MOTHER TERESA'nin Bilinmeyen Türk Kimligi


Polat Kaya
 



Uluslararasi verilen haberlerde, 
"Mother Teresa" adiyle bilinen ve Türkçe "Anne Teresa" olarak tanimlanan, Nobel Bariş Ödülünü kazanmiş, ömrünü insanliga harcamiş dünyaca ünlü azize, Arnavutluk ile Hindistan arasinda bir anlaşmazlik konusu olmuş. 
http://cnnwire.blogs.cnn.com/2009/10/17/albania-asks-india-for-the-remains-of-mother-teresa/, 
http://www.cnn.com/2009/WORLD/europe/10/17/albania.mother.teresa/index.html


Söylendigine göre sorun şundan kaynaklaniyor: 26 Agustos 1910'da, Osmanli Imparatorlugu'nun bir ili olan Kosova'nin Üsküp şehrinde Arnavut (Albanya'li) diye tanimlanan bir ailenin kizi olarak dünyaya gelen bu asil hanimin 100. dogum yildönümü yaklaşmaktadir.  Bu sebeple Arnavut halki bu dünyaca ünlü kizinin naşini Hindistan'dan alip kendi ülkesine geri getirmek istemektedir.  Hindistan ise bu istege karşi koymaktadir. 

Ömrü boyunca bakima muhtaç ve kimsesizlere annelik yapmiş olan "Anne Teresa" (Mother Teresa), kendisinin "kan bakimindan bir Arnavut (Alban), vatandaşlik bakimindan bir Hindistanli, inanç bakimindan bir Katolik rahibesi ve bunlarin ötesinde de dünyaya ait birisi oldugunu" söylemiştir.  


Hindistan'daki fakirlere, yardima muhtaç pek çok kişiye, hasta bakimsizlara her türlü yardimi  yapan Anne Teresa, 1979 da Nobel Sulh Ödülünü kazandi.  5 Eylul 1997'de Tanrınin rahmetine kavuştu. Ölümünden sonra, 2003'de, Papa John Paul II tarafindan  kutsallaştirildi ("beatified") ve yakinda "azizelik" (sainthood) mertebesine ulaştirilmasi beklenmektedir.  Bence, bu ünvan Papa (Baba) tarafindan kanunlaştirilmiş olsa da olmasa da, Anne Teresa azizeligi çoktan haketmiştir bile.  

Mother Teresa hakkinda bilgiler url  http://simple.wikipedia.org/wiki/Mother_Teresa bulunabilir.


 




(Resmin kaynagi"  http://simple.wikipedia.org/wiki/Mother_Teresa )
 



 

***
 


Anne Teresa'nin hayati ile ilgili yazilanlari okurken, onun kimligi dikkatimi çekti. Anne Teresa, Osmanli Imparatorlugu'nun Kosova ilinde, Üsküp şehrinde dogmuş.  Verilen bilgilerde onun adinin "Agnes Gonxha Bojaxhiu" yahut "Gonxha (Agnes) Bojaxhiu" şeklinde oldugu bildiriliyor.  Bu ad içinde bildirilenGonxha Bojaxhiu adlari Türkçe "GONCA" ve "BOYACU" (BOYACI) adlaridir.  Böylece onun ilk adi Türkçe olarak "GONCA", ki Türk kültüründe kizlara verilen bir addir, ayrica soyadi ise Türkçe BOYACI'dir. 

AGNES adi ise, olasilikla kendisine sonradan verilmiş bir "Kiristiyan" (Hiristian) ad olup, asli Türkçe GÜNEŞ sözünden gelen bir addir.  


AGNES adinin ad olgusu (etimolojisi) için "saf, temiz, lekesiz" anlaminda olan, Rumca "agnos" sözünden geldigi ve sonradan Latince "kuzu" anlamli"agnus" sözü ile de ilgili oldugu bildiriliyor, [bakiniz : http://www.behindthename.com/name/agnes].  Ingilizce olarak verilen bu kaynaktan aldigim alintişöyledir:


"Latinized form of the Greek name ‘Αγνη (Hagne), derived from Greek ‘αγνος (hagnos) meaning "chaste". Saint Agnes was a virgin martyred during the persecutions of the Roman emperor Diocletian. The name became associated with Latin agnus "lamb", resulting in the saint's frequent depiction with a lamb by her side. Due to her renown, the name became common in Christian Europe, being especially popular in England in the Middle Ages."


AGNES
 adi gerçekte bir "gök-nami" (gök-adi) dir. "Gök-adi" eski çaglarda kişilere verilen ikinci bir ad idi.  Bu ad göksel-tanrılarin adina izafeten verilirdi.  Eski Romalilar bu ada "gognamen" derlerdi, ki bu ad Türkçe "göknamin" sözünün Latinleştirilmiş şeklidir. Böylece Gonca Boyacı'ya verilen bu "Agnes"adi aslinda bir "göknami'dir".  Bunu şu şekilde görebiliriz: 


AGNOS
 adi "GONAS" şeklinde deşifre edildiginde adin Türkçe "GÜNEŞ" veya "GÜN I
ŞI" sözünün degistirilmesinden yapilmiş oldugu görülüyor.  Güneşve gün ışıgı elbette her anlamda hem temiz, saf, bakire olan bir varliktir, ayrica, bir "aziz" veya"azize" (saint) dir.  Zira bu dünyada her şey Güneş'in varligi ile mümkündür. Güneş eski Turan dünyasinin "Gün-Han", "Göz Han", "Köz Han", "Od Han", "Huda" ve "Oguz Han" adlari ile tanimladigi ve binlerce sene Gök-Tanrı ile birlikte taptigi GÜN TANRI idi.  Hiristiyan dünyasi Turan dünyasinin bu çok eski medeniyetini gizli, kirici, karalayici ve barişci olmaktan çok uzak tutumlari ile öldürmüş ve tarihten silmiştir.  Bununla beraber, bu Turan medeniyetinden aldigi her adi ve sözü "kirip yeniden dizme" yoluyla - ("anagram"), "Hiristiyanlaştirmiş" ve böylece kendisine çeşit çeşit diller üretmiştir. Dolayisiyle, sözde Rumca "AGNOS",  Latince "AGNUS" ve deAGNES adlari da bu şekilde yapilmiştir.  Kökleri Türkçe sözlerdir ki bu dillerin bünyesinde bir nevi dondurularak saklanmiştir. 

Ayrica, şayet AGNES adi Latince "kuzu" anlamli "AGNUS" sözünden kaynaklaniyor ise, bu sözün bile Türkçe asilli oldugunu görebiliriz.  Söyle ki:

AGNUS sözü "GUS-AN"  şeklinde yeniden dizildiginde, adin Türkçe "GUZU-AN" (GÖK KUZU) anlamli sözden ve/veya  "GUZUAN" (KUZULAR)anlamli sözden yapilmiş oldugu görülüyor.  Eski Türkçe'deki AN skelimesi "gök, göy" anlamli bir sözdür, ayrica hem "zaman" anlamlidir hem de "-ler, -lar"anlamli eski Türkçe çogul ekidir. 


Böylece Anne Teresa dogdugunda "GONCA (GÜNEŞ) BOYACI" Türk adi ile dogdu. 

 

***
 



Anne Teresa'nin annesi 
 http://www.cosmicbaseball.com/mteresa01.html baglantidan:



Bu kaynaktan aldigim Ingilizce alinti şöyledir:

"Agnes' mother, Dranafile Bernaj, ("Drana" means "rose" in Albanian) may have been of Italian descent although some reports indicate her family may have owned land in Serbia. She was more religious than her husband. When her husband died the family discussed religion more often then politics and their ties with the local church, Sacred Heart, got stronger. Drana set up a business of handcrafted embroidery and textiles, but life was certainly more difficult. Even so, Drana was apparently a charitable woman who helped widows and alcoholics."

Anne Teresa'nin annesinin adi  Dranafila Bojaxhiu olarak, ayrica, "Dranafile Bernaj" şeklinde de veriliyor (bakiniz :http://www.cosmicbaseball.com/mteresa01.html ).   Arnavutca'da "drana" sözcügü Türkçe "gül" anlamli olup, Dranafile adinin da bu anlama geldigi iddia ediliyor. Ben ayni görüşte degilim. Zira,  "DRANAFILA" adi Türkçe "KARANFIL" adinin degiştirilmiş şeklidir. KARANFIL adindaki "K" harfi önce Latince "C = K" harfine çevrilmiş, sonra da C kaldirilarak "D" harfi ile degiştirilmiştir.  Böylece, ad Türkçe "KARANFIL" olmaktan çikarilarak,  DRANAFILA'ya dönüştürülmüştür.  Bilindigi üzere Türk kültüründe, "gül" gibi, "karanfil" de kizlar için kullanilan bir addir. 

Ayrica annesine verilen BERNAJ adi da yine Türkçe "BERNA" ve/veya "BERNAY" kiz isimleridir. Ayrica BERNAY bir soyadidir.

Böylece, Anne Teresa'nin  annesi, kuşkusuz, "KARANFIL (BERNA/BERNAY) BOYACI" adli bir Türk anasidir.  


 

***
 


Anne Teresa'nin babasi 
 http://www.cosmicbaseball.com/mteresa01.html baglantidan:



Bu kaynaktan aldigim Ingilizce alinti şöyledir:

"The name "Bojaxhiu" means "decorator" or "painter" in the Albanian language. There are conflicting reports about her father's occupation. Some biographers say he was a grocer and that his family lived in poor circumstances (Ramnaraine)."


Anne Teresa'nin babasinin adi Nikolla (Nikolle, Nikola) Bojaxhiu olarak veriliyor.   Belli ki babasinin soyadi inkar edilemiyecek şekilde Türkçe "BOYACI"sözüdür. Ilk adi olarak verilen  NIKOLLA adini ise, Kilisenin binlerce seneden beri Türk adlarini kirip yeniden dizme suretiyle taninmaz kiliflara soktugu gerçeginin bilinci işiginda, yeniden analiz edecegiz.

Ad olgusu (etimolojik) olarak, NIKOLLA eski Rum dilinin NIKOLAOS sözünün bir çeşnisi olarak veriliyor. Ve güya NIKOLAOS sözü de yine Rumca"zafer" anlamli "nike" sözü ile "halk" anlamli "laos" sözünden yapilmiş bir ad imiş.  Bu ad olgusu tanimlamasi tamamen uyduruk olup bir kandirmacadan ve bilinçli olarak yaniltmacadan ibarettir.  Rum dili her haliyle Türkçe ad ve sözlerin kirilip, yeniden başka bir kalipta dizilmesinden yapilmiş bir dildir ve
NIKOLAOS sözü de ayni şekilde yapilmiş bir addir.  Nitekim, ünlü "St, Nicolaus" ismi de bu addan kaynaklanmaktadir. 


NIKOLAOS adi "AL-KONIS-O" şeklinde açilimi yapildiginda, adin Türkçe  "AL GÜNEŞ O" (KIZIL GÜNEŞ O) anlamli, veya  "AL-KON-ISO"şeklinde incelendiginde, adin Türkçe  "AL GÜN IŞU" (KIZIL GÜN IŞI  anlamli sözlerden yapilmiş oldugunu görüyoruz.  Böylece bu sözde Rumca ad dahi Türkçe "güneş" ve "gün ışısı" sözlerini içermektedir.   Zira, "St, Nicolaos" adi da bu gerçeyi ispatlamaktadir.  Bilindigi üzere, "Noel yortularinda", gecenin ortasinda Hiristiyan evlerinin ocak bacalarindan içeri giren efsanevi "St, Nicolaos" adli kişi, gerçekte Türkçe "güneş" ve "gün ışısı" kavramlarinin efsanele
ştirilmiş şeklidir.  Böylece, bacadan içeri giren gerçekte "al güneşin" ve "ak 
güneşin"  işinlaridir. Nitekim efsanevi ak-sakalli, al ve ak renkli giysileriyle kendini her "Christmas" bayraminda gösteren, eski Turan dünyasinin Gün-Tanrısinin ve onun işiklarinin temsilidir, ki bu kavram Türk dünyasindan aşirilmiştir. Giysilerinin "AL" oluşu, "AL GÜNEŞ" adindaki Türkçe "AL" sözünden gelmektedir. Bu kavrami, sözde bir "Pagan" tapinagi olan ve Roma'nin en eski binalarindan biri olan "PANTHEON"da çok rahatlikla görmekteyiz.  PAGAN adi eski Turan dünyasina ve onun medeniyetine verilen bir "karalama"adidir. Bu kelimenin tanimlamasi ile hem eski Turan dünyasinin Tur/Türk/Oguz adi, hem de onlarin dünya çapindaki medeniyeti küçümsenmiş, tarihten silinmiş ve Türk kimliginin yerine gölgelenmiş  "PAGAN" adi kullanilmiştir. Gerçekte, PAGAN sözü de aslinda Türkçe "APA GÜN" (ATA GÜN) anlamli  sözden yapilmiştir. 

Bütün bunlardan görülüyor ki Anne Teresa'nin babasinin ilk adi dahi yine Türkçe asilli "AL GÜNEŞ" veya "AL GÜN IŞI" adindan yapilmiştir.  

A
şagida Pantheon ile ilgili resimde görülen ünlü büyük bacanin adi Latince "OCULUS" diye verilmektedir.  OCULUS sözü "ULU-COS" olarak deşifre edildiginde, adin Türkçe "ULU GÖZ" (ULU KÖZ) oldugu şüphe götürmez bir şekilde görülmektedir.  Bu ad Türkçe olarak güneşi, binanin kubbesi ise"GÖK" damini (kubbesini) temsil etmektedir.  Güneşin işinlari bu bacadan girerek  aşagida duvarda kendilerini görünür hale getirmişlerdir. Bu konuda daha fazla bilgi için, Pantheon ile ilgili yazim şu baglantida görülebilir : http://www.polatkaya.net/pantheon_yurt.htm.



 





 
 

Gün ışısının  Roma'da ki "Pagan" tapinaginin "ulugöz" adli bacasindan içeri girişini gösteren bir resim. 
Araştirmalarimdan,  Hiiristian evlerine isli oçak bacalarindan giren "St. Nicolaos" adli efsanevi, Al donlu, 
Ak-sakalli 
kişinin  gerçekte güneş ve gün ışıgını temsil eden hayali bir kişi oldugu gerçegi ortaya çikiyor.  
Kimligi pek bilinmeyen bu efsanevi kişi gece yarisi, herkesin yattigi zamanda, evlere girdigine göre, o, 
Hiristiyan inanişinda, "ay ışıgı" ve/veya "karanlik" kavrami olmalidir.   

 

(Resim kaynagi: http://www.flickr.com/photos/8454450@N08/1251371389)
 



 

***
 


Gonca'nin ablasinin adi "Aga" ve erkek kardeşinin adi da "Lazar" olarak veriliyor. Görüldügü gibi bunlar da Türkçe isimlerdir.  

 

***
 


Bütün bunlardan, "Anne Teresa" (Mother Teresa)'nin Üsküplü bir Türk ailesinin kizi oldugu gerçegi ortaya çikiyor. 


Kendisinin kilise ortamina ve Katolik dinine ne sebeple ve ne zaman girdigi pek açik degil. Anne Teresa'nin kilise hizmetinde çalişmak üzere bir Türk aileden alindigi olasiligi da  akla geliyor.  Kilise idarecilerinin ve de din bilginlerinin, kilise hizmetinde uzun bir süre büyük bir özveri ile çalişmiş olan Anne Teresa'nin Türk kimligini bilmemiş olmasi pek düşünülemez. Bununla beraber, olasilikla onun Türk kimligini görmemezlikten gelip Arnavut diye ilan etmek kilisenin düşüncesine daha uygun görülmüş olabilir. 

 

***
 


TERESA adina gelince bu ad GONCA BOYACI'ya kilise kuruluşu tarafindan verilmiş olmali.  Adin asli, büyük olasilikla "anagram" yapma yoluyla, Türkçe"ISA" sözünden yapilmiş bir isimdir.  TERESA adini "ESATER" şeklinde açtigimizda, adin Türkçe  "ISA'TIR" (ISA'DIR)  sözünden yapilmiş oldugunu görüyoruz. Böylece soyu Türk olan bir aileden, kilise hizmetine giren genç Gonca Boyacı, kendisine Türkçe "ISA" adindan kaynaklanan bir "kilise" ismi verilerek hiristiyanlaştirilmiştir.  Kendisine, Türkçe "GÜNEŞ / GÜN IŞI" adindan yapilma "AGNES" denilmesi de bunun başka bir kanitidir.  Fakat bu pek yeni bir olay olmasa gerek.  Binlerce seneden beri Türklerin adlarini ve sözlerini alip degiştirerek kendilerine Türkçe'den çeşit çeşit Avrupa dilleri yapanlar, olasilikla, nice Türk insaninin adini ve Türklük kimliklerini de degiştirerek kendilerine mal etmeyi töre haline getirmişlerdir.  Bu nedenle, Türk kizi Gonca Boyacı'nin kimliginin degiştirilmesi kilise kuruluşu için pek olagan bir hal olsa gerek. 

 

***
 


Anne Teresa'nin ve ailesinin Türk kimligini yukarida belirttikten sonra, onun "azizlik mertebesine yüceltilmesi", Ingilizce kilise deyimi ile "canonization"kavramini da anlamak gerekir. 

"Canonization" deyimi "ölmüş bir kimseyi kilisece kabul edilen azizler listesine kanuni olarak geçirme olayi ve onun kanunlaştirilmasi" olarak tanimlanir.  Böylece, bir "aziz" veya "azize" olarak ilan edilen kişi, kanuna göre, kutsallaştirilmiş olur. 


Ad olgusu bakimindan, Ingilizce "Canonization" deyiminin Latince'de, "bilinen azizlerin listesine resmen kabul etme" anlamli  "canonizare" sözünden geldigi bildiriliyor. Bunun anlami "azizligi" kabul edilen kişinin "azizligini" resmen kanunlaştirmaktir. 


Bu tanimlama içinde, şimdi "canonization" sözcügünün yapisini inceleyelim. 

CANONIZATION sözcügü harf-be-harf  "ON-CANON-IAZTI" şeklinde incelendiginde, bu sözcügün Türkçe
"ONa KANUN YAZTI" (ONU KANUNLAŞTIRDI) deyiminden yapilmiş oldugunu görüyoruz.   Böylece, bu Ingilizce sözcügün asli  "ona kanun yazdi"Türkçe tanimlamasidir.  Bu Türkçe söz  kirilip,  sözde "Ingilizce" dil kalibi içinde yeniden düzenlenerek "canonization" şekline dönüştürülmüştür. 


Ayni şekilde, Latince CANONIZARE adinin olgusunu da inceleyelim. 

Latince CANONIZARE 
sözcügü harf-be-harf "CANON-IAZER" şeklinde açilip, incelendiginde, bu sözcügün Türkçe "KANUN YAZAR" deyiminden yapilmiş oldugunu görüyoruz.   Böylece bu Latince sözcügün asli da "kanun yazar" Türkçe tanimlamasidir.  Latince sözcügün yapilişina konu olan kanun veyazar sözcükleri öz be öz Türkçedir. Bu Türkçe kavram tanimlama sözü de kirilip,  sözde "Latince" dil kalibi içinde yeniden düzenlenerek "canonizare" şekline dönüştürülmüştür. 

CANONIZARE
 sözcügünün içinde sakli bir başka Türkçe tanimlama daha vardir ki onu da şu şekilde görebiliriz. 

Latince CANONIZARE 
sözcügü harf-be-harf "CON-AN-IAZER" şeklinde deşifre edilip incelendiginde, bununTürkçe "KUN-hAN YAZAR", yani "GÜN-HAN YAZAR" (GÜN-HAN YAPAR) anlamli, deyiminden yapilmiş oldugunu görüyoruz. 

Işte kişinin "azizlenmesi" (kutsallaştirilmasi) olayi bu Türkçe tanimlamadan gelmektedir.  Çünkü, Gün-Han (Gün-Tanrı), ki tanri Oguz Kagan'in "Gün-Han" adli oglu oluyor, eski Turan dünyasinin binlerce sene dünya çapinda yaygin dininde taptigi kutsal Güneş Tanrısidir.


Böylece, Anne Teresa Gonca Boyacı azizelik mertebesine ulaştiginda, ondan önce başkalarinin da oldugu gibi, gizli bir şekilde adi verilmeden Türkçe dil ile,"GÜN TANRIÇASI" ünvanina yüceltilmiş olacaktir.  Bilinmelidir ki bu, eski TURAN dünyasinin Tur/Türk/Oguz insanina ait çok eski bir töredir. 


Şimdi bir de "azizelik" anlamli "SAINT" sözcügünün yapisina bakalim.

SAINT 
sözcügü harf-be-harf  "ISTAN"  şeklinde incelendiginde, bu sözcügün Türkçe "ISTAN" deyiminden yapilmiş oldugunu görüyoruz.  Diger taraftan,ISTAN sözcügü yine Türkçe IŞITAN ve ISITAN, ayrica ÜSTHAN ile yine "GÜN-TANRIYI (GÜNEŞI) ve de Türklerin GÖK TANRI'SINItanimlamaktadir. Böylece, kaynak yine kuşkusuz Türkçe dili ve eski Tur/Türk/Oguz töresidir. 

Ingilizce "saint" sözcügünün Latince karşiliklarindan biri "sanctus" olarak verilmektedir.  Latin SANCTUS 
sözcügü harf-be-harf "CUNASST"  şeklinde incelendiginde, bu sözcügün Türkçe "GÜNEŞTI" deyiminden yapilmiş oldugunu görüyoruz. 

Böylece "azizelik" kavrami yine Türkçe bir sözden, yani, bir kez daha "güneş" adindan kaynaklanmaktadir. Bu sebeple yine bu tanimlama da gösteriyor ki,"azizlik" Türkçe'de en azindan "Gün-Tanrı" mertebesine yüçeltmek demektir.  Eski Tur/Türk/Oguz dünyasinda hakanlar, hanlar kendilerini "Tanrı" olarak tanimlardi, ki bu töre Batililar tarafindan Türkler'den aşirilmistir.


 

***
 


Yukarida verdigim açiklamalardan görülüyor ki, kilise kuruluşu Türk toplumundan aldigi insanlarin adlarini ve medeniyetinden aldigi kavramlari tanimlayanTürkçe sözleri, kendine özel bir şekilde, degiştirip gizlemiş ve bunu gizlilik içinde yürütülen bir adet haline getirmiş.  Yeni kaliplar içinde şekillendirilerek ortaya çikan adlar ve sözcükler, Türkçe'den yapilmiş olmalarina ragmen, onunla hiç bir benzerlik göstermeyecek şekilde gizlenmişlerdir.  Belli ki bu gizli işlem çok eskilerden beri, olasilikla kilise kuruluşunun başlangicindan beri, devam etmiştir. Bu işlemle kavramlarin adlari gizlendigi gibi, kişilerin de kimlikleri gizlenebilmektedir. "Mother Teresa" da hep Hiristian adiyla tanitildigindan dolayi, onun etnik kimligi, "Hint-Avrupali" oldugu görüntüsünü vermektedir.Halbuki, yukarida verdigim açiklamalarin işiginda Anne Teresa Türk kimligine sahip birisidir.  Bu ulu kişinin "azizelik" mertebesi resmen kanunlaştiginda, eski Turan dünyasinin Gün-Tanrısi ve Gök-Tanrısi mertebesine yüceltirilerek, bir "tanrıça" tanimlamasiyla, kutsallaştirilmiş olacaktir. 

Yil 1910'da, Osmanli Imparatorlugu'nun bir ili olan Kosova'nin Üsküp kentinde dogan  Gonca Boyac
ı, özel insani yeteneklerle süslenmiş birisi olarak, hayati boyunca insanliga yaptigi hizmetleriyle, çoktan "Gün-Tanrıçasi" ünvanini haketmiştir.  AL GÜN-HAN ruhunu sonsuza dek şad etsin!


En iyi dileklerimle,

Polat Kaya

2 Kasim 2009