verilen
ANAGRAMMATIZW sözcügündeki W harfi sahte bir harf olup YU, YV, VU, YY, VV, UU,
V, Y, U kimliklerine sahip olup bir gizleme aracidir. ANAGRAM yaparken bunlarin
her biri yerine göre kullanilabilir. Kelimedeki bu harfi YU ile
degistirdigimizde elde edinilen sözcük "ANAGRAMMATIZYU" seklini
alir. Bu sözcük harf-be-harf "GIRMA-YANU-TAZMA" seklinde
yeniden dizildiginde ortaya çikan ifadenin Türkçe "GIRMA YENU TUZMA"
(KIRMA YENÜ DÜZME yahut DIZME), yani "KIRIP YENIDEN DIZME" ifadesi
oldugunu hepimiz görmekte zorluk çekmesek gerek. Bu Türkçe ifade zaten
Grekçe sözcügün anlamidir.
Bunun gibi
Ingilizce olarak verilen ANAGRAMMATIZE sözcügünü inceleyelim: Bu sözcük
de harf-be-harf "ANA-GARMA-TIZME" seklinde yeniden dizildiginde
ortaya çikan ifade Türkçe "ANI-GIRMA-TIZME" (ONU KIRMA DÜZME)
ifadesidir ki bunu da tanimakta sanirim kimse zorluk çekmez. Lütfen dikkat
buyurun bu islemde "benzetme" diye bir hal yoktur. Yaptigim
"desifre" isleminde rol oynayan hususlar, desifre edilen sözcüklerin
anlami ve sözcüklerin yapilaridir. Belli ki Grek ve Ingiliz dillerine Türkçeden
kelime üretenler birbirinden biraz farkli Türkçe ifadeleri kullanmis ve
gizlemisler. Zaten bu dillerin Türkçeden bu kadar farkli olmalari da onlarin
Türkçeden asirilanlari gizlemek için Türkçe metinlerin "karistirilmis"
olmalarindan ötürüdür.
Her iki halde de
lütfen dikkat edin ki ne Grekce ANAGRAMMATIZW dilsel yapi bakimindan
Türkçe "GIRMA YENU TUZMA" ifadesine benzer ve ne de Ingilizce
ANAGRAMMATIZE sözcügü Türkçe "ANI-GIRMA-TIZME" ifadesine benzer
ve ne de bu olusumlar tesadüflerin eseridir. Açikladigim Türkçe ifadeler
düpedüz Türkçeden hirsizlanmis ve onlara kalip degistirilerek gizlenmistir. Ve
benim tarafimdan da herhangi bir "zorlama" ve/veya
"benzetme" diye bir hal yoktur ancak benim bu sözcüklerdeki gizlilikleri
görme ve çözme yetenegim ve bilgim rol oynamistir.
Üstelik bu
yabancı sözcüklere kaynak olarak kullanilanilan dil malzemesi çogu kere
Türkçe temel sözcükler olmayip Türkçe ifadelerdir ki onların yabancı
sözcüklere kaynak olacagını kimse aklına bile getirmez.
Böylece dilciler dil kıyaslamalari yaparken bir dildeki temel
sözcügü baska dillerdeki temel sözcüklerle, yüzeysel görüntüleri bakimindan
kiyaslarlar ve hakli olarak ta kelimeler arasında pek benzerlikler
bulamazlar. Böyleçe garip bir islemle Türkçeden üretilmis diller ana/ata
dil Türkçeye benzemez diller olarak tanıtılır. Bu
neticeden hırsız memnundur, fakat asil anadil Türkçenin sahibi
olanlar, evleri soyulmus olmasina ragmen, isin farkinda bile degildirler.
Greek dilcisinin,
ki eski çaglarda bu isi yapanlar büyük olasilikla kiliseci din adamlari idiler,
seçtikleri bu Türkçe kaynak ifadeden ANAGRAMMATIZW sözcügünü yapmasi pek zor
bir is olmasa gerek. Çünkü yapilan is belirli bir söz yapisi içinde olan
Türkçe deyimi yeni bir sekle sokmaktan ibarettir. Bunu söylerken sunu da
itiraf etmek gerekir ki Türkçeden ANAGRAM yapma yollu Türkçeye uymayan yeni
sözcükler türetenlerin yaptıkları is, basit olmakla beraber,
kendilerine ait bir dilleri yokken Türkçeden kendilerine özge bir dil yaratma
bakimindan, yaptiklari is çok zekice ve ustaca yapilmis bir istir.
