Hosgeldiniz - Welcome.htm
TÜRKÇESI AŞAGIDADIR
Dear
Friends,
I am pleased to announce the opening of our "Polat_Kaya" archive that
is publicly available on the Internet, where you will find many of Polat Kaya's
exciting writings.
Polat Kaya has been studying the relationship between Turkish and the words of
the Indo European languages for many years and has come up with remarkable
findings regarding the roots of the Indo European (IE) and Semitic languages.
His findings are very contrary to existing linguistic views but he backs them
up with powerful evidence. You may read in detail many of his eye-opening
papers here that discuss a variety of subjects from which he synthesizes
extraordinary results that are rational and convincing. For example, the
mysterious and mythological "
Polat Kaya's revelations put a new light on the ancient world, thus, leading to
new understandings. His findings clearly indicate that by using misinformation
presented as the facts of the past, ancient world history was intentionally
distorted and the ancient Turkish world obliterated. The most powerful
tool that he uses in his analyses is the Turkish language, which is probably
the most ancient language.
For example, the ancient city name "
Polat Kaya shows that Indo-European and Semitic languages are actually
artificially manufactured languages that are created by, what he calls,
"cut-and-paste" operations on words or phrases of ancient Turkish.
The finished words are so well camouflaged that the real Turkish source used to
construct them is nearly impossible to detect.
For example, the IE term "vis-à-vis", meaning "face to
face" is actually manufactured from Turkish saying "yüz yüze"
meaning "face to face". In this anagram, Turkish expression
"yüz yüze" becomes "vis-à-vis" by changing "z" to
"s", "ü" to "i", "y" to "v"
and final "e" to "a" in the middle. The letter v, as
used in IE or Semitic languages, is a camouflaging letter having multiple
identities such as v, u, and y. In this capacity, letter v not only can replace
a "v" or a "y" or a "u" in Turkish source texts,
but it can also replace other Turkic letters at the will of the linguist doing
the anagrammatizing.
These powerful linguistic evidences go a long way in explaining the
irregularities and irrationalities that exist in IE languages, especially in
the writing and pronunciation. Polat Kaya explains that Turkish was the
universally spoken world language in ancient times until probably the middle of
the first Millennium B.C. He attributes the universality of Turkish to
the ancient Turanian OGUZ religion, i.e., "Sky-Father-God, Sun-God and
Moon-God" religion which was probably the first religion of mankind.
In this ancient Sky religion, the Sun as the life giver and the Moon were the
two main deities and were the creations of an all-powerful Creator
"Sky-Father-God" known by many names such as: BIR-O,
In this Turkic OGUZ religion, the Sky-God was primarily represented by a
"bull" figure. The fact that the Turkish word "OKUZ",
meaning "ox", is embedded in the name of OGUZ supports this. The
"Bull" figurines found throughout many excavations also support this
ancient OGUZ religion and the Bull (OKUZ) icon of the Sky-God OGUZ.
The trinity concept in Christianity, said to be taken from the "Pagans",
is in fact taken from the ancient Turkic OGUZ religion and its Sky God
concept. The term "Pagan" is just a cover-up term designed to
eliminate the Turkic identity of those ancient people.
You are invited to visit the Polat_Kaya Library where you may read all about
this and more. Please visit:
http://groupsyahoo.com/group/Polat_Kaya/messages/ (the
archive is publicly available)
http://groups.yahoo.com/group/Polat_Kaya/ (if you would
like to subscribe to the library)
If
you want to share your ideas with Polat Kaya please write to tntr@...
Best
regards,
Kamil Kartal
Degerli Okuyucular,
Sayin Polat Kaya'nin çogu yazilarini internette bir araya toplayan bir arsivin
hazirligini bitirmis olmaktan ve siz okuyuculara açilmis oldugunu duyurmaktan
mutluyum.
Sayin Polat Kaya senelerden beri yaptigi çalismalarla Türkçe ile Hint-Avrupa
dillerine ait sözcükler arasinda olasi bir baglantiyi incelemis ve Hint-Avrupa
ve Semitik dillerin kökeni hakkinda olaganüstü bir bulusu dile getirmistir.
Polat Kaya, dillerin kökleri hakkinda halen egitim kurumlarinda ögretilen
görüslere karsi olan bulusunu güclü dil açiklamalari ile desteklemektedir. Onun
çok farkli konularda yazdigi yazilarinda yaptigi göz-açici analiz ve
sentezleriyle inandirici, gerçekci ve olaganüstü neticelere vardigini
arsivimizdeki yazilarinda okuyabilirsiniz. Örnegin, ne oldugu simdiye kadar
bilinmeyen, mitolojik "Babil Kulesinin" gerçek kimligi onun bir
yazisinda bütün gizliligini kaybetmektedir.
Polat Kaya'nin açiklamalari eski dünyanin anlasilmasina yeni bir isik
getirmekte ve yeni anlayislara yol açmaktadir. Onun buluslari, geçmisin
gerçekleriymis gibi gösterilen, aslinda yanlis ve yaniltici sekilde bildirilen
sözde "tarih bilgileri" ile eski dünya tarihinin bilinçli olarak
tahrif edildigini ve özellikle eski Türk dünyasinin tarihten silinmis oldugunu
süphe edilemez bir sekilde ortaya koymaktadir. Onun çalismalarinda kullandigi
en güçlü araci, olasilikla tarihte en eski ve muhtesem bir dil olan Türkçedir.
