EKÜMENIK
KAVRAMININ GERÇEK YÜZÜ HAKKINDA
(Oecumenicus, Oikoumenikos veya Ecumenical)
Polat Kaya
Degerli Arkadaslar,
Bu yazida ilginizi çekeçegini umud ettigim bir konunun temelini sizinle paylasmak istedim. Tanitmak istedigim konu Türkçede "EKÜMENIK" seklinde geçen ünvanin temsil ettigi gerçek kavram olup, maksadim onu yepyeni bir yoldan ve yönden açiklamaktir. Bu sebeple bazi sözcüklerin tanimini yeniden gözden geçirmek gerekiyor. Bu sözcükler günümüzde "Grekçe", "Latince" ve "Ingilizce" olarak bilindiginden onlarin temelinde olan kavram tanimlamalarini Ingilizce ve Türkçe olarak verdim. Alisilmadik ve isitilmedik yeni bir görüs içinde yazdigim bu yazinin sabir ve dikkatle okunmasini okuyuculardan dilerim.
Yabanci kaynakli "EKÜMENIK" sözcügünün temsil ettigi gerçek
kavram kelimenin içinde çok gizli bir sekilde saklanmis oldugundan okuyucunun
dikkatini çekmez ve biz ancak yüzeysel olarak bize bildirilen tanimlamayi
ögrenir ve biliriz. Bilindigi üzere, Istanbuldaki "ORTHODOX" dininin
önde gelen temsilcisi, kendini dünyaya "EKÜMENIK" olarak tanitmak
ister ve bati dünyasi da bunu bu sekilde tanimayi destekler. Bu yüzden de
Türkiyeye devamli sekilden baski yaparlar. Hatta Batidan gelen politikacilar ve
dinciler ilk olarak bu din adamini ziyaret ettikleri gibi, bu ziyaretlerinden
ne kadar onurlandiklarini dünyaya söylemekte geçikmezler. Öyle ki dünyaca çok
tanimmis kimseler bile bu ziyaretin hayatlarinda en önemli olan bir ziyaret
oldugunu itiraf ederek memnun ve mesut geldikleri yere dönerler.
Simdi bu sözcügün temeline beraberce inelim. Türkçe "EKÜMENIK" diye
bilinen, Ingilizce sekli ile "ECUMENICAL" (evrensel; kiliselerin
birlesmesine ait; bütün Hiristiyanlarca kabul edilen) anlamli bir sözcük
oluyor. (Ingilizce-Türkçe Redhouse Sözlügü, Istanbul, 1980, s. 301].
"ECUMENICAL" sözcügü Ingilizce tanimlanilmasinda su sekilde
veriliyor: [Latin "OECUMENICUS, Grek "OIKOUMENIKOS", from Greek
"OIKOUMENE" meaning "the inhabited world", from
"OIKEIN" to inhabit", from "OIKOS" meaning
"house, dwelling".] General; worldwide in extend, influence, etc..
An ecumenical council represents the entire church", [Webster's
Collegiate Dictionary, 1947, p. 317.]
Bu tanimlama Türkçe olarak "[Latince "OECUMENICUS, Rumca (Grek)
"OIKOUMENIKOS" sözünden ki o da Rumca "bütün yasanilan
dünya" anlamli "OIKOUMENE" sözünden, o da "ikamet
etmek, içinde oturmak" anlamli "OIKEIN" sözünden, ve o
da "ev, içinde oturulan yer" anlamli '"OIKOS" sözünden.]
Genel olarak dünya çapinda ve etkenliginde alinan bir kavram. Bütün
kiliseleri içine alan ve onlara hükmeden bir kilise meclisi," [Webster's
Collegiate Dictionary, 1947, p. 317.]
D. C. Divry tarafindan hazirlanan "Ingilizce-Grekce ve
Grekce-Ingilizce" sözlükte, "ECUMENICAL" karsiligi
olan Grek "OIKOUMENIKOS" sözcügü için "universal,
ecumenical" anlamlari veriliyor, [Divry's Modern English-Greek
and Greek-English Desk Dictionary, New York, 1988, p. 613].
Ingilizce "UNIVERSAL" sözcügü Türkçe "EVRENSEL" sözcügünün
karsiligi olup, bu sözcük "EVRINSAL-U" seklinde yeniden dizildiginde,
onun Türkçe "EVRENSEL O" (o evrensel) deyiminden degistirme
("anagram yapma") yoluyla yapildigini görüyoruz.
"Evrensel" kavrami "evrenin her yerinde geçerli" anlaminda
bir kavrami tanimlar olup ancak ve ancak Türkçe "TANRI" kavramini
yani "Tanrilik" kavramini ifade eder. Çünkü
"Evrensellik" Tanriya ait bir nitelik olup her hangi bir din adamina, Papa
ve Patrik gibi bütün "tepede" din adamlari da dahil olmak üzere,
ait bir nitelik asla degildir ve olamaz da! Bu sebeple kavramin gerçek
kimligini çok iyi anlamak gerekir.
Kendisine "EKUMENIK" yani "OIKOUMENIKOS" ünvanini alan ve
dedirten kisi kendisini "EVRENIN BASI" diye ilan ediyor ve herkese de
onu kabul ettirmeye çalisiyor. Baska bir deyimle, hiç bir insan oglundan hiç
bir farki olmayan bu kisi bu uyduruk "ünvan" altina girince, aniden
tanrilasiyor ve kendisine "TANRI" dedirtiyor. Olasilikla bu duruma
gelinceye kadar ne günahlar islemis bir insanoglu olarak "EKUMENIK" ünvanini
alan bir kisi, eski dünya geleneginde yapildigi gibi, aniden ve en
azindan "Tanri" nin yer yüzündeki temsili oluveriyor. Bu durum ise,
PAPA gibi, kendisini dünyada her kesin üzerinde gören, dünya insanlarina ahkam
kesen, bu kisiyi ve ondan sonra bu koltuga gelenleri taclandirilmis irkci ve
sömürücü kisiler durumuna getiriyor. Yüzeysel dinci görüntüsünün aksine,
aslinda dincilikten daha çok gizli bir askeri ve politika (political) teskilati
olan kilise teskilati, bu uyduruk yetki altinda dünya siyasetini çok etken bir
sekilde yönlendirme yetkisini eline geçiriyor.