Bununla beraber yapilan is ayni zamanda Türkçe dilin ve medeniyetin çok
zekice ve ustalıkla hırsızlanması isidir. Dogaldır ki
ANAGRAM yapma isi ile Türkçe dili, adlari, dini ve töreleri baska bir kaliba
sokulmus ve canı kırıma ve/veya kandırma
baskılarına hedef alınmıs Tur/Türk/Oguz insaninin
hırsızlanması da kolaylikla basarılmisdir.
Bunlari bu sekilde
belirttikten sonra sunu söylemek gerekir ki Avrupa dillerine ait sözcüklerin
çogu birer bilmecedir. Zira onlar Turkçeden yapilmis sözcükler olup
kendilerine kaynak olan Türkçe sözcükler ve ifadeler degistirilmis, yeniden
dizilmis ve de gizlenmistir. Dolayisiyle onlarin gerçek dilsel
kimliklerini görebilmek için, yazimda verdigim örneklerde oldugu gibi, onlari
desifre etmek gerekir. Elbette ki sözcükleri desifre etmek bilinen
kurallara ters düsen bir durumdur ki bu dilcilerin yönünden kolaylikla kabul
görmez. "Gizlilik" gerçekleri örten bir kara perdedir ki sözde "Avrupa"
dilleri bu gizlilige devamli sekilde bürülüdür. Bu gizlilikleri
yaratanlarin yönünden, kandirilmis dünyayi kandirmakta devam edebilmek için o
gizliliklerin devam etmesi gerekiyor. Bu gizlilik eski "Greek
efsanelerinde" de ayni olup efsanelerdeki kahramanlarin adlari da yine
Türkçe kavramlari tanimlayan ifadelerin kisisellestirilmesi ve gizlenmesinden
ibarettir. Zira onlarin da kaynagi yine Türkçedir ve onlar da birer
bilmecedir.
Simdi sözünü
ettiginiz su "Ș-K-R" kalibina bir daha
dönmek istiyorum. Evet "Ș-K-R"
için bir "sözcük" degil Türkçe "KALIP" deyimini
kullanmak daha dogru olur. Çünkü benim görüsümde "Ș-K-R"
bir sözcük degildir. Yalniz üç ünsüz harfden yapilan bir dilsel
yapi bir sozcük addedilemez çünkü sözcükler yalniz ünsüzlerden ibaret olmayip
ünlüleri de içine alir. Aksi takdirde bünyenin yalniz kemiklerini
(iskeletini) gösteriyorsunuz ve etini, yani ünlüleri vermiyorsunuz. Nasil ki
insanlari yalniz iskeletlerinden taniyamiyacagimiz gibi sözcükleri de onlarin
iskeletlerini teskil eden yalniz ünsüzlerle belirlenen yapilarindan tayin
edemeyiz. Bakin lütfen "Ș-K-R"
kalibindan "ȘeKeR", "ȘaKaR",
"ȘuKuR", "ȘüKüR",
"ȘaKıR", gibi çesitli anlamlı
sözcükler yapilabilir ki bu seçimlerden ancak birisi yani "ȘüKüR"
seklinde olani TESEKKUR ile ilgilidir. "ȘüKüR"
sözcügünün de Türkçe olmadigini kimse iddia edemez.
Diger taraftan,
"Ș-K-R" kalibından
"TE-ȘeK-KÜR" çıkmaz. Zira bu kalibin
içinde ne "T" harfi ve ne de ikinci bir "K" harfi
vardir. "Ș-K-R"
kalıbından "TEȘEKKÜR" yapilirsa, bu
kaliptan "ANAGRAM" yapılıyor demektir. Aslinda
Semitik dillerinde kullanilan ünsüzlerle yapilan kaliplardan sözcükler türetmek
"ANAGRAM yapmanin ta kendisidir. Diger bir tabirle temel diye alinan
kalıb degistirip ondan yeni diziler yapılıyor. Böylece oyunun
kuralları degistirilmis oluyor.
