Hindistanda SAVANDURGA Dağı ve Onun KARİGUDDA ve BİLİGUDDA Adlı Tepeleri Hakkında

 

 

Yazarı  POLAT KAYA

 

 

 

DEĞERLİ ARKADAŞLAR,

 

Ali Erden Sizgek kardeşimiz Hindistanda SAVANDURGA Dağı ve onun KARİGUDDA (black hill) ve BİLİGUDDA (white hill) adlı tepelerini yukarıda tanıttı. KARİGUDDA adının Türkçe KARA ve DAĞ sözcükleri  ile ilgili olduğunu doğru olarak belirtti. Kendisine teşekkür ederim. Bu gibi araştırmalar çok ilginç neticelere yol açabiliyor.    SAVANDURGA Dağı adı ve onun ikiz tepelerinin KARİGUDDA ve BİLİGUDDA adları hem ilgilendiğim bir konu olduğundan, hem de Hindistan coğrafyasının tümü eski Turan dünyasının iç içe olduğu bir bölge olduğundan, benim de dikkatimi özellikle çekti. Wikipedianın https://en.wikipedia.org/wiki/Savandurga  bağlantısında,  SAVANDURGA adı ile ilgili bölümü İngilizce olarak aşağıda veriyorum.  Orada ilgimizi çeken başka adlar da var ki onlarla ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmak istedim.

 

 

“SAVANDURGA is formed by two hills known locally as KARİGUDDA (black hill) and BİLİGUDDA (white hill). The earliest record of the name of the hill is from 1340 AD by Hoysala Ballala III from Madabalu where it is called SAVANDİ. Another view is that the name is originated from SAMANTADURGA attributed to a Samantharaya, a governor under AHCHUTARAYA at Magadi, although there is no inscription confirming this. This was the secondary capital of the Magadi rulers such as KEMPEGOWDA. From 1638 to 1728, Mysore took over this place and Dalavayi Devaraja occupied this place with the palace at Nelapattana. In 1791 Lord Cornwallis captured it from Tipu Sultan's forces during the Third Anglo-Mysore War.[2][3] Robert Home in his Select views in Mysore (1794) shows distant views of the hill from Bangalore.[4] He called it SAVİNADURGA or the fort of death. There were no steps to reach the hill top and it was covered by bamboos and other trees forming a barricade.

Megalithic burial urns have been found in the area.[5] Saavana in Sanskrit also means three time rituals.

 

The main deity of the place is SRİ SAVANDİ VEERABHADRASWAMY VİRABHADRA. The temple is situated in the foot of the Savandurga hill. The lord VEERABHADRASWAMY has followers across the south karnataka districts like Bangalore, Ramanagara, Tumkur and Mysore.

There is a Temple of Sri Lakshmi Narasimha Swamy, where there is an Idol of Lord Narasimha has been worshiped for many generations.”

 

Bu İngilizce metinin Türkçe tercümesi Kamil Kartal kardeşimin kaleminden aşağıda verilmiştir:

 

“SAVANDURGA, o bölgede KARİGUDDA (Kara Dağ) ve BİLİGUDDA (Beyaz Dağ) olarak bilinen iki dağdan oluşmaktadır. Bu dağın adıyla ilgili ilk kayıtlar Madabalu’lu Hoysala Ballala III tarafından M.S. 1340 senesinde oluşturulmuş ve adı SAVANDI olarak geçmiştir. Bu konuyla ilgili bir başka görüş ise, Magadi’de ACHUTARAYA altında bir vali olan Samantharaya’a atfedilerek SAMANTADURGA’dan ileri geldiğidir ancak bunu teyit eden bir yazı bulunmamaktadır. Burası, KEMPEGOWDA gibi Magadi hükümdarların ikincil başkentiydi. 1638’den 1728’e kadar Mysore bu bölgeye hükmederken Dalavayi Devaraja, Nelapattana’daki saray ile birlikte burayı da işgal etmiştir. 1971 yılında ise Lord Cornwallis burayı Üçüncü Anglo-Mysore Savaşı esnasında Tipu Sultan’ın kuvvetlerinden ele geçirmiştir. Robert Home, Select Views in Mysore (1794) adlı resminde dağın uzaktan görüntüsünü Bangalore’dan resmetmiştir. Ona SAVİNADURGA ya da ölüm kalesi adı vermişti. Dağın tepesine çıkan basamak yoktu ve dağ barikat gibi onu saran bambu ve ağaçlarla kaplıydı. Bölgede anıt gömü küpleri de bulunmuştur. Sankritçede “Saavana” aynı zamanda üç kerelik ritüeller anlamına gelmektedir.