Bir kilise din adaminin kendi kilisesi yetmiyormus gibi dünyanin her tarafinda
olmasi muhtemel kiliselerin hepsine birden, sanki Tanri vergisi imis gibi,
evrensel hükümranliga sahip olmasi ve bunu da kendi tekeline alarak kendine
taraftar bazi grublara tasdik ettirerek kendisini tanrilastirmasi dogruluktan
çok egriligin, gizliligin, sahteliklerin ve eski Bizans oyunlarinin devami
demektir ki bu da günümüz dünya insanini bir "koyun" sürüsü seklinde
görmekten baska bir sey degildir.
Bu ünvanin bir kisiye verilmesi hali, o kisinin kendisine saflikla ve yürekten
inanan dünya insanlarini sömürme ehliyeti verme gibi bir haldir. Sahte ve
temelsiz bir ünvana elbette ki dünyanin neresinde olursa olsun halkin inanmasi
yahut alet olmasi beklenemez. Kimse böyle bir kaliba girip insanlara hüküm
edemez ve etmemelidir de. Bu gibi uyduruk ünvanlar eskidenberi
"politik" maksatlar için uydurulmus yüzeysel, perde arkasinda dönen
oyunlari gizleyici sahte ünvanlardir. Bu durumda olanlarin insanlara
verebilecekleri tek bir sey yoktur ve de beklenmemelidir. Kendisi muhtaci
himmet olan bir dinci dededen baskalarina gerek içinde yasanilan gerçek dünyada
ve gerekse ötekisinde maddi ve/veya manevi himmet etmesi beklenemez. Kimse
kimseyi kandirmasin!
Önce sizinle Ingilizce "POLITICIAN" sözcügünün kökenini paypaylasmak
istiyorum. Bu sözcügün Grekçe kaynakli oldugu dilcilerce bildirilir.
POLITICIAN sözcügü harf-be-harf "IALNCI-PTI-O" seklinde dizilip
Türkçe olarak okundugunda ve Grek alfabesinde P sembolünün yine ayni alfabede R
harfi oldugu bilincinde olarak, ifadenin Türkçe "YALANCI ERDI O" (bol
yalan söyleyen kisi) anlamli degim oldugunu görüyoruz ki
"politikacilar" bu özellikleri ile bilinirler. Isin garip tarafi su
ki, dünyada insanlarin idaresinin çogunlukla politikacilarin eline teslim
edilmis oldugunu görüyoruz. Bir politikaci yaptiklarini hep gizlilik perdesi
arkasinda yapiyorsa ve kimse de onu sorgu sual edemiyorsa, bu gücü elinde tutan
kisinin yapamiyacagi uygunsuzluk ve kanunsuzluk yoktur. Bunun örneklerini
günümüzde yasanan pek çok olaylarda görüyoruz. Ayni sekilde gizli dil oyunlari
ile kendisini dünyaya "TANRI" olarak kabul ettirmis birisinin de
kendisine inananlara yapamiyacagi oyun olmasa gerek. Dünya bu konuda simdiye kadar
pek çok defa kandirilmistir. Gizlilikler içinde çalisan din kuruluslarinin
dünyanin en zengin kuruluslari arasinda olduklari bilinir. Bir nevi maddi
manevi iyi bir is dünyasina sahiptirler.
***
Simdi EKUMENIK kavramina verilen Latince OECUMENICUS sözcügünün açiklanmasi
ile basliyalim. Latince OECUMENICUS sözcügü harf-be-harf
"MEN-CUI-OCUSE" seklinde yeniden dizilip Türkçe olarak okundugunda ve
Latince "C" harfinin de aslinda "K" harfi oldugu bilinci
ile, ad içinde Türkçe su deyimlerle karsilasiyoruz:
1. "MEN GÖY OGUZI" ("MEN KÖK OGUZU") yani "BEN
GÖK'ÜN OGUZÜ" anlamli bir Türkçe ifade oluyor. Ayrica "MEN GÖK
OKUZU" (BEN GÖK BOGASIYIM) anlamli Türkçe ifade oluyor.
Türkçe OGUZ adi eski Turan dünyasinda "GÖK ATA TANRI", "GÜN
TANRI" ve "AY TANRI" kavramlarinin bilesik adidir ve bu Türkçe
kavramin kökü tarihte çok derinlere ve olasilikla dünyanin ilk din kavramina
gider ki temeli Türkçedir ve eski Tur/Türk/Oguz dünyasina aittir. Büyük
olasilikla dünyada sözde "tek-tanrili" dinler yok iken, Turan dünyasinin
bu sekilde bilinen GÖK TANRI kavrami vardi ve bu dünya çapinda evrensel bir
dinin temel direkleri idi. Iste kendine "EKUMENIK" dedirtmeye
çalisan bazi politikaci din adamlari Türk dünyasinin hem "OGUZ adini
kaçirip baska bir kaliba sokuyor ve hem de Türklerin gözünün içine baka
baka bu kutsal Tur/Türk/Oguz adi ile kendini gizlice "Gök Tanri, Gün Tanri
ve Ay Tanri" ilan etmek istiyor. Böylece, ta Sümerlerden beri eski Turan
dünyasinin dilini, dinini, törelerini ve medeniyetini "anagram" yapma
yoluyla asirdiklari gibi simdilerde de ayni oyunu oynamak istiyorlar. Bu
"politik" amaçli oyunu da kendine taraftar olan diger Avrupali
politikacilara tasdik ettirerek önünde herkesi egdirmek cüretini gösteriyorlar.