Halbuki "TEȘEKKÜR"
sözünün kaynagi Türkçe "ȘÜKÜR
ETMEK" ifadesidir ki onun hiç bir yönü ARABCA olmayip özbeöz Türkçedir.
Iste bu temel Türkçe ifadeden "anagram" yollu hem "TEȘEKKÜR"
ve hem de "MÜTEȘEKKÜR" gibi ARABCA diye
bilinen, fakat gerçekte Türkçe kökenli olan ifadeler türetilmistir.
Lütfen su yapilanmayi dikkat ile inceleyin.
Türkçe "ȘÜKÜR-ETMEK"
yeniden dizilerek Arabca "MÜTEȘEKKÜR"
olmustur. Ve yine
Türkçe "ȘÜKÜR-ETMEK"
yeniden dizilerek Arabca "TEȘEKKÜR-ÜM"
olmustur. Bu ikinci halde "ÜM" dikkate alinayan bir fazlaliktir.
Böylece
dediginiz "Ș-K-R" den elde
edilen "ȘÜKÜR" sözcügü Türkçe
kurallara uyan bir sözcük olup unun Türkçe olmadigini ve yalniz Arabcaya ait
oldugunu iddia etmek pek kabul edilir degil. Arabcanin "ANAGRAM" yollu
yapilmis bir dil oldugunu bilerek, bu sözcügün Türkçeden Arabcaya geçmedigi de
kolayca iddia edilemez. Her gün insanimiz "Tanriya Sükür" diye
ifadeler kullana gelmistir.
Bunun gibi SÜKRAN
sözü de Türkçe "ȘÜKÜRLER" anlamli "ȘÜKÜR-AN"
sözünden yapilmistir. AN eki eski Türkçenin çogul eki olup halen
dilimizde TURK-AN (TÜRKLER) ve EREN (ERLER) gibi sözcüklerde sakldir. Türkçenin
eski -AN eki "Avrupa" dillerine de aktariilmistir. Örnegin
TURANIAN (TURANLILAR) denildigi zaman sondaki AN eki öz Türkçeye ait bir ektir.
Ne var ki bu Türkçe ek de yine asirilip "Avrupa" dillerine
maledilmis ve o sekilde de tanitilmistir. Biz de bize verilenlere hiç ses
çikarmamisiz.
Sayet egitim
sistemi bu gerçekleri tanitmadan "ȘÜKÜR"
sözünü Arabcaya, CAN sözünü Farscaya, vs. hediye ederse, sonunda
elbetteki Türk dili çıplak kalır, fakir olur ve gelisemez. Çünkü
baskalari Türkçeden habire "söz" kaçırdıgı gibi biz de
bol keseden durmadan dilimizi baskalarına tagıtır olmusuz. Bence
sorun Türkçeye karsi olan bu meraksizligimiz ve hep baskalarinin Türkçe
hakkinda dedikleri uyduruk "bilgilere" kulak asmamizdir.
Iste bu gibi
analizlerden görüyoruz ki ARABCA diye bilinen dil de, Hint-Avrupa dilleri gibi,
aslında Türkçe sözcük ve ifadelerden ANAGRAM yollu yapılmıs bir
dildir. Elbette ki bu konuda Arabca yalniz degildir. Zira bütün Semitik
diller de ayni sekilde Türkçeden yapılmıs. Anagram yollu
Türkçeden "dil" üretme, AKKADLAR adli Babilonyali gezgincilerin
Türk-Sümer dilini degistirerek kendilerine dil yapmalariyla baslamıs günümüze
kadar gelmistir. Bu konuda onların bir "ilk"
olduklarını kesinlikle söyleyemesek bile onların bu isi
yaptıklarından süphe edilemez.
Gördügünüz gibi
isin biraz derinlerine gidilince dillerin pek te disaridan göründugü gibi
olmadiklari gerçegi gün isigina çikiyor. Bütün bu sebeple kimin sözünü
kim almis açiklamalarinda söylenenleri her defasinda ince bir elekten geçirmek
gerekir.
6.