 

Sarayın ana tanrısı SRİ SAVANDİ VEERABHADRASWAMY VİRABHADRA’dır. Bu tapınak Savandurga dağının eteğinde bulunmaktadır. VEERABHADRASWAMY tanrısının Bangalore, Ramangara, Tumkur ve Mysore gibi güney karnataka bölgelerinde tapanları bulunmaktadır. Narasimha tanrısının bir idolünün nesiller boyunca tapındığı Sri Lakshmi Narasimha Swamy Tapınağı da bulunmaktadır.”

 

 

Sözün ayrıntısına girmeden önce, şu hususu belirtmek faydalı olur:  Bu dağın bulunduğu bölge ki Hindistanın Güneyinde bir bölge olup çok eski zamanlardan beri DRAVIDIAN diye adlandırılan Turanlı kavimlerin yerleşmiş oldukları büyük bir coğrafya bölgesidir.  Aşağıdaki harıtada Dravidian dili konuşan bölgeler kırmızı renkte görüntülenmiştir.  DRAVİDİAN sözcüğü, üç çeşitli şekilde deşifre edildiğinde ,Türkçe “TuRAN EVİDİ”, “TuR EVİDİLER” ve “AVARDaN İDİ” tanımlamalarını içermektedir.  Bu sözler bu toplumların Turanlı, Tur/Türk/Oğuz ve daha ötesi AVAR Türkleri toplumları olduklarını açıklıyor. Dravidian adında ki ilk D harfi T harfinin yerine kullanılmış ve böylece TURAN adı gizlenmiştir. Harıtada SAVANDURGA Dağı “Tamil” adını gösteren çizginin sol ucunun gösterdiği bir bölgededir. Savandurga Dağı, Bangalore (Karnataka, India) kentinin 60 km batısında oluyor. Ali Erden beyin verdiği harıtada yeri görünmektedir, fakat Hindistanın neresinde olduğu pek belirli değil. O nedenle aşağıdaki harıtayı verdim. Daha başka harıtalarda yerinin tam olarak bulmak mümkündür. Harıtada GONDİ şeklinde belirtilen bölgelerde çok eskiden GONDİ dili konuşuluyormuş. GONDİ sözü büyük olasılıkla Türkçe “GÜNDİ” (GÜNDÜ) sözünden gelse gerek, yani, olasılıkla GÜN DİLİ konuşuluyormuş. Bu hususları ve de Dravidian adını böylece belirttikten sonra tekrar SAVANDURGA konusuna dönelim.

 

 

 

 

Resim 1. Dravidian dilinin konuşulduğu yerleri gösteren bir harıta.

 

(Area where Dravidian languages are spoken)

 

Kaynak: https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/3/36/Dravidische_Sprachen.png

https://en.wikipedia.org/wiki/Dravidian_peoples#/media/File:Dravidische_Sprachen.png

 

 

SAVANDURGA Dağı iki tepeden oluşan ve deniz seviyesinden 1226 m yükseklikte olan bir ulu dağ.  Tepelerden birinin adı KARİGUDDA (black hill = Kara Tepe) olarak ve ikincisi de BİLİGUDDA (white hill = Ağ Tepe) anlamlı olarak veriliyor.  Bu bilgilerin ışığında, bu adları tekrar gözden geçirelim.