Bu isi de eskidenberi hep yapildigi gibi, gizlilikler içinde ve perdeler
arkasinda yapmaya çalisiyorlar. Geçmiste din kavrami ve dokunulmazligi altinda
yapilan gizli oyunlarla insanlarin kandirilmasi çok kolay olmustur. Simdi de
ayni hile ve oyun tekrar edilmek isteniyor.
***
2. "MEN GÖY O-GÖZI" (MEN O GÖK GÖZÜ), baska bir deyimle,
"BEN O GÖK GÖZÜYÜM" diyor kendine. Böylece, bu din adami kendisini
"BEN GÖKTEKI GÜNES ve AYIM" diye tanimliyor ve dünyayi ve insanlari
aydinlatan insan üstü bir kimlige bürünerek insanlara ahkam kesmege
yelteniyor.
GÜN ve AY Tanri, yani GÜNEŞ ve AY, eski Tur/Türk/Oguz dünyasinin
eskidenberi süre gelen törelerinde GÖK TANRININ gözleri diye bilinen dini
kavramlardi. Görüldügü üzere, bu kavrami tanimlayan Türkçe "MEN
GÖY O-GÖZI" deyimi kirilip yeniden dizilerek Latince OECUMENICUS
kalibi içine gizlenmis bulunuyor. Ilginçtir ki Türk dilinden çalinan bu essiz
kavram yeni renklerle boyanarak hem Türklere ve hemde dünyaya bir kaç bin sene
evvelinden Latince olarak satilmistir.
Simdi ayni analizi ayni anlamli "Grek" sözcügü OIKOUMENIKOS
için yapalim.
Grek OIKOUMENIKOS sözcügü harf-be-harf "MEN-U-KOI-OKUSI"
seklinde yeniden dizilip Türkçe olarak okundugunda, "MEN O GÖY OGUZU"
(BEN O GÖK OGUZU) anlamli Türkçe deyimini buluyoruz. Dilcilik
bakimindan Latince OECUMENICUS sözcügünün
yapimina kaynak olan "MEN-CUI-OCUSE", yani Türkçe "MEN GÖY OGUZI" degimi ile Grek OIKOUMENIKOS sözcügüne kaynak olarak kullanilan Türkçe "MEN-U-KOI-OKUSI" arasinda görünen farklar O sözcügünün ilavesi ve yapay harf
degisimlerinden baska bir sey degildir.
Türkçe "MEN O GÖY OGUZI" deyimi
"MEN O GÖK O KÖZI" ve/veya "MEN O GÖK O GÖZI" seklinde
incelendiginde, bu Türkçe deyim bir anlaminda "GÖK KÖZÜ" nü (Gök
atesini), yani Günesi ve ayrica "GÖK GÖZÜ" nü yani hem
Günesi ve hem de Ay'i isaretliyor. Elbetteki Günes gökte essiz parlayan
bir KÖZ (ates) dür ve de benzetme yollu bir GÖZ dür. Ayrica AY da günesten
aldigi isigi yansitmasi yetenegi ile gökte parlayan ve tam kapali (kara Ay) ve
tam açik (dolun Ay) halleri arasinda seklini devamli degistiren ikinci
bir gözdür. Ayrica isaretlemek gerekir ki benzetme yollu günes yuvarlagi ve
dolun ay birer "YÜZ" dürler.
Görülüyor ki bu Türkçe tanimlamanin isigi
altinda, OIKOUMENIKOS ünvanini alan kisi kendisini hem "GÖK
TANRI OGUZ" olarak ve hem de kendisini GÜNES ve AY olarak dünyaya
ilan ediyor. Böylece kendisini herkesin üstünde kutsallastiriyor ve
ilahlastiriyor. Ayrica dikkat edilmelidir ki bütün bu kendini ilahlastirma
oyunlarini Türkü dili olan Türkçe ile yapiyor, fakat ne var ki bu gerçegi
"Helenlestirerek" taninmaz hale getirererk dünya gözünden
sakliyor. Bilhassa dikkat edilmelidir ki sifrelenmis OIKOUMENIKOS adi
içinde gizlenmis olan OGUZ adi Türklere ait bir ad olup hem TANRI adidir ve hem
de Türklerin ATA-APA (ecdat) adidir.
Böylece, en az üçbin sene evvelinden gezginciler tarafindan büyük bir
gizlilik altinda baslatilmis ve gelistirilmis bir kandirmaca oyunu
ile karsi karsiyayiz. Bu oyunun temel kavramlarinin gerçek kimligi simdiye dek
yalniz gezginci dincilerin bildigi ve baskaca kimsenin bilmedigi veya
bilemeyecegi gezginci dinlerine ait bir din SIRRI olarak saklanmistir.
Görülüyor ki yüzde yüz tertemiz Türkçe olan fakat kirilip bir Grek (Rum)
"OIKOUMENIKOS" kalibina sokulmus "MEN O GÖY
OGUZU" sözü ile Türk dili asirildigi gibi, Tur/Türk/Oguz
medeniyetine ait OGUZ TANRI adi ve ayni zamanda Türkün ejdat adi olan OGUZ
adi da Türkün gözü önünde çalinmistir. Baska bir deyimle, birileri Türkün
hem kimligini ve medeniyetini çaliyor ve hem de Türkle gizli gizli alay ediyor.
Böylece binlerce senedenberi yapila gelen Turan dünyasina ait medeniyetin
hirsizligi aliskanligi günümüzde de devam ettirilmek isteniyor.