Diyorsunuz ki:
Daha fazla uzatmayayım isterseniz. Ben bu konuda uzman de_ilim, sadece
bildi_im kadarıyla fikirlerimi sizinle payla_mak istedim.
"Bence asıl konu_mamız gereken _u; amacınızı
anlıyorum ve aslında aynı amacı güdüyoruz bütün bir grup
olarak. Evet çok _anlı bir tarihimiz var, Türk milleti olarak çok
_anlıyız, onurluyuz. Türkçemizden hangi kelimelerin, hangi dile
geçti_ini ara_tırmaktansa, günümüzde hangi dillerden, hangi kelimeleri
Türkçeye almı_ız? Bunları temizlemek için bir çaba gösteriyor
muyuz? "
Polat Kaya:
Fikirlerinizi benimle paylastiginiz için size șükür
ediyorum. Iyi ki bunu yaptiniz. Ben de bu vesile ile sizlerle konusma
imkanini ve hepinizle bu konu ile ilgili bildiklerimi paylasma firsatini
buldum. Gördügünüz gibi benim çalismalarimin hedefi Tur/Türk/Oguz
insaninin zaman içinde çok derinlere giden geçmisini Türkçeden așirilmiș
"yabanci" sözlere dayandirarak gün ișigina
çikarmaktir. Örneklerini verdigim çalismalarla, tarihte Tur/Türk/Oguz insaninin
dünya medeniyetine katkilarinin bilinçli sekilde itiraf edilmemiș
oldugunu ve ayni sekilde Türkçenin ne kadar eski ata/ana bir dil oldugu
gerçeginin gözardi edildigini örnekleriyle belirtmis oluyoruz.
Son olarak,
önerdiginiz konu, yani Türkçeyi yabanci kelimelerden temizlemek konusu benim
çalisma saham degil. Böylece o konuda yararli olabilecegimi sanmiyorum. Eminim
ki bu konuda çok daha etken olabilecekler vardir ve olacaktir. Ayrica sunu da
belirtmek isterim ki sayet benim yaptigim çalismayi, Türkçeyi yabanci
kelimelerden temizlemek isinden daha az önemli görüyorsaniz büyük yanilgida
olursunuz. Gerçekte Türkçenin ne gibi muhtesem bir geçmise sahip oldugunu kimse
bu derece gün isigina çikarmamistir.
Dilerim bu
açiklamalarim gerek sizin yazinizda isaretlediginiz kuskularinizin ve gerekse
diger okuyucularin kuskularinin giderilmesine hizmet eder. Kalin saglikla.
Selam ve sevgi ile,
Polat Kaya
17/05/2007
TurkBirDev@yahoogroups.com wrote:
Re: TurkBirDev
>> Digest Number 1526
Sn. Alper Bey;
Öncelikle
yazdıklarınıza ve bu yazdıklarınızı
olu_turmak için harcadı_ınız eme_e çok saygı duyuyorum.
Ama sanki biraz
zorlayarak bazı _eyleri birbirine benzetmeye çalı_ıyorsunuz.
Arap Dili ve Edebiyatı mezunu olarak bilhassa yabancı kelimelerin
kökünü bulmada izlenen yolu veya kuralın (tabii ki istisnaları olmak
kaydıyla) belli bir düzen içinde oldu_unu dü_ünüyorum.
"Congratulation"
kelimesinden "Candan Kutlarız" cümlesini bulmu_sunuz. Bir kelime
bir dilden ba_ka bir dile geçti_i zaman, o kelimenin kökünü olu_turan harfler
sabit kalır, e_er geçti_i dilin yapısına uyması gerekiyorsa
bazı harfler eklenebilir.
_imdi öncelikle
"Kutla-rız" kelimesine bakmak istiyorum. Çünkü
"Candan" kelimesindeki "can"ı Farsça bir kelime olarak
biliyorum.
Kutla-rızın
mastarını aldı_ımızda "Kutlamak"ı
buluyoruz, -mek, -mak ekini attı_ımızda "kutla"
kalıyor. Yani "Congratulation" kelimesinde bu harflerin belli
bir düzen içinde yer alması lazım.