 

 

KARİGUDDA adı harf-be-harf “KARA-DGDI-U” şeklinde deşifre edildiğinde, adın Türkçe “KARA DaĞDI O” sözünü içerdiğini buluyoruz.  Burada bulduğumuz KARA, DAĞ, DAĞDI ve O sözcükleri öz be öz Türkçe olan söcüklerdir. Bu sözcüklerin yapısı karıştırılmış KARİGUDDA sözünün içinde bulunması elbetteki bir tesadüf değildir. Adın Türkçe “KARA DAĞ” oluşu, dağın adının daha önce Türkçe konuşan Turanlılar tarafından verilmiş olduğunu gösteriyor. Ayrıca, belli ki bu ad sonradan KARİGUDDA şeklinde değiştirilmiş ve yeniden şekilleştirilmiştir. 

 

Ayrıca, KARİGUDDA adı “DURK-DAGI-A” şeklinde, bir ikinci defa tekrar deşifre edidiğinde, adın içinde Türkçe “TÜRK DAĞİ O” sözünün de olduğunu görüyoruz. Bu buluş da bir tesadüf neticesi deyildir. Böylece, bu dağın aslında Türklerle ilgili olduğu ve çok eskilerde Türklere ait bir yer olduğu gerçeği açıklanmış oluyor. 

 

***

İkiz tepelerden birinin adı BİLİGUDDA (white hill), “AĞ TEPE” anlamlı olarak veriliyor.  BİLİGUDDA adı “AG-DİBLİDU” şeklinde deşifre edidiğinde, adın aslının Türkçe “AĞ TEPELİDU” (AK TEPELİDİ) sözü olduğunu görüyoruz.  Bu Türkçe değimle, bu tepenin toprağında bir “ağlık” (aklık) olduğu anlaşılıyor ki, verilen resimli görüntülerde, bu tepenin etrafındaki topraklar içinde, bir “AK TEPE” (AĞ TEPE) olarak göründüğü ve ” bir “ağ” (ak) kayadan oluştuğu inkar edilemez şekilde görünmektedir. Bu Türkçe söz bile, eski çağlarda yörenin Türkçe konuşan Tur/Türk/Oğuz insanının, bu tepenin görüntüsüne dayanarak, çok gerçekcil bir şekilde, tepeyi  Türkçe bir dille  “AĞ TEPELİDU” olarak adlandırmışlar.  Bütün bunlar, yörenin Türkçe konuşan Turanlı insanlarca yaşandığının işareti ve isbatıdır.  Google ile araştırmalarda, tepe BİLİGUDDA adı ile arandığında, “images” kısmında verilen resimli görüntülerde, bu tepe bir “ağ tepe” olarak görülmektedir. Aşağıdaki resim bunu oldukca görüntülemektedir.

 

 

 

Resim 2. SAVANDURGA Dağı – BİLİGUDDA tepesi görüntüsü.

 

http://bangalore.citizenmatters.in/uploads/picture/image/835/savandurga.jpg

http://bangalore.citizenmatters.in/articles/print/472-trekking

 

 

BİLİGUDDA adının ikinci bir açıklanmasında, BİLİGUDDA adı harf-be-harf  “BİL-DAGİDU” şeklinde deşifre edidiğinde, adın içinde Türkçe “BİL DAĞIDU” (BİLGİ DAĞIDU) sözünün de olduğunu görüyoruz. Türkçe “BİL DAĞI” sözü insan tepesini tanımlayan bir sözdür ki insan tepesi de bir “ TEPE”dir. Hele yaşlandıkca daha da “ağaran” ve daha da “bilgeleşen” bir tepedir.  Hatta denebilir ki BİLİGUDDA adı içinde “BİLİG BUDDA” Türkçe tanımlaması bile vardır. Bu haliyle bu tepenin BUDDA adı ve dini ile ilgili olduğu söylenebilir.  Burada şunu da belirtmek gerekir ki SAVANDURGA dağının eteklerinde çok önemli iki tapınağın olduğu da bildirilmektedir.  Bunu aşağıda göreceyiz. BUDDHA konusunda şu bağlantıdaki http://www.polatkaya.net/Yahoo_Polat_Kaya/msg-476.htm yazıya bakmak da yararlı olur.

 

***

 

Bu iki tepeyi böylece açıkladıktan sonra, şimdi SAVANDURGA adına dönelim. SAVANDURGA dağ adı 1340 AD lerden beri biliniyormuş. Hatta bu adın SAMANTADURGA  ve SAVİNADURGA adlarından kaynaklandığı söylenmektedir.  Bu bilgilerin ışığında, bu adları gözden geçirelim.

 

      

SAVANDURGA adı harf-be-harf  “DANRA-GUS-AV” şeklinde deşifre edildiğinde adın Türkçe “TANRI GUZ EVİ” (TANRI OĞUZ EVİ) sözünü içerdiğini buluyoruz.  Bu çok ilginç ve aydınlatıcı açıklama eski Turan dünyasının Tanrısı “OĞUZ” kavramını bu dağın eski dinsel kimliği ile ve de Tur/Türk/Oğuz toplumu ile birleştiriyor. Bu da Tanrı OGUZ adının dünyaca ne kadar eski ve de yaygın bir Tanrı adı olduğunu gösteriyor.

 

Ayrıca SAVANDURGA adında gizlice saklı bir tanıtım daha vardır ki onu da açıklamadan geçemeyiz. SAVANDURGA adı harf-be-harf  “AVAR DAĞSUN” şeklinde deşifre edildiğinde adın Türkçe “AVAR DAĞISUN” (AVAR DAĞISIN) sözünü içerdiğini de buluyoruz. Bu açıklama çok önemli bir açıklama olup, DRAVIDIAN adının AVAR adından geldiğini işaretliyor ve AVAR Türkleri ile ilgili olduğunu, yukarıda gösterdiğim gibi, kanıtlıyor.  Eski Hindistanın güney-doğu coğrafyasının DRAVİDİAN, yani TURAN EVLERİ, başka bir deyimle, AVAR Türklerinin yaşadıkları yerler olduğunu kesinlikle göstermektedir.  Yukarıda verdiğim harıtada, DRAVIDIAN yanı AVAR TÜRKLERİNİN yaygın olguğu bölgeler kırmızı renk ile gösterilmiştir.

 

***

 

SAVANDURGA adının SAMANTADURGA ve SAVİNADURGA şekillerinde de yazıldığını yukarıda belirtmiştim. Şimdi, SAMANTADURGA adı harf-be-harf  “TANRA-GUS-DAMA” şeklinde deşifre edildiğinde adın Türkçe “TANRI GUZ DAMI” (TANRI OĞUZ DAMI, TANRI OĞUZ EVİ) anlamlı sözünü içerdiğini buluyoruz.  Bu tanımlama yukarıda bulduğumuz tanımlamadan biraz farklı olup adın bu şeklinde Türkçe EVİ sözü yerine Türkçe DAMI sözü kullanılmıştır.  Ayrıca burada TANRI sözü T ile yazılmış iken yukarıdaki tanımlamada, İNDRA adında olduğu gibi, DANRA şeklinde D harfi ile yazılmıştır.  Buna rağmen, TANRI, GUZ, OĞUZ, DAM, DAMI sözcükleri her halleriyle öz-be-öz Türkçe sözcüklerdir. Bu çok aydınlatıcı açıklama da yukarıda bulduklarımızı aynen ispatlamaktadır.

 

SAVANDURGA ve SAMANTADURGA dağ adları içinde bulduğumuz “TANRI OĞUZ EVİ” ve “TANRI OĞUZ DAMI” deyimleri tapınak adları olup eski Turan dünyasınına ait adlardır. Bu da gösteriyor ki SAVANDURGA veya SAMANTADURGA dağı, olasılıkla Hindistanın Turanlı Güneş İmparatorluğundan beri, Turan dünyasının Gök-Tanrı, Gün-Tanrı ve Ay-Tanrı kavramları ile birlikte insan tepesini de içine alıp “Tanrı” sayan bir göksel dinin doğaya serpilmiş simgelerinden biri idi.

 

 

SAMANTADURGA adının gizlice saklı ikinci bir tanıtımı daha vardır. SAMANTADURGA adı harf-be-harf  “SAMA-TANRU-DAG” şeklinde deşifre edildiğinde adın Türkçe “SEMA TANRU DAĞI” (GÖK TANRI DAĞI) anlamlı sözünü içerdiğini buluyoruz.  Bu tanımlama da gösteriyor ki eski Turan dünyasının bu kutsal dağı çok çeşitli Türkçe tanıtımlarla taçlandırılmıştır. Bu sefer bu kutsal dağ, Türklerin “GÖK TANRI DAĞI” adı ile anılmaktadır.  Türkler için bu çok doğaldır, zira Orta Asyadaki TANRI DAĞLARI adı da aynı kavramın Orta Asyadaki simgeleridir. Bu kavramın ışığında, eski Turan dünyası için DAĞ ve TEPE kavramlarının ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Hatta, DAĞ ve TEPE olmayan yerlerde bile, Turan dünyasının DAĞ ve TEPE halinde eserler yarrattıkları da bilinmektedir.  Nitekim dinsel maksatlı tapınakların hepsi bir TEPE veya TEPELER yığınıdır. Elbetteki eski devrin piramitleri ve Kurgan tepeleri de bunların arasındadır. 

 

 

Bu SAMANTADURGA adı altındaki açıklamada, Türkçe “GÖK TANRI DAĞI” yerine “SEMA TANRU DAĞI” sözü kullanılmıştır.  O zaman SAMA (SEMA) sözcüğü eski Türkçede varmı idi, yoksa Araplardan alınmış bir sözcük müdür sorgusu akla geliyor!  Bence, bütün bunlardan üzerinde dikkatle durmamız gereken bir husus da şudur ki eskilerde “GÖK TANRI” ve “TANRI OGUZ” kavramları biri birinin yerine kullanılan kavramlar imiş ki, geçmişteki yazılarmda söylediklerim de bu anlayışın aynı idiler.  

 

 

SAVİNADURGA adının açıklamaları da Türkçe “AVAR DAĞISUN”  ve “TANRI GUZ EVİ” (TANRI OĞUZ EVİ) sözlerini vermektedir.

 

***

 

VİRABHADRA (VEERABHADRA) şeklinde aflandırılan bu ilah hakkında, İngilizce olarak şu tanımlama verilmektedir:

 

 

“According to Hindu religious beliefs, Veerabhadra is a super being created by the wrath of Rudra (Shiva), when he stepped in to destroy the Yagna (fire sacrifice) of Daksha, after his daughter Dakshayani (Sati) - consort of Shiva, self-immolated in yagna fire. Along with him was created, his consort or wife Bhadrakali, from the wrath of Devi.[1][2]

 

Vīrabhadra is described as a warrior who eventually blinded Bhaga and broke, among many other countless gods, Pushan's teeth. Other gods fled the battlefield unable to sustain his power. A temple dedicated to him, is situated in the town of Veerbhadra, near Rishikesh in Uttarakhand and in Pasumbalur, near Perambalur district, Tamil Nadu. Sri Veerabhadra Swamy Temple Masthenahalli Jigani hobli Anekal taluk Bangalore Karnataka.”    https://en.wikipedia.org/wiki/Virabhadra

 

Bunun Türkçeye tercümesi şöyledir:

 

"Hindu dini inançlarına göre, olup RUDRA (SHIVA) nın gazabı ile yaratılmış.  DAKSHA’NIN kızı ve Shiva’ın eşi Dakshayani (Sati), kendini Yagna ateşinde yakarak öldürdüğünde, Veerabhadra, Daksha'nın Yagna’sını (yani, ateş için insanı kurban etme töresini) yok etmek için yaptığı bir baskınla Rudra’yı (Shiva) kızdırmış, bu nedenle öfkelenen Tanrı Shiva, Veerabhadra’yı üstün bir yaratık olarak oluşturmuş. Veerabhadra ile birlikte, onun eşi Bhadrakali de Dev Tanrı Rudra (Shiva) tarafından oluşturulmuş. [1] [2]

 

Virabhadra bir kahraman asker olarak tanınmaktadır. Virabhadra sayısız tanrıları yenmiş, Bhaga’nın gözünü kör etmiş ve Pushan’ın dişini kırmışVirabhadra’ya güc yetiremeyen bütün tanrılar harp meydanından kaçmışlar.  Ona adanmış bir tapınak Veerabhadra adlı bir kasabanın yakınındadır.  near RİSHİKESH in UTTARAKHAND and in PASUMBALUR, near PERAMBALUR district, TAMİL NADU. Sri Veerabhadra Swamy Temple Masthenahalli Jigani hobli Anekal taluk Bangalore Karnataka    https://en.wikipedia.org/wiki/Virabhadra

 

Bu efsanede adı geçen karakter kişi adı DAKSHA sözü  “ADASH-K” ve “ASHAK-D” şeklinde dizildiğinde Türkçe “ATAŞ” ve “IŞIK” sözcüklerini temsil edıyor. Zaten her ateşte hem ateş ve hem ışık birlikte vardır.  Ayrıca, adamın “ateşe kurban verme töresi” varmış ki kızı  DAKSHAYANİ kendisini böyle bir ateşte yakarak öldürmüş.  Bu anlam içinde, DAKSHAYANİ adı “ADASH-YANIK” şeklinde dizildiğinde, Türkçe “ATAŞ YANIKI” sözünü içermektedir. Nitekim DAKSHAYANİ  “Ateş-yanıkı” birisidir. Adın bu anlamına ek olarak, DAKSHAYANİ adı “ADAK-YANISH” şeklinde dizildiğinde, Türkçe “ADAK YANIŞI” sözünü de içermektedir. Sözün bu ikinci yapısından anlaşıldığına göre, DAKSHAYANİ  “Adak-yanışı”dır, yani, bir ADAK KURBANI birisidir.  Bu anlamların ışığında, Sanskritce YAGNA adının, yani, ateşe kurban verme töresinin adı olan YAGNA adı da Türkçe “YAGMA” (YAKMA) sözününün değiştirilmiş bir şekli oluyor. 

 

 

Sözde Sanskritce RUDRA adı Tanrı SHIVA’yı temsil eden bir ad oluyor.  Zira, RUDRA “fırtına tanrısı” olarak da tanımlanıyor ve ayrıca RUDRA adı "RUDRAKSHA" ((Sanskrit: rudrākşa = rudra and akşa "eye"), or "eye of Rudra"), adından geliyormuş ki bu bir meyve ağacının adı imiş.  Bunlar gerçeği gizlemek için uydurulmuş yanıltıcı tanımlamalardır.  Halbu ki  RUDRAKSHA sözcüğünü  “KASURHADR” şeklinde deşifre ettiğimizde sözcüğün Türkçe “KASURGADIR” sözünden yapılmış olduğunu görüyoruz.  Kasırga (“storm, hurricane”) en zorlu ve tehlikeli yel cinslerinden biridir.  Görüldüğü gibi RUDRA sözü RUDRAKSHA adının kesilmiş ilk yarısı olup anlamsız bir sözcüktür. Bu da gösteriyor ki, eski Semitik ve Aryanlar gibi, Hindistanda Türkçe “YEL TANRIYA” inanan gezginci gruplar vardı.  

 

***

 

Bu sözcükleri böylece açıkladıktan sonra, şimdi VİRABHADRA adına dönelim.  Bu ad içinde,  VİRABHADRA’nın kimliği ile ilgili birden fazle Türkçe tanımlamalar buluyoruz. Şöyle ki:

 

a)  VİRABHADRA adı harf-be-harf  “BİR-AVAR-AHD” şeklinde deşifre edildiğinde adın Türkçe “BİR AVAR AĞADI” (BİR AVAR BEYİDİ) anlamlı sözünü içerdiğini buluyoruz.  Bu tanımlama ile, bu efsanevi kişinin bir AVAR Türklerine ait bir “AĞA” olduğu tanımlanıyor.