Örnegin, eski zamanin sehir adi "TROY" ve onun Fransizca sekli olan
TROIE (Trova) adi Türkçe "TUR ÖY" yahut "TUR ÖYÜ"
("Tur evi", "Türk evi" anlaminda) sözlerinin yozlastirilmis
seklidir. Bu görüs Trova sehir devletinin bir Tur/Türk devleti oldugunun kesin
delilidir. Ayni sekilde diger eski Anadolu devletlerinin adlari da
degistirilmis ve onlarin kimligi bilinçli olarak Türk dünyasindan
uzaklastirilmislardir. Bunun bilincinde olmak eski Anadolu medeniyetlerinin
gerçek kimligini anlamakta bir dönüm noktasidir.
Polat Kaya, Hint-Avrupa ve Semitik asilli dillerin gerçekte yapma diller
olduklarini, Türkçenin sözcük ve ifadelerini kirdiktan sonra, kendi deyimi ile,
"kes ve yapistir" islemiyle onlari yeniden düzenleyerek sözcükler
türeten diller olduklarini göstermektedir. Hint-Avrupa ve Semitik diller için
türetilmis sözcükler, köklerinin Türkçe oldugu taninmayacak sekilde örtülüp
gizlenmislerdir.
Örnegin, Avrupa dillerine ait diye bilinen "vis-a-vis" sözü gerçekte
Türkce "yüz-yüze" deyiminin yeniden düzenlenmis seklidir. Bu kirma ve
degistirme isleminde, Türkçe "yüz yüze" deyimi, z/s, ü/i, y/v ve son
"e" harfinin de ortadaki "a" harfine
degistirilmesi ile "vis-a-vis" sekline dönüstürülmüstür.
Hint-Avrupa ve Semitik dillerde kullanilan
"v" harfi bir gizleme harfi olup genellikle "v",
"y" veya "u" çesitli kimliklerine sahiptir. Bu gizli
yetenegi ile "v" harfi, kirilan Türkçe metinlerde, "v",
"y" veya "u" harflerinin yerini aldigi gibi, Türkçeyi kiran
dilcinin hür ve keyfî seçisleri ile diger Türkçe harflerin yerine de
kullanilabilmektedir.
Bu güclü dil delilleri Hint-Avrupa dillerinin bilhassa yazilimi ve
seslendirilmesi hususlarinda var olan güclükleri ve mantiksizliklari kolaylikla
izah edilebilmektedir. Polat Kaya'nin açiklamalarinda Türkçe, olasilikla M.Ö.
birinci bin yilin ortalarina kadar, evrensel sekilde konusulan bir dünya dili
idi. O, Türkçenin bu evrenselligini eski Tur/Türk dünyasina ait Gök-Tanri OGUZ
dinine, yani "Gök-Ata-Tanri, Gün-Tanri ve Ay-Tanri" dinine
atfetmektedir ki olasilikla bu din insanligin dünyada yaygin sekilde izlenen
ilk dini idi.
Bu çok eski Gök dininde, hayat veren Günes ve Ay iki en basta gelen ilahlardi
ki onlar da, BIR-O, PIR-O, PERU, TUR, HAN, HAN-O, ATA, APA ve digerleri
gibi çok çesitli adlarla adlandirilan çok güçlü ve çok yönlü yaratici bir
"Gök-ATA" tarafindan yaratilmislardi. Günes ve Ay bu evrensel
Gök-Atanin gözleri olarak biliniyordu. Gün, Ay ve Gök-Ata bir üçlü Gök-Tanri
kavramini olusturuyordu ki bu birliktelikte Günes, Tanrinin sag ve gören gözü,
Ay ise Tanrinin sol ve görmeyen (kör) gözü oluyordu. Türkçe olan
"GÖZ" sözünün OGUZ adi içinde olmasi bu kavrami desteklemektedir. Ayrica,
"dil", "söz" veya "aguz" anlaminda olan Türkçe
"AGUZ" sözü de OGUZ adinin içinde yer almakla, "Baslangiçta
"Söz" vardi ve "Söz" Tanri ileydi ve "Söz" Tanri
idi" deyiminin kaynaginin Türkçe oldugunu göstermektedir.
Bu temel bilgi ile, Türkçe "OGUZ AGUZ" deyimi "Türk
Dilinin" adi olmaktadir.
Bu Tur/Türk OGUZ dininde, Gök-Tanri öncelikle bir "BOGA" simgesi ile
temsil edilirdi. Türkce "OKOZ" (ÖKÖZ, BOGA) adinin da OGUZ adi içinde
yer almis olmasi bu simgenin gerçekligini desteklemektedir. Eski dünya kalintilarinda
yapilan kazilarinda tekrar tekrar gün isigina çikan "BOGA" (OKOZ)
resim ve heykelcikleri de bu çok eski OGUZ dinini ve Gök-Tanri OGUZ'un
"OKUZ" simgesini destekleyen delilleridir.
Paganlardan alindigi söylenen Hristiyanlik dinindeki "üçlü tanri"
kavrami gerçekte eski Tur/Türk OGUZ dininden ve onun "Gök-Tanri"
kavramindan alinmistir. "Pagan" sözü ise o eski Tur/Türk dünyasi
insaninin Türklük kimligini silmek için düzenlenmis bir
terimdir.
Polat_Kaya arsivinde bunlari ve daha fazlasini bulabileceginizi bilerek sizleri
bu arsive davet ediyor, hos geldiniz diyorum. Lütfen asagidaki baglantiya
tiklayiniz:
http://groups.yahoo.com/group/Polat_Kaya/messages/ (üyelik gerektirmez)
http://groups.yahoo.com/group/Polat_Kaya/ (kütüphaneye üye olmak isterseniz)
Sayin Polat Kaya ile görüslerinizi paylasmak
isterseniz tntr@...e
yazabilirsiniz.
Saygilarimla,
Kamil Kartal