Bir de _unu merak
ediyorum, "Conratulation" "Candan Kutlarız"ın
de_i_mi_ hali ise "Candan Kutladı", "Candan
Kutlarım", "Candan Kutlarlar" gibi cümlelerin _ngilizceki
kar_ılıklarında nasıl bir yol izlenmi_tir?
En ilginci de
"Ringraziamento" kelimesinin harflerinin yerini de_i_tirip (ki ba_ta
da söyledi_im gibi bir dilden ba_ka bir dile geçerken belli bir düzende geçmesi
lazım) Men-Tegazor-Enir diye bir cümle bulmu_sunuz. Onu da "Men
Tesekkur Eder" cümlesine benzetmi_siniz. Baya_ı bulmaca çözer gibi
u_ra_mı_sınız aslında. Ama asıl sorun _u ki
"Te_ekkür" kelimesi Arapça. Te_ekkür kelimesinin kökü de
"_-K-R" yani bu üç harftir. Bu kökten
"_ükür-_ükran-Te_ekkür-Müte_ekkir vs." gibi kelimeler türemi_tir ve
Arapçalarında da bu _ekilde kullanılır. Yani görüldü_ü üzere
Arapçadan Türkçeye geçerken herhangi bir harf kaybı ve yer
de_i_tirme olmamı_tır.
Daha fazla
uzatmayayım isterseniz. Ben bu konuda uzman de_ilim, sadece bildi_im
kadarıyla fikirlerimi sizinle payla_mak istedim.
Bence asıl
konu_mamız gereken _u; amacınızı anlıyorum ve
aslında aynı amacı güdüyoruz bütün bir grup olarak. Evet çok
_anlı bir tarihimiz var, Türk milleti olarak çok _anlıyız,
onurluyuz. Türkçemizden hangi kelimelerin, hangi dile geçti_ini
ara_tırmaktansa, günümüzde hangi dillerden, hangi kelimeleri Türkçeye
almı_ız? Bunları temizlemek için bir çaba gösteriyor muyuz?
_sterseniz
bunları konu_alım.
Saygılar
Ay_e Da_delen
----- Original
Message ----
From: Polat Kaya <tntr@...>
To: TurkBirdev <TurkBirDev@yahoogroups.com>; bcn_2004@yahoogroups.com; Polat_Kaya@yahoogroups.com
Sent: Thursday, May
10, 2007 7:02:37 PM
Subject: Re:
TurkBirDev >> Digest Number 1526
Degerli Arkadaslar,
Merhaba.
Bilindigi üzere Ingilizce "CONGRATULATIONS" sözcügünün kökeni
hakkinda bir yazimi sizlerle paylastım. Bu yazi her gün
okudugunuz cinsten bir yazi degildi. En azindan dile getirdigim hususlar her
kes için yepyeniydi. Hele ingilizce "CONGRATULATIONS" sözcügünün
içinde Türkçe "CANDAN KUTLARIZ" sözünün sakli oldugu bilgisi kimsenin
bilmedigi ve isitmedigi açıklamalardı. Konu Türkçeyi çok yakindan
ilgilendirdigi için bu bulusu hepinizle paylasmam gerekiyordu. Sayin Sefer
Özdemir Bey, Grubun yöneticisi olarak yazimi suzgecinden geçirmis ve uygun
bularak yayinlamis oldu. Bu sebepe kendisine tesekkür ederim.
Asagiya iletisini
aldigim, adını açıkca yazmamis bir arkadasimiz nedense heyacana
kapilarak, kendi ön yargilarinı büyük bir ivedilikle harekete geçirmis ve
yazida yazilanlar hakkinda hiç bir düsünmeye gerek görmeden hemen kalemine
sarilmis ve bizleri karalamıs. Yanlis yapmıs ve seçtigi ifadeleriyle
çok ayip etmis. Bu arada, bilinenleri tekrarliyarak,
"CONGRATULATIONS" sözcügünün yüzeysel bir
tanımlamasını da yaparak bizleri aydinlatmaya çalismis. Ne
yazik ki dedikleri gerçegin üstünü örten kaplamalar olup asıl gerçegi
bildirmemektedir. Söyledikleri okuyucuyu kelimenin görüntüsü altindaki
gizli gerçegi görmekden men eden perde bilgilerdi. Ayrica, dediklerimizle
hiç bir ilgisi yokken ortaya bir de "tesekkür" anlamlı, kendi
deyimi ile GRATSIYA veya GRATSIYAS sözünü atmıs ve yine karalama
imalarinda bulunmus. Bilindigi üzere CONGRATULATIONS
"kutlama" ve GRATSIYA "tesekkür etme" kavrami ile ilgili
sözcükler olup ayri ayri kavramların adlarıdir. Böylece
konusmalarında çok dikkatli olup farkli kavramlari birbirind en
ayirması gerekirken onu da yapmamis. Bununla beraber bir taraftan
elma ile armudu birbirine karistirirken diger taraftan da karalama
imalarına devam ederek yine çok ayıp etmis. Dilerim ki bir daha
yapmaz ve daha dikkatli olur.