Burada isaretlemek isterim ki "GÖY OGUZ" (GÖY OGUZU) adini Selçuk
sultanlarinin ünvanlarinda da buluyoruz. Türk Selçuklu Imparatorlugunda bazi
sultanlarin ünvaninda "KAY KAUS" sözleri geçer ve bu adlar Iran Fars
diline ait olarak bilinir. Dikkat edilmelidir ki "KAY KAUS"
terimleri Türkçe "GÖY OGUZ", "AY OGUZ", "GÖY
GÖZ", "GÖY AGUZ" ve "GÖY OKUZ (BOGA)" adlarini
içerdiginden bu adlari alan sultanlar da yine kndilerini Eski Turan dünyasinin
törelerine göre Günes, Ay ve Oguz ve de "Gök Okuzu" (Gök
Bogasi) diye tanimlamislardir. Yani bu kavramlar yine Türklere ait çok eski
kavramlardir.
Bunun gibi yine Selçuk Sultan ünvanlari arasinda "KAY KOBAD" (KEY
KÜBAD) deyimi vardir. Bu ad "KAY OD-BAK" seklinde
incelendiginde Türkçe "GÖY" (GÖK), "OD" ve "BAK"
sözcüklerinden yapilmis bir ünvan oldugunu görüyoruz. Bu ifade ile "GÖK OD
BEYI" ve "GÖK OD GÖZÜ" kavramlarinin tanimi yapilmakta ve bu
ünvani alanlar yine üstü kapali bir sekilde kendilerine GÜNEŞ (GÖK ODU ve
GÖK GÖZÜ) demiş oluyorlar.
Yine Selçuk Sultanlari SHAH ünvanini da almislardir ki bu ad dahi Türkçe ISHAH
(ISIH yahut ISHIK) deyiminden kaynaklanir. GÜN ve onun ISHIGI (= Günesh)
ezeldenberi eski Turan medeniyetinde Tanrilik rolundedir. Zira gün ve
onun isigi ortadan kaldirilinca yer yüzünde her sey biter ve karanliklara
bogulur. Böylece eski Turan dünyasinda her sey gün, onun işigi üzerine islenmis
bir medeniyettir.
Eski çaglardan beri kendilerini Rum (Garaçi), Roman (Romalilar) ve Bizansli
diye tanimlayanlar gezginci soylu (Gypty, Gypsy) gruplar idiler. Gezginci
Rumlar, Romalilar ("Rama" ki Türkce "arama" sözündendir),
Bizanslilar Avrupanin çesitli bölgelerine gelip yerlestikten sonra içine
girdikleri Turanli yerli ve hos-görülü toplumlari içinden yikarak tamamen
tahrip etmisler ve ayni zamanda onlarin medeniyetine sahip çikmislardir.
Kendilerine aitmis gibi gösterilen medeniyetlerin temelinde eski Turan
dünyasinin medeniyeti yatmaktadir fakat bunu asla itiraf etmemislerdir.
Yukaridaki analizden anlasilan sudur ki Türkün yalniz dili çalinmamis, fakat
Türkün ata (ecdat) adlari dahi Türkün kütügünden kaçirilip gezgincilerin ejdadi
imisler gibi, kirilmis dil kaliplari içinde, bütün gezgincilere mal edilmistir.
Günümüzde Türklere her gün daha seffaf olmalari için akil verenlerin kendileri
ise tarihte hiç bir zaman seffaf olmamislar, dogruyu söylememisler ve günümüzde
dahi gizlilikler ve karanliklar içindedirler. Bu gizliliklerin basinda da
batinin dil ve din konulari gelir.
***
3) Yukarida Latince OECUMENICUS ve
Grekçe OIKOUMENIKOS yani EKUMENIK sözünün hem dilicilik ve hem de
temsil ettigi gizli kavramin içerigini sizlerle paylasmis oldum. Simdi bu
oyunun bir ilk olmadigini gösteren bazi eski adlara da kisaca göz gezdirelim.
Tarihte Flavius Valerius Aurelius Constantinus adi ile bilinen Roma
imparatoru, yahut "BÜYÜK KONSTANTINE", yahut
"SAINT KONSTANTINE" (280- 337 AD) ölümüne kadar Türk dünyasinin
OGUZ dininde kalmis ve bütün diger Roma imparatorlari gibi, kendine Gök
Tanri, Gün Tanri ve Ay Tanri kavramlarini temsil eden AUGUSTUS ünvanini
da almistir. Denildigine göre ancak ölüm yataginda din degistirerek Hiristiyan
olmustur. Bu "Roma" imparatoru KONSTANTINE, Bizanslilar
zamaninda "BYZANTIUM" [Webster, 1947, s. 1190] adi ile bilinen ve
aslinda Trakyali Tur/Türk/Oguz dünyasindan hile ve zor yoluyla
Bizansli Rumlar (Garacilar) tarafindan ele geçirilen ve bir eski Tur/Türk/Oguz
kenti olan, bu günkü adi ile "ISTANBUL" diye bilinen şehire CONSTANTINOPOLIS sekliyle
kendi adini vermiş birisi olarak bilinir.
KONSTANTINE adinin açiklanmasini http://tech.groups.yahoo.com/group/Polat_Kaya/message/229 yazimda açiklamistim. Bu
ada burada biraz daha açiklik getirmek faydali olur.
3.1) KONSTANTINE adi harf-be-harf
"KONISTAN-ETN" seklinde incelendiginde adin Türkçe "GÜNISTAN
ADIN" (ADIN GÜNISTAN) anlamli bir Türkçe ifade oldugunu görüyoruz. ISTAN
sözü "Günes ve Tanri" anlamindadir. Gün Tanri "IŞITAN,
ISITAN ve de ÜST HAN" olan bir göksel AL-ILAH tir ki bu ayni zamanda
hem GÜN TANRI ve hem de GÖK TANRI kavramlarini tanimlar. ISTAN sözü her
nekadar "FARS" diline ait diye gösterilir ise de bu bir yanlis
tanimlamadir. ISTAN adi Türkçe olup "IŞITAN",
"ISITAN" ve de "ÜST HAN" Türkçe sözlerini bünyesinde
toplayan bir bilesik sözdür. ISTAN sözü Türk çumhuriyetlerinin
adlarinin sonunda günümüzde de yer alir.
Dikkat edilmelidir ki batililarin din kültürüne aitmis gibi gösterilen SAINT
sözü de Türkçe ISTAN sözünün degistirilmis halidir. Böylece, kendine "SAINT KONSTANTINE"
dedirten bu Roma (Rama, Gypsy) imparatoru adinin basina ISTAN (TANRI) Türkçe
sözünü de ekleyerek kendini azizlestirmis ve tanrilastirmistir.
KONSTANTINE adinin içine islenmis Türkçe "GÜNISTAN
ADIN" ifadesi ayni zamanda yine Türkçe olarak "GÜNESTEN
ADIN" yahut "ADIN GÜNESTEN" anlamli da bir
sözdür.
3.2) Ayrica KONSTANTINE adi
harf-be-harf "KONES-TINNTA" seklinde incelendiginde adin
Türkçe "GÜNEŞ DININDI" ifadesi oldugunu görüyoruz.
Bu Türkçe ifade ile KONSTANTINE'nin dininin "Günese tapma
oldugu" gerçegi belirtilmektedir. Kendisinin "PAGAN"
dininde olugu gerçegi de Onun eski Tur/Türk/Oguz dünyasinin tanrisi olan Günese
taptiginin baska bir kanitidir. Günese tapma eski Turan dünyasinin dinsel bas
töresi olup dünya çapinda yaygin bir din idi ve bu dinin kavramlari ve töreleri
Türkçe (Günes dili) ile dünyaya yayilmis ve gelistirilmisti. Batililar bu
dini küçültücü PAGAN adi ile tanimlamislar ki aslinda ATA GÜN" anlamli
yine Türkçe "APA GÜN" sözünün degistirilmis halidir.
3.3) Yine KONSTANTINE adi harf-be-harf "ATIN-KONES-ANT" seklinde
incelendiginde Türkçe "ADIN-GÜNEŞ-hANTi" ifadesi
oldugunu görüyoruz ki bu ifade ile kralKONSTANTINE kendisinin hem GÜN ve
hem de onun IŞIGI ve de bir HAN oldugunu Türk dilinde söylüyor.
Böylece, kendine "KONSTANTINE" adini alan bu eski Roma
imparatoru da eski Tur/Tür/Oguz geleneklerine uyarak kendini "günes"
diye tanitmis ve Tanrilastirmistir. Ne var ki o da bu isi tam
gizlilik içinde yapmis ve bu gizleme isini de Türkçe degimlerde
degisiklikler yapmak suretiyle basarmistir. Sözde EKUMENIK ünvanini almak
isteyen teskilatin basi da ayni hileyi oynamaktadir. Bütün bunlar gösteriyor ki
eski Tur/Türk/Oguz dünyasinin dilini ve medeniyetini hirsizlamak gezginci
gruplar için çok eskilerden beri yapilagelen bir adet olmustur.
3.4) BYZANTIUM adinin
Türkçe "BEYISTANUM" ("BEYISTAN ÖYÜM") yani "BEY
TANRININ EVIYIM" anlamli bir tanimlama oldugunu http://tech.groups.yahoo.com/group/Polat_Kaya/message/233 adresli yazimda açiklamistim. Böylece, BYZANTIUM adi
bile Türkçe BEY, ISTAN ve ÖY (EV) sözcükleri ile yapilmis bir addir. Türkçeden
Helenlestirilerek yozlastirilmis olan BYZANTIUM adi Türkçe "BEYISTAN
ÖYÜM" degiminin degistirilmis halidir.
3.5) Ayni sekilde analiz ile, KONSTANTINOPOLIS adi da harf-be-harf "O-TP-IL-KONISTANSON" seklinde
incelendiginde adin Türkçe "O-TePe-IL-KÜNISTANSUN" ("O-TEPE-IL-GÜNISTANSIN") tanimlamasi
oluyor ki bu da eski Turan dünyasinda "ISTANBUL" sehrinin
"GÜNISTAN" seklinde bilindiginin kanitidir. Bu Türkçe ifade yine
Türkçe olarak "O TEPE AL GÜNEŞTENSIN" anlamini da
içermektedir ki adin da yine Gün Tanrinin adina izafeten verilmis oldugu
açiktir. Ayrica KONSTANTINOPOLIS adi sehrin bir "TEPE
IL" (BAS KENT) oldugunu da açikliyor ki Istanbul geçmisinde çogu zaman bir
"Bas Kent" olmustur. Ayrica bu ad ile sehrin tepeler üzerine
kurulmus bir kent oldugu da ima edilmektedir. Istanbulun yedi-tepe üzerine
kuruldugu bilinir ve söylenir. Miladdan Sonra 330 lardan
sonra KONSTANTINOPOLIS diye adlandirilan "ISTANBUL" sehri
için yapilan bu gizli Türkçe tanimlama bize ünlü Sair Nedim'in
"BU SEHRI ISTANBUL
KI B'MÜSLÜ BAHADIR"
"BIR SENGINE YEKPARE ACEM MÜLKÜ FEDADIR"
ikilisini hatirlatiyor. Evet "BU ŞEHRI ISTANBUL
KI" adina sayisiz siirler yazilmis ve de sarkilar bestelenmis, günümüzde
oldugu gibi uzun geçmisinde de O bir Türk diyari olmustur. Onun
adinin Türkçeden uzaklastirilmis dil kaliblari içinde degistirilmesi
onun ezeldenberi olan Tur/Türk/Oguz kimligini asla
degiştirememistir. O halen Türkün "ISTAN" adini, yani "GÜN
TANRI" kavramini adinin içinde taşimaktadir. Çok olasilikla ISTANBUL
adinin son "BUL" eki, yine eski Türkçe "köy" anlamli
"AUL" sözü olsa gerek. Böylece adin "GÜN TANRI KÖYÜ"
anlaminda olmasi eski Turan dünyasi kurallarina göre çok dogaldir. Sunu da
burada belirtmek gerekir ki Türkler 1453 teKONSTANTINOPOLIS adli sehiri
çökmek üzere olan Rum Bizans'tan aldiklari zaman, geçmiste Tur/Türk/Oguz
dünyasindan kaçirilmis bir Apayurt (Atayurt) kentini geri almis oldular. Böylece,
tarih olarak söylenenlerin tersine, Türkler bir Rum sehrinden çok kendilerinden
kaçirilmis bir Tur/Türk/Oguz kentini geri almislardir. Böylece Rumdan bir
sey kaçirilmis degil. Bu da böyle biline!
***
4. PATRIK adi hakkinda:
ORTHODOX kilisesinin basi ayni zamanda PATRIK nami ile de anilir ki bu
adin Grekçesi PATRIARKHES (Patriarch) veya PATRIKIOS seklinde veriliyor, [D. C.
Divry, 1988, s. 635 ], ki Türkçe PATRIK adi da bundan kaynaklanmis olsa gerek.
"PATRIARCH" adi Ingilizce olarak su sekilde tanimlaniyor: "PATRIARCH"
(PATRIARKHES) meaning ["father leader, chief"] 1. The
father or ruler of a family or tribe, especially in Biblical history before
Moses. 2. A person regarded as father or a founder, as a race, science,
religion, etc. 3. A venerable old man." [Webster, p.727].
Bu tanim Türkçe olarak sunu diyor: "PATRIK [önder baba, bash.] 1)
Bir ailenin veya bir kabilenin ön babasi yahut bas babasi (bas idarecisi,
kral), bilhassa, Incilde bildirilenMusadan önceki tarih devrinde. 2) Bir
dinin, bir irkin, bir bilim dalinin, vs. babasi, yahut kurucusu. 3) Bir
yasli saygi deger adam." [Webster p.727].
Adin "MUSA" dan önce ki devirlerde
kullanilmis olmasi adin Hristiyan dünyasina ait olmadiginin delilidir. Çok
olasilikla PATRIK adi PAGAN diye adlandirilan eski Tur/Türk/Oguz dünyasina ait
bir sözden kaynaklanmaktadir.
4.1) Türkçeden Helenlestirilmis bir ad olan PATRIARCHES sözü
harf-be-harf "APA-TIRC-ERH-S" seklinde yeniden dizilip Türkçe
olarak okundugunda, ve Grek H harfinin de ayrica "I" harfi de oldugu
göz önüne alindiginda, Türkçe "APA TÜRK ERI" ("BABA TÜRK
ERI") sözü ile karsilasiyoruz. Eski Türkçede gerek APA sözü ve
gerekse ATA sözü "BABA" anlamindadir. Gerçekte Türkçe
"BABA" sözü "APAAPA" (babanin babasi, büyük baba, dede)
anlamli olup söz zamanla "PAPA" ve "BABA" sekline dönüsmüstür.
(Bak: http://www.compmore.net/~tntr/ata_anain_natlangs.html).
Böylece PATRIARCHES (PATRIK) ünvani dahi Türkçeden asirilmis bir
degimin degistirilmis halidir. Ne gariptir ki PATRIK, Türk olmadigi halde, bu
ünvani ile kendisini bir "Baba Türk Eri" gibi alimliyor ve hem de
kendisini Türk dünyasina bir "APA" yahut "ATA" ilan ediyor.
Yani, Türk dünyasinin geçmisi asirildigi gibi, bir bakima, Türk dünyasinin
gelecegi bile kendisine aitmis gibi gizlice kontrol altina aliniyor. Bir gizli
anlaminda, bu fikir kendisi için gelecekte gerçeklestirilmesi arzu edilen gizli
bir emel oluyor.
Dikkat edilmelidir ki "PAPA" (BABA, APA-APA) adi ile bilinen ve Hiristiyan
dininin basi olan diger bir dinci kisi dahi bu Türkçe adi kendine ünvan
olarak kullanmakta ve kendisini "PAPA" (BABA, ATA) olarak
tanitmaktadir. Böylece, Hristiyan dininin bu en üst mertebe ünvanlari temel
tanimini Türkçeden almistir ve kendisine atfedilen "baba" anlami da
Türkçe "apa" (apaapa) sözünden gelmektedir.
(Bak http://tech.groups.yahoo.com/group/Polat_Kaya/message/367 )
4.2) Kaynaga göre, PATRIARCHES adi
ayni zamanda "bas, önder, bir kavmin basi" gibi anlamlari da
tasimaktadir. Bu kavram içinde, PATRIARCHES adi
harf-be-harf"PASH-TARC-ERI" seklinde incelendiginde, onun Türkçe
"BAŞ TÜRK ERI" sözü oldugunu görüyoruz. Bu tanimlama ile
onun bir "kavim BAŞI", "kavim ÖNDERI" ve bir
"kavmin kurucusu" oldugu açikca belirtiliyor. Elbette ki günümüzdeki
Patrik, Rum kavminin kurucusu olmasa bile onun basi, önderi ve koruyucusu
rolunde oynayan birisidir. Buna ragmen, ünvaninda onun bir "Baş Türk
Eri" oldugu varsayimi göz açicidir. Kendisine, gerçege uymamasina
ragmen, gizlice böyle bir Türkçe ifadeyi ünvanina kaynak olarak kullanmasi,
kapali kapilar ardinda ne oyunlarin dönmüs ve de dönmekte oldugunun bir
isaretidir. Görülüyor ki her iki halde de PATRIARCHES sözcügü
üretilirken, yalniz Türkçenin hirsizlanmasi ile yetinilmemis Türklerin ecdat
adlari bile asirilmistir. Olasilikla uzun menzilli maksat, dünyaya
medeniyet vermis olan eski Turan dünyasinin günümüzdeki kalintilari olan Tur/Türk/Oguz
dünyasini, geçmiste yalan dolan "tarih" yazmalarla yapildigi gibi,
tarihten silip yerine kendilerini getirmektir. örnegin eski Turan Tur/Türk/Oguz
dünyasinin tarihte en uzun ömürlü olan MASAR (MISIR) devleti tarihten silindigi
gibi adi da çingene (gypsy) anlamli "EGYPT" olarak degistirilmistir.
Bütün bunlardan anlasilan sudur ki yapilan oyunlar hep Türkün Türklük
kimligini degistirmek ve/veya o kimligi yok etmek için düzenlenmis oyunlardir.
***
5) Ayrica PATRIKIOS adi
harf-be-harf:
5.1) "PA-OKISTIR" seklinde incelendiginde adin
Türkçe "aPA-OKISTIR" (APA OGUZDUR) ifadesi oldugunu
görüyoruz ki bu adla kendisini TANRI APA OGUZ ilan edip kutsallastiriyor ve hem
de gerçek OGUZ insaninin yani Tur/Türk insaninin babasi sayiyor.
5.2) "PA-TOR-KISI" seklinde incelendiginde
adin Türkçe "aPA TUR- KIŞI" (APA TURK
KIŞI) ifadesi oldugunu görüyoruz ki bu adla kendisini TANRI APA TUR
ilan edip kutsallastiriyor ve hem de TURlarin babasi sayiyor.
5.3) "PAS-TORIKI" seklinde
incelendiginde adin Türkçe "BAŞ TURIKI" "BAŞ TÜRK" ifadesi
oldugunu görüyoruz.
5.4) "PATOR-KIŞI" seklinde
incelendiginde adin Türkçe "BATUR KIŞI" (vatanperver kisi) ifadesi
oldugunu görüyoruz. Belli ki PATRIKOS yani PATRIK pek "vatan
seven" bir kisi oldugunu açikliyor. Yalniz bu "ünvan" hangi
"vatanin" sevildigini pek belli etmiyor.
Bütün bu Türkçe ifadeler PATRIK rolunde olan
kisinin açiklanmamis, kendine özgü SIRlari ve de emelleri oldugunu gösteriyor.
Halbuki Grek (Greek) adi Latincede "GRAECI seklinde veriliyor ki bu da
Türkçenin GARACI sözunün ayni olup Türkleri degil gezgincieri tanimlamaktadir.
***
6. Simdi yaptigimiz analizin dogrulugunu anlamak için bir kaç
baska "Grek" sözcüge daha bakalim. Grek OIKOUMENIKOS ünvanina
kaynak oldugu iddia edilen "ev" ve "evde" anlamli Grek
"OIKOI" [Divry, p. 612] sözcügünü inceleyelim.
6.1) Grek OIKOI sözcügü "KOI-OI" seklinde
bakildiginda, kelimenin Türkçe "KÖY ÖYÜ" (KÖY EVI, KÖY DAMI)
deyiminden yapildigini görüyoruz. Böylece kelimenin ad olgusu (sözde
"etimolojisi") Rumca (Grek) olmayip özbeöz Türkçedir.
6.2) Grek
"OIKODOMIKOS" ("art of building, of building".
[Divry, p. 612]) yani "ev dikme sanati, ev dikme ile ilgili"
anlaminda oluyor.
OIKODOMIKOS adi harf-be-harf "KOI-OO-DIKMOS" yahut "KO-OIO-DIKMOS" seklinde
yeniden dizildiginde Türkçe "KÖY ÖYÜ DIKMUS" (KÖY EVI DIKMIS)
sözünü buluyoruz ki bunda "ev dikme isi ile ilgili" bir Türkçe ifade
ile tanimlanmis bir kavramdir.
Ayrica Rumca OIKODOMIKOS adi harf-be-harf "I-KOS-KOI-DOMO" seklinde yeniden dizildiginde Türkçe "I
GÖZ KÖY DAMU" (BIR GÖZ KÖY DAMI, BIR GÖZ KÖY EVI),
I isareti ayni zamanda Türkçe bir sayisinin da sembolüdür, sözünü
buluyoruz ki bu da "ev dikme sanati ile ilgili bir üretidir."
Böylece bu "Grek" sözcügünün ad
olgusu ("etimolojisi") da Rumca olmayip özbeöz Türkçedir ve Türkçeden
yapilmistir.
Rumca OIKODOMIKOS (> "I-KOS-KOI-DOMO") kelimesi ayni zamanda
Türkçe "BIR GÖZ GÖY DAMU" (BIR GÖZ GÖK DAMU) anlamli olup, dinsel bir anlamda,
gök damini (gök kubbeyi) de tanimliyor ki bu da eski Turan dünyasinin dini
inançlarina göre Gök Tanrinin evidir. Bilindigi üzere gök dami da yalniz
"bir göz dam" olup her yönde Gök Tanriya yakisir sekilde sonsuz bir
damdir. Eski adi "KIZILALMA" yahut "AL TANRI" sehri olan
Roma sehrinde eski "PAGAN" Tur/Türk/Oguz yerli halkinin
inancina dayanarak yapilmis olan "PANTHEON" adli din binasi da
"bir göz dam" dan olusmaktadir. Ayni "bir göz dami" Konyada
"KARATAY Medresesinde" de buluyoruz, [bak Polat Kaya Pantheon yazisi http://www.polatkaya.net/pantheon_yurt.htm].
6.3) Grek OIKODOMOS sözcügü ("builder", [Divry,
p. 612]) yani "ev diken, ev yapan, ev ustasi" anlaminda bir sözcük
oluyor.
OIKODOMOS adi harf-be-harf "OO-DIKMOS-O" seklinde
yeniden dizildiginde Türkçe "ÖY DIKMUS O" (EV DIKMIS O)
tanimlamasi ile karsilasiyoruz ki bu da bir "ev diken kisiyi" (ev
yapan ustayi) tanimlayan Türkçe sözdür. Böylece bu "Grek"
sözcügünün ad olgusu da Rumca olmayip özbeöz Türkçedir.
***
7) PATRIK adi ile ilgili
olarak su sözcükleri de incelemek tezimizin dogrulugunu kanitlamak bakimindan
gereklidir.
7.1) Grek (Rumca)
"PATRIA" ("the traditions and institutions of one's
ancestors"), yani "insanin atalarinin töreleri ve kurumlari"
anlamli bir söz oluyor.
PATRIA sözcügü "PA-TIRA" yahut "APA TIR" seklinde
incelendiginde Türkçe "APA TÖRE" (apa töre, ata töre) sözü oluyor ki
bu Türkçe anlam kelimeye verilen anlamin aynidir.
7.2) Grek "PATRIA" ("race, family") yani
"Irk, aile" anlamli bir sözcük oluyor.
PATRIA sözcügü "APATIR" seklinde incelendiginde Türkçe
"APATIR" (atadir, babadir, ata ocagidir, ailedir) sözü oluyor ki
bu Türkce anlam kelimeye verilen ikinci bir anlamdir.
7.3) Grek 'PATERAS
("father") "baba" anlamli bir sözcük oluyor.
PATREAS sözcügü "APATER-S" seklinde incelendiginde Türkçe
"APATIR" (atadir, babadir) sözünü buluyoruz ki bu Türkçe
anlam kelimeye verilen anlamin aynidir.
7.4) Grek "PATRIWKOS" ("patrriotic") yani
"vatanperver, vatan sever" anlamli bir sözcük oluyor.
Grek PATRIWKOS (PATRIUUKOS) sözcügü, W = UU, "PATUR-KISU-O" seklinde
düzenlenip incelendiginde Türkçe "BATUR KISI O" (vatan sever o,
vatanperver kisi o)sözünden yapilmis oldugunu görüyoruz. Bu Türkçe
anlam Grek "PATRIWKOS" (patriotic) sözcügüne verilen
anlamin aynidir. Türkçe "BATUR" sözü "vatansever, kahraman,
korkmaz ve yigit" kavramini tanimlar. Böylece, bu Grek sözcügünün
kökü Türkçe BATUR, KISI ve O sözlerinden olup Grekçe degildir.
7.5) Grek "PATRIWTISMOS ("patriotism") yani
vatanseverlik, kahramanlik, yigitlik, korkmazlik" anlamli bir sözcük. Patrik
ünvani altinda çalismis Orthodox din adamlarinin daima Rumlar lehine vatan
sever olduklari bilinen bir gerçektir.
PATRIWTISMOS ("PATRIUUTISMOS), W = UU, "PATURSUTO-ISMI"
veya "ISMI PATURSUTO" seklinde incelendiginde Türkçe "ISMI
BATURSUDU" ("ismi batursudur, ismi baturcudu,ismi yigittir, ismi
korkmazdir, ismi kahramandir") anlamli sözünden yapilmis oluyor.
7.6) PATRIARCHES ve PATRIKIOS adlari
ile igili baska bir ad da sözde "Grek" PATROKLOS (Patroclos) adidir.
Bu ad "TROY" (TUR-ÖY, TUR-EVI, TURÖVÜ, "TRUVA") harplerine
Grekler tarafindan katilmis genç bir "Grek" yigidin adidir. Patroklos
adi Homer'in ILIAD destaninda geçen bir ad olup TUR-ÖYe saldiran Grek
(Rum) ordusunda vatanperver, yigit ve kahraman birisi olarak tanitilir. PATROKLOS ünlü
kahraman AKHILLEUS (Achilles) in yakin arkadasidir ve efsanevi Truva (Turevi)
Harplerinde HECTOR (HAKTUR) tarafindan öldürülmüstür. Böylece PATROKLOS adi
Miladdan Önce en az 1500 yillarina (yani zamanimizdan en az 3500 sene evveline)
giden bir addir.
PATROKLOS adi harf-be-harf "PATOR-OKLS" yahut
"PATR-OKLO-S" seklinde incelendiginde bu sözde Grek adinin Türkçe
"BATUR OKLU" (BATUR OGLU) deyiminden yapilmis oldugunu görüyoruz.
Yukarida da tanimladigim gibi, Türkçe "BATUR" sözü
"vatansever, kahraman, korkmaz ve yigit" kisiyi tanimlayan bir addir
ve efsanevi PATROKLOS kimligini çok açik bir sekilde tanimlar. Bu
da gösteriyor ki Türkçe BATUR ve OGLU sözcüklerinin kökü en az M. Ö. ikinci bin
yillara kadar variyor. Günümüzde dahi Türkler arasinda BATUROGLU soyadli pek
çok Türkün var oldugunu rahatlikla söyleyebiliriz.
7.7) En son olarak, eski çaglarin Pelasgian (balikci ve balci
Saka Türkleri) nin ülkesi olan eski Yunanistan'inda (Ion-istan / Ay-An-istan /
Ay-Han-istan) APATOURIA adli üç günlük bir söleni de burada gün isigina
çikarmak gerekir, [G. S. Kirk, "The Nature of Greek Myths", Penguin
Books, 1974, p. 235]. Bu sölende, Atina dahil bütün Ion/Ay-An/Ay-Han
sehirlerinden gelenler bir araya toplanir birinci günde toy senlikleri, ikinci
günde kurban kesimleri ve üçüncu günde de ergenlik yasina girmis gençlerin
olgunluklarini kutlayan saç kesimleri töreni yapilirmis.
APATOURIA sözü Türkçe "APA TUR OYI" sözünün degistirilmis hali olup
"APA TUR EVI" ve "APA TURK EVI" ni yahut TURAN'i hatirlama
söleninin adidir. Yani "Ata Tur Evi" olan TURANda geçmiste yapilan
sölenlerden birisinin eski "Yunanistanda" tekrarlanmasidir. Böylece,
en az M. Ö. ikinci bin senelerde eski "Yunanistanda" yapