Greek
"KOKKINOLAIMIS" Türkçe "KINALI GÖGÜSEM"
--- In bcn2003-II@yahoogroups.com, Polat Kaya
<tntr@C...> wrote:
Sayin Arkadaslar,
Merhaba. Bu yazimda
size baska bir konudan konusmak istedim.
Greek
"KOKKINOLAIMIS" Türkçe "KINALI GÖGÜSEM"
("Robin
Redbreast" yahut Türkçe "Ardiçkusu")
"Robin
Redbreast" adli kus kuzey Amerikaya ve Avrupaya özel oldugu
söylenen bir kushun
adi. Çok sevimli bir kush. Bu kus Türkçe
tanimlanmasinda
"kizil gögüslü bir ardiçkushu' olarak tanimlaniyor.
Ayrica "kizil
gerdan", "nar bülbülü" adlari da verilen bir kush
oluyor. [1] Bu
kushun en belirli özelliklerinden birisi gögsünün
kina rekte
(kirmizi/kahverengi) tüylerle bezeli olusu, yani tam
"kinali"
renkte gögsü var. Bu sebeple ona "Robin Redbreast" deniyor.
Kusun bilimsel adi,
Avrupalisi için "Erithacus rubecula" ve
Amerikalisi için de
"Turdus migratorius" seklinde verilmis.[2]
Benim asil üzerinde
durmak istedigim husus ise bu kusun Grekçe adinin
"KOKKINOLAIMIS"
olusu. [3] Çok ilginçtir ki bu adi harf-be-harf
"KINALI
KOKOSIM" seklinde tanzim ettigimizde adin aslinin Türkçe
"KINALI
GÖGÜSEM" (kinali gögüslüyüm) veya "KINALI GÖGÜSÜM" (gögüsüm
kinali) anlamli
tertemiz bir Türkçe ifade oldugu asikar bir sekilde
kendini gösteriyor.
Yukarida da bu kusun gögsünün kinali renkte
oldugunu belirtmistim.
Adin Türkçesi çok güzel oldugu gibi kusu da çok
mükemmel bir
sekilde, hem de sairane, tasvir ediyor. Türkçede buna
benzer, örnegin,
"kinali keklik" gibi adlarda vardir. Bu güzelligi bu
sekilde
belirttikten sonra simdi gelelim isin dilcilik yönüne.
Dilcilik
bakimindan, üzerinde durulmasi gereken en önemli husus bu
kusun Grekçe adini
belirten sözcük yapisi içinde onun tanimini Türkçe
dille yapan
ifadenin olusu. Yani "KOKKINOLAIMIS" seklindeki Grekçe
adin Türkçe
"KINALI GÖGÜSEM" deyiminden yapilmis olmasi.
Bu dilcilerin
gözlerini açmaya yeterli bir durum. Hele bilhassa
dillerin geçmisi ve
yapisi ile ugrasan Türk dilcilerin. Zira, dilcilik
bakimindan bu
çakisma ne tesadüflerin ve ne de olasiliklarin
neticesidir. Hele
biribirinden ayri olarak gelismis oldugu iddia
edilen iki dilde,
"Grekce" (Rumca) ve "Türkçe", bu gibi harfiharfine
bir çakismanin
olmasi olasiligi sifira yakindir. Bu çakisma olsa olsa,
ancak Türkçeyi çok
iyi bilen bir Grek dilcinin veya dilci grubun
Türkçe ifadeyi
alip, onu kirip ve yeniden düzenledikten sonra Grek
diline ait bir
sözcük imis gibi dünyaya tanitmasiyla mümkündür. Baska
bir deyimle bu
" Grekçe" kush adi Grekçeden çok çok önce var olan
Türkçeden
asirilmis, degistirilmis ve gizlenmistir. Bunun baska türlü
izah yolu olmasa
gerek.
Bilimsel dilcilik
yönünden Grekçenin bir yapmaca dil oldugunu, bu iste
de Türkçe kaynak
dil malzemesi olarak kullanildigi açikca
görülmektedir. Grek
dilinin ve onun gibi Latincenin de çok eski diller
oldugu iddiasinin
bir kandirmaca oldugunu ve asil kaynagin "Türkçe"
oldugunu gerek bu
örnekten ve gerekse simdiye kadar verdigim pek çok
diger örneklerden
dilciler görebilmelidirler.
Burada çok önemli
ayri bir hususu daha gün isigina çikarmak gerekir.
"Kinali
Gögüsüm" yahut "Robin Redbreast" adli bu kusun"
Avrupalisinin
ilmi adi
"Erithacus rubecula seklinde veriliyor. Hayvanlarin bilimsel
tanimlamalarinda
her birine iki ad veriliyor. Verilen ilk ad "GENUS"
adi diye
tanimlaniyor. [4] Daha önceki bir yazimda da bildirmistim:
GENUS adindan en az
iki husus kastedilmektedir:
a) birinci olarak
"GENUS" adi ile hayvanin veya bitkinin "CINSU"
("CINSI")
belirtilmektedir. Burada "GENUS" sözü ile Türkçe "CINSU"
(CINSI) sözünün
benzerliklerine dikkati çekmek isterim. Gerçekte
"GENUS"
sözü Türkçe "CINSU" (CINSI) sözünün degistirilmis halidir.
Ayrica
"GENUS" sözü Türkçenin "CANUZ" (yasayanuz, canliyiz)
anlamini
da içeren bir söz
olarak yine Türkçeden alinmis bir sözdür. Böylece,
sözün asli
"Latincedir" dendiginde asil gerçek "gerçek"
söylenilmememekte ve
ancak "yari" gerçek söylenilmektedir. Zira
Latince
"GENUS" sözünün kaynagi da yine Türkçedir. Bunu daha evvelki
yazilarimda da
isaretlemistim. Kaynak "Latince" olarak gösterilmekle
Latince haksiz yere
öne çikarilmakta ve sözün asil kaynagi olan
"Türkçe"
ise bir al-ver oyunu ile haksizliga ugramakla kalmiyor, layik
oldugu
"krediyi" almiyor ve ayni zamanda adi ortadan kaldirilip
siliniyor. Bu
"bilimsel adalet" için pek yüz kizartici bir durum.
b) ikinci olarak
"GENUS" sözü Türkçenin "GUNES" ve "GONUS" (KONUSh,
söyle, dil)
anlamindaki deyimlerinin de degistirilmis halidir. Türkçe
bir
"GUNES" dilidir ve o dilde verilen adlar da bir nevi Günes ve
Gök-Tanri ile
ilgili adlardir. Türkçe konusan, Gök-Tanriya tapan ve
dogasina büyük
saygi duyan eski Tur/Türk dünyasi insani dogasini da
Tanri adiyla
adlandirmayi çok uslukla ve ustalikla uygun görmüsh.
Verilen adi kutsal
bilerek her verdigi ada saygi göstermis. AT ve AD
icinde
"ATA" adi saklidir. ATA-Tanriya ve Atalarina tapan bir millet
elbetteki AD'ada
saygi duyar. Böylece canlilari bu sekilde
siniflandirma ve
adlandirma Latinlere veya Greklere ait olmayip çok
daha eski Tur/Türk
dünyasina ait olan bir system olmalidir.
Böylece eski
Tur/Türk dünyasinin törelerinden alinan hayvanlari
adlandirma töresi
de günümüzde gizlilik içinde devam ettirilmektedir.
Canlilara verilen
ilk ""GENUS" adi "büyük" harf ile baslatilir.
Simdi "Kinali
Gögüslü" kusun GENUS (Günes) adina bakalim:
a)
"ERITHACUS" seklinde verilen bu ad harf-be-harf "ARTIECUSH"
seklinde düzenlenip
karsilastirildiginda Türkçe "ARDICKUShU" sözü ile
ve bir C harfinin
düsürülmesi ile, hemen hemen ayni oluyor. Bu
tesadüfün neticesi
olamaz. Ayrica,
b)
"ERITHACUS" adi harf-be-harf "ATI-RE-CUSH" seklinde
düzenlenince,
aslinda adinin Türkçe
olarak "ATI RE KUSH" ("ADI ER/RE/RA KUSH") yani
"Adi Gün
KUSH") ifadesi oldugu görülüyor. Bir nevi "mor" renkte olan
bu kusun
"Gün/Günes" adi ile tanimlanmis olusu çok önemli. Dikkat
etmeliyiz ki adin
içinde hayvanin hem cinsini belirleyen Türkçe "kush"
sözü var ve hem de
Gün-Tanrinin bilhassa eski Masar dilinde adi olan
"ER"
yahut "RE" yahut "RA" sözü var. Bu da bu kusun eski Tur/Türk
dünyasi anlayisinda
"Günes" ile baglantisi olan bir ad oldugunu
isaretliyor.
Mevsimlere bagli, pek çok diger kuslar gibi, bu da günes
ile gidip günes ile
gelen bir kush. Ayrica kusun normal günlük adi
olan
"ROBIN" sözü de Türkçe bir anlayisla okundugunda adin Türkçe
"RA-BEN"
("Ben RA", "Ben Günesh") oldugunu teyid ediyor. Böylece
görülüyor ki gerek
"ERITHACUS" ve gerekse de "ROBIN" adlari, her ne
kadar çok mahirane
bir sekilde gizlenmis iseler de aslinda Türkçe
deyimlerden
yapilmis adlar olduklari anlasiliyor.
Kinali Gögüslü
kusun Amerikalisinin adi olan "Turdus migratorius" adi
da ilginç. Birinci
ad Türkcenin "TUR" sözünü içermektedir ki bu ad Gök
Tanrinin baska bir
adi ve Turan insaninin da milli adidir. Bu da bir
tesadüf olmasa
gerek. "Genus" (Gunes) adi bir "gök" adini temsil
ettigine göre adin
TUR, TURDU, TURDUS seklinde olmasi da olasidir.
Adin ikinci kismi
olan "migratorius" kusun "göçebe" bir kus oldugunu
isaretliyor. Kinali
Gögüslü kus (KIZIL-GERDAN yahut NAR BÜLBÜLÜ) yazin
daha kuzey
bölgelere giderek ve kisin ise tekrar güney bölgelere
hiçret ederek
yasamini sürdüren bir kus, yani "göçer-konar" bir
kustur. Bu durumu
"migratorius" adi da belirtmektedir.
"Migratorius"
adi harf-be-harf "GITAR IRMUS O" seklinde yeniden tanzim
edildiginde, adin
Türkçenin "GIDER ERMUS O" ("O gider, göçer-konar
ermis")
anlamli deyiminden kirilma yollu yapilmis oldugu da ortaya
çikiyor.
Bütün bu buluslar
da yine gösteriyor ki bilimsel görüntülü giysiler
içine büründürülmüs
ve asli Latince ve/veya Grekce imis gibi
gösterilen,
canlilara verilen adlarin çogu aslinda ne Latincedir ne de
Grekce. Gerçek
"gerçek" ise bu gibi adlarin çogunun kaynagi
Türkçedir. Türkçe
ifadeler alinip, kirilip ve yeniden düzenlendikten
sonra ya Grekçe
veya Latince veya baska bir Avrupa dili gibi
gösterilmistir. Ne
gariptir ki adlarin tanimlanmasinda Türkçe
kullanilirken kredi
baskasina verilmekte ve Türkçenin adi bile
anilmamaktadir. Bu
hal ise bilimsel çalismalarda gereken "düz"
(dürüst) olmanin
disina tasan "egri" bir görüntüyü sergilemektedir.
Simdiye kadar bu
gerçek söylenmedigine göre, ortada çok gizli sekilde
islenmis ve
olasilikla halen de islenmekte olan bir kandirmaca
olayinin ve dürüst
bir bilimsellik yerine sahte bir ilim düzeninin
döndürülmekte
oldugu izlenmektedir. Olasilikla sayisi çok az bir grup
bu durumun
bilincindedir. Geride kalanlar hepimiz gibi
kandirilmislardir.
Bu çakismalar bize
sunu söylüyor:
Grekler dillerinin
sayisiz sözcüklerini Türkçe kelime ve ifadeleri
kirip, parçalari
yeniden düzenleyip ve birbirlerine yeniden
yapistirmak
(anagram) yoluyla yapmislardir. Grekçe "KOKKINOLAIMIS"
("KINALI
GÖGÜSEM") adi da bunu açikca göstermektedir. Bu örnek ad
"kirma"
teknigi ile yapildigina göre binlercesinin de ayni sekilde
yapilmis oldugundan
süphe edilemez. Çünkü var olan bir dilden bu
sekilde dil
yaratmek isin en kolay sekli. Zira teknigi bilen Grek
dinci-dilcisinin
elini tutan kimse olmamis ki daha fazlasini da
yapmasin. Elbette
ki ayni isi diger "Avrupa" dinci-dilcileri de
yapmakta
geçikmemislerdir. Yoktan bir dil yaratmak haddinden fazla zor
bir is olup
olasilikla binlerce senelik bir dil ve kültür gelismesiyle
ilgili bir olay.
Türkçe bu asamadan geçmis. Digerleri ise kolay yolu
alip Türkçeyi
asirma yolunu tercih etmisler. Bu durumu çesitli
konularda yazdigim
yazilarimda devamli vurgulamaktayim. Ümid edilir
ki Türkçe ve diger
dillerin geçmisi ile ugrasan dilcilerin dikkatini
çeker.
Bu aciklamalar yeri
yerinden oynatmasa da gerek Türkçenin geçmisi
yönünden ve gerekse
Avrupa dillerinin temeli yönünden bütün dünyaya
gerçekmis gibi
söylenenleri yerinden oynatacak niteliktedirler.
Dünyanin bir yanlis
bilgilendirme tuzagi içine itilmis oldugu günden
güne daha da iyi
anlasilmaktadir. Bilhassa Türk dünyasini ve bu arada
Türkçeyi çökertmeyi
kendine emel edinmis bazi gruplarca uzun vadeli
sinsi bir ugrasi
olmusa benziyor. Onun bunun lafina kanip Türk
milletinin milli
benligini tanimlaya muhtesem bir Tanri dili olan
Türkçe kayboldugu
gün Tur/Türk dünyasi da yok olmus sayilir. Tanri bu
günü göstermesin.
Fakat her seyden önce Türk insaninin uyanik ve
sanli OGUZ GÜNES
diline sahip çikip onu sonsuza kadar korumalidir.
Var olmanin yolu
budur. "Kinali Gögüsüm" hayirli olsun.
KAYNAKLAR:
[1]
Ingilizce-Türkçe Redhouse Sözlugü, Istanbul, 1980, s. 838.
[2] EB, 1963, Vol.
19, p. 358. {American Robin Redbreast: A large
North American
thrush ("Turdus migratorius",about 10 inch long, with
brick-red breast,
blabkish-gray upper parts and a yellow bill.
European Robin
("Erithacus rubecula") is about 5.5 inch long, with
brownish-orange
breast and forehead, brownish-olive upper parts and a
white abdomen. The
young have a mottled dark brown-and-buff breast.}
[3] Divry's modern
English-Greek and Greek - English Desk
Dicyionary",
1988, p. 560.
[4] Webster's
Collegiate Dictionary, Springfield, Mass., USA.,
1947, p. 418.
Selam ve sevgilerle,
Polat Kaya
Kasim 02, 2003.