Simdi gelelim bu
yabanci sözcüklerin kökenine. Hadi diyelim ki "CONGRATULATIONS"
ile ilgili yaptigim "CANDAN KUTLARIZ" açiklamasi bir tesadüfün
neticesi idi ki gerçekte öyle degildir, su Italyanca kelimelere de bir bakalim.
Italyanca GRATULARE ¨sözcügü Ingilizce "to congratulate" , yani
"kutlamak" anlamlı olarak veriliyor.
GRATULARE sözcügü
harf-be-harf "ARE-GUTLAR" seklinde yeniden dizilip Türkçe
olarak okundugunda Türkçe "ERI KUTLAR" sözünü buluyoruz ki bu da
bazilarimizin itirazina ragmen "kutlama" ile ilgili bir baska Türkçe
deyimdir. Bu Türkçe sözü, ayni anlamli Italyanca GRATULARE sözcügünün
içinde sakli bulmamiz, sayet bu bir tesadüf eseri ise, olasiligi sifira yakin
olan garip bir tesadüfdür. Gerçekte o bir tesadüf degildir. Bilinçli
yapilan bir islem neticesi, Türkçe metin Italyance söz içinde sakli
kalmistir. Yapilan gizli islemin neticesi olarak biz Türkçenin
"ER" ve "KUTLAMAK" sözcüklerini bu "Italyanca"
kelimenin içinde buluyoruz.
Ayrica yine kutlama
kavrami ile ilgili baska bir Italyanca sözcük te GRATULATORIO, Ingilizce
"congratulatory" olarak verilmektedir.
GRATULATORIO
sözcügü de harf-be-harf "AR-GUTLO-ATIOR" seklinde yeniden
dizildiginde karsimiza çikan yine Türkçe "ER KUTLU EDIYOR" yahut
"ERI KUTLU EDIYOR" sözü oluyor ki bu da yabana atilacak bir durum
degildir.
Italyanca
RINGRAZIAMENTO (thanks) "tesekkürler" anlamli olarak veriliyor.
RINGRAZIAMENTO sözcügü
"MEN-TAZAGOR- ENIR" seklinde yeniden dizildiginde Türkçe
"MEN TESEKUR EDIR" (MEN TESEKKUR EDER) sözünü buluyoruz. Bu da
pek yabana atilacak bir durum degildir. Bu yapilandirmada Türkçe kaynak
metindeki bir R harfi N harfine degistirilmistir. Ve de kavramla ilgili uç
Türkçe sözcügü yine bu italyanca sözcügün icinde sakli buluyoruz.
Yine Italyanca
RINGRAZIAMENTO sözcügünü kullanan daha uzun bir Italyanca ad olan GIORNO DE
RINGRAZIAMENTO (Thanksgiving Day) yani "Sükür günü"
anlaminda olan deyime bakalim.
"GIORNO DE
RINGRAZIAMENTO" ifadesi harf-be-harf "MEN-TAZAGOR- ENIR-GONEDIR
O" seklinde kelimenin harfleri yeniden dizildiginde Turkçe "MEN
TESEKKÜR EDER GÜNÜDÜR O" ifadesini buluyoruz ki bu ifade de Italyanca
"GIORNO DE RINGRAZIAMENTO" sözünun anlaminin tipatip ayni olup sözün
kaynaginin Türkçe oldugunun isaretidir. Bu ifade ayrica gösteriyor ki GIORNO
sözü dahi Türkçenin "GÜN sözcügünü "GON" seklinde
içermektedir.
Ayrica Italyanca
GRAZIAMENTO ("thanks") "tesekkürler" anlamli ve
RINGRAZIARE ("to thank"), GRATIAMENTE
"thankfully" olarak veriliyor.
GRAZIAMENTO sözcügü
"TAZAGOR-I(T) MEN" yahut "(T)AZAGOR-ITMEN" seklinde yeniden
dizildiginde Türkçenin çarpıtılmıs ve de gizlenmis "TESEKUR
ETMEN" ifadesini buluyoruz. Bu yapılanmada Türkçe metindeki ikinci T
harfi düsürülmüs.
Italianca
RICONOSCENTE (thanks, thankful) olarak veriliyor (bak url http://www.wordrefe rence.com/
enit/thankful )
RICONOSCENTE
sözcügü "ONON-TESECCIR" seklinde dizildiginde Türkçe "ONUN
TESEKKURU" yahut "ONA TESEKKUR" sözunun degistirilmis ve
gizlenmis hali oluyor. Sözde "Latin" dillerinde C harfi çogu
zaman K harfinin yerine kullanilir, sanki alfabede K yahut Q harfleri yokmus
gibi.
Bati dillerinde U,
V, Y harfleri biri digerinin yerine kullanilabilen çok kimlikli riyakar
harflerdir. Bu riyakar kimlikli harfler bilinçli olarak gelistirilmis
Türkçeden kaçırılmıs metinlerin degistirilerek yabancı
sözcükler yapılmasinda ve Türkçe metinlerin gizlenmesinde kullanilan sahte
kimlikli harflerdir. Daha bunlar gibi pek çok diger harfler de Batı
dillerine sözcük yapiminda ayni derecede riyakarlıkla
kullanılmaktadir. Bunun nasil kullanildigini görmek için su örnegi
birlikte görelim.
Ingilizce
"THANKSGIVING DAY" Türkçe "SÜKÜR GÜNÜ" anlamiyla
tanimlanabilir. "THANKSGIVING DAY" ifadesi harf-be-harf
"TASHAGKIN-GVNYDI" seklinde harfler yeniden dizildiginde Türkçe
"TASAGKIR GÜNÜDI" yani "TESEKKUR GÜNÜDÜ" ifadesini
buluyoruz. Bu açıklamada da yine yüzde yüz anlam birligi ve
benzerligi var. Ingilizce "THANKSGIVING DAY"
ifadesinin Türkçeden yapilanmasinda Türkçe metindeki R harfi N harfine
degistirilmis. AyricaTürkçe "GÜNÜDI" sözündeki iki Ü yahut U ünlüsü V
ve Y harfleri ile degistirilmistir. Yeniden yapilanmada degisik harflerin
kullanilmasi ve de Türkçe sözlerin yazilim yapilarinin degistirilmesi neticesi
ortaya çikan yeni kalipli bu "Ingilizce" deyimin Türkçeden yapilmis
oldugu gerçegi elbetteki görülemez olmustur.
Görüldügu gibi
bunlarin hiç birisi tesadüflerin neticesi olmadigi gibi benim yaptigim analiz
ve açiklamalar da "saçma" degil! Bu açiklamalar alisilmamis ve
simdiye kadar düsünülmemis oldugundan bazilarimizin garibine giderse de yine de
mantiksizlik içermez. Bütün bu buluslarin ısıgında birimiz
çıkar da bunlara "saçmadır" tanimlamasını
yaparsa, en basta kendisini kandırmıs olur. Ayrica bütün bu
açıklamaların ısıgında, anadili Türkçe olan kimseler
olarak, bu buluslara karsı kaygusuzca ve meraksızca davranirsak, hiç
bir ilgi göstermezsek ve de onlara arkamizi dönersek bize "ganmazın
teki" derler. Bu vurdum duymazlikla da "TÜRK BIR DEV" gibi ulu
bir tanımlamaya da laik oldugumuzu iddia edemeyiz. Zira bize en
azindan gülerler.
Tanitmaya
çalistigim bu durum Türk olup da "Türk dili" konusan hepimiz için
kulak kabartmasi gereken bir gelismedir. Bu açiklamalari
"saçmalık" diye tanimlayıp gelisi güzel elimizin tersiyle
itemeyiz. En azından "neden aynı anlamli Türkçe sözleri
Türkçeden her bakimdan ayri yapida olan Bati dillerinin sözcüklerinde
bulabiliyoruz diye bu buluslari sorgulamamız gerekir. Hatta
tanıttıgım konunun üzerinde ciddiyetle durup konuyu enine boyuna
düsünmemiz, muhtesem bir dil olan Türkçenin gerek geçmisini ve gerekse kendi
yapisini daha iyi anlayabilmemiz bakimindan önde gelen bir arastirma alanidir.
Aksi taktirde gerçeklere gözlerimizi ve kulaklarimizi kapamis oluruz ki bu da
bizleri, gerçekleri görmek ve isitmek istemeyen, basini kunlara gömen kisiler
yapar. Elbette ki böyle bir tanimlamanın içinde olmak
istemeyiz.
Sunu da belirtmek
isterim ki bu konu artık yalniz benim konum olmaktan çıkmıs ve
Türkçe dilli her kesin konusu olmustur. Onu kimse elinin tersiyle itemez ve
itmemesi gerekir. Ben dilerim ki genç arkadaslar açıkladigım bu
yeni bilgileri kuçaklasinlar ve ciddiyetle onun üzerine varsinlar ve oldum
olasi Türk dünyasina karsi olanlarin kapalı kapılar ardında ne
gibi oyunlar gelistirilmis olduklarini görsünler. Görsünler ki ta Sümerlerden
beri Tur/Tür/Oguz dünyasinin dili ve onunla birlikte gelistirmis oldukları
her türlü medeniyet ürünleri düpedüz gün ısıgında
hırsızlanmıstir. Iste bunun bilincinde olmak gerekir.
TurkBirDev toplumu
içinde "Türk Bir Dev" tanimlamasina layik olmak için
"bilgi" gelistirmek ve gelistirilen bilgileri ilgi ile izleyip
ögrenmek ile olabilir. Insani tanrilastiran onun bilgeliligidir. Bilin ama
hangi konuda olursa olsun bilin. Yeterki Bir Dev Usta olun konunuzda. Türklerin
atalari "bilgiyi" bas taçı etmisler ve en az 6000-7000 sene
öncesinden yazilmıs bir destanlarinda "bilgiye" bas karakter
rolünü verip, onu herseyi bilen, her yapilamazi yapabilen bir hakan kisi olarak
tanitmislar ve ona Türkçe olarak BILGAMESH adini vermislerdir. Bu ön görüslülük
eski Tur/Türk/Oguz dünyasinin BILGIYE verdikleri önemin en açik göstergesi ve
belgesidir. Bilgiye bu kadar önem veren, her isin bilgi ile yapildigini
bilen bir toplum hic bir zaman "ilkel" bir toplum olarak sayilamaz.
Bati ve Semitik
dillere ait sözcüklerin Türkçe kaynaklı oluklari gerçegi ile ilgili
açıklamalarıma karsi bazi dilcilerin bir tiksinti ile direnen bir
tavir sergilediklerini görüyorum. Bu çok yanlıs. Halbuki onu
kuçaklayip daha da gün ısıgına çıkarmak gerekir. Çünkü konu
çok büyüktür ve Türkün binlerce sene derinlere giden kökünü yeniden gün isigina
çıkarıyor ve kimlerin ne oldugunu, neler yapıgını
açıklıyor. Zira Türkün medeniyeti kendinden çalınmıs ve
geçmisi tarihten silinmistir.
Aziz arkadaslar,
bütün bu durumlari dilimin döndügü kadar açık bir dille anlatmaya
çalıstım. Ümid ederim ki onlari e-posta kutularinizi dolduran
luzumsuz bilgi olarak addetmezsiniz. Bu arada sizlerle paylastigim bilgileri
benimseyip beni ve tanittigim konuyu yürekten can-sipercesine koruyan
kardeslerime de candan tesekkür ederim. Hepsi sag olsunlar, var olsunlar.
Selam ve sevgi ile,
Polat Kaya