 

 

b)  VİRABHADRA adı harf-be-harf  “BİR-V-AHADAR” şeklinde deşifre edildiğinde adın Türkçe “BİR O AĞADIR” (BİR O TANRIDIR) anlamlı sözünü içerdiğini buluyoruz.  Bu tanımlama ile bu efsanevi kişinin bir AVAR TANRISI olduğu tanımlanıyor.  Türkçe BİR O sözü Gök Tanrıyı tanımlar ki bir Turan devleti olan eski Masarda (MISIRda) Hakanlar “PERU” (BİR O) tanrı ünvanı ile anılırdı. Böylece bu kavramda eski Turan dünyasının bir TANRI tanımlamasıdır.

 

 

c)  VİRABHADRA adı harf-be-harf  “V-BAHADIR-AR” şeklinde deşifre edildiğinde adın Türkçe “O BAHADIR ER” anlamlı sözünü buluyoruz.  Bu tanımlamada “BAHADIR ER” sözü Türkçe olup Kahraman bir yigit askeri ve Bahadır kahramanı tanımlıyor.  BAHADIR bir öz Türkçe söz olup, TDK’nun Güncel Türkçe Sözlüğü  BAHADIR  sözcüğünü  “Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren kimse, batur” olarak tanımlıyor.  Hint efsanesinde VİRABHADRA aynen bu özellikleri ile tanıtılan bir kahramandır.  O her tanrıyı yenmiştir.

 

 

d)  VİRABHADRA adı harf-be-harf  “A-AR-BVHADIR” şeklinde deşifre edildiğinde, adın Türkçe “O ER BOĞADIR” sözünü içeriyor.  Bu tanımlama ile, bu efsanevi kahramanın bir dövüşgen BOĞA olduğu tanımlanıyor. BOĞALAR dövüşür ve birisi hepsini yener ve BAŞ BOĞA olur, diğeri ise yarışmadan kaçar. Avar Türkleri dövüşgen kahraman askerler idi.

 

Ayrıca, “O ER BOĞADIR” Türkçe tanımlamasında  “O ER” deyimi, bir anlamında, eski Turan dünyasında GÖK-TANRI, GÜN-TANRI ve AY-TANRI kavramlarını tanımlar. Bu kavram içinde,  O ER “AK-BOĞA’dır”, “AL BOĞA’dır” ve “ALA BOĞA’dır.”  Eski Turan dünyasında Tanrı’nın bir adı OKUZ (OĞUZ) idi ki, bir anlamında bu ad, O’nun yaratıcı bir “BOĞA” olduğunu işaretler. Diğer anlamlarında OĞUZ bir Tanrı GÖZÜDÜR ve Tanrı KOR gözüdür (yani, GÜN GÖZ) ve Tanrı KÖR Gözüdür (yani, AY GÖZ) ve ayrıca bir Tanrı KÖZ’üdür (ışıyan ateşidir ki güneşi tanımlar).

 

***

 

Bütün bu açıklamalar, Türkçe dilin Hint efsanelerinin ve de dilinin oluşturulmasında ne yaygın bir şekilde kullanıldığının açıklaması ve izahıdır.

 

 

VİRABHADRA adı ile ilgili bu bilgilerin ışığında anlıyoruz ki eski Hindistanın efsneleştirilmiş yaşamında VİRABHADRA eski Turan dünyasının TANRI kavramı için verdikleri bir addır ve bu nedenle, gerek Hindistan coğrafyasında ve gerekse Güney Doğu Asya coğrafyasında pek çok tapınaklar VİRABHADRA adına yapılmıştır. 

 

Şimdilerde, SAVANDURGA dağının eteklerinde olan iki tapınakdan birinin adı “SRİ SAVANDİ VEERABHADRA SWAMY VİRABHADRA” ifadesiyle veriliyor ve diğeri ise SRİ LAKSHMİ NARASİMHA SWAMY adı ile tanıtılıyor.

 

Birinci tapınak, ilahlaştırılmış bir kahramanın adı “VİRABHADRA” (VEERABHADRA) oluyor.  İkinci tapınağa verilen ad ise “NARASİMHA” adı ise “AS-IR-HANAM” şeklinde açıklandığında, Türkçe “AS-ER-HAN’AM” tanımlaması ile “EŞSİZ BİR ER HAN” olan ilahlaştırılmış bir tanrı adı oluyor. Dikkat edilmelidir ki Türkçe “AS-ER-HAN’AM” tanımlaması ayrıca “ESER HAN’AM” şeklinde okunursa Türkçe “YEL TANRI” adı oluyor ki YEL’E tapanlar bu kavramı da Türkçeden almışlardır. Bence bu adların hepsi Tanrı OĞUZ’un başka başka adlarıdır.   Görüldüğü üzere bu açıklamaların hepsi Türkçe sözlerdir, fakat eski Hint efsanelerinde Türkçeden uzaklaştırılmışlardır.

 

Yukarıda SAVANDURGA adını açıklarken, Türkçe “TANRI GUZ EVİ” (TANRI OĞUZ EVİ) sözünü bulmuştuk. Ayrıca, SAMANTADURGA adıın açıklamasında, Türkçe “TANRI GUZ DAMI” (TANRI OĞUZ DAMI) sözünü bulmuştuk ki bu adlar TANRI OĞUZ adına verilmiş tapınak adları idi.  

 

Şimdilerde, SAVANDURGA dağının eteklerinde olan iki tapınaklar, http://www.indiatourism4u.in/tourism/278/Karnataka/Savandurga-/   bağlantısında Resim 5 ve 6 (images 5 and 6) da görülebilir. Bununla berabar, yine VİRABHADRA adına yapılmış, aşağıda Resim 3 de görünen, tapınak bizim yönümüzden bilhassa görülmeğe değer.  Zira tapınağın giriş kapısının üstünde TANRI OĞUZ’u temsil eden “AK BOĞA”yı bütün haşmetiyle otururken görmekteyiz ki bu da yukarıdan beri buraya kadar açıkladıklarımızın resimli olarak doğrulanmasıdır.

 

 

 

 

 

Resim 3.  800 yıllık Tanrı adına yapılmış tapınak.

(Tapınağın giriş kapısı üstünde ki AK BOĞA "OĞUZ" simgesi özellikle görülmelidir.)

 

(A view of 800 year old temple dedicated to lord Veerabhadra at Thindlu, Bangaluru)

 

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/f/f3/Virabhadra_Temple.jpg

https://en.wikipedia.org/wiki/Virabhadra#The_origin_of_Veerbhadra

 

File:Virabhadra Temple.jpg

Uploaded by Sathrao

Uploaded: 23 October 2014

 

See also https://en.wikipedia.org/wiki/Thindlu

 

***

 

 

 

Resim 4. A statue in Dharmapuri district depicting Veerabhadra

Affiliation Aspect of Shiva.

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/4/46/Veerabhadra.jpg/440px-Veerabhadra.jpg

 

https://en.wikipedia.org/wiki/Virabhadra

 

Resim 4 de eski Hint efsanelerine göre tanrılaştırılmış ve de devleştirilmiş bir görüntüsü verilmektedir.  BAHADIR Kahramanın boynunun iki yanında gösterilmiş iki KURT başı ve ellerinde birinde Turanın iki bükümlü yayının ve bir diğer elinde de “ÜÇ PARMAKLI” bir DİRGEN’İN oluşu çok anlamlıdır. “ÜÇ PARMAKLI” DİRGEN Orta Asyanın ünlü simgelerinden biri olup, eski Turan dünyasinin Tur/Türk/Oğuz insanının TENGRİ (TANRI) simgesidir.  Ayrıca, belirtmek gerekir ki, Sümer Türklerinin “tanrı” anlamlı “DİNGİR” sözü de bu “TENGRİ” sözü ile aynı olan bir sözdür! 

 

 

Her kese en iyi dileklerimle sunulur,

 

 

Polat Kaya

 

25/10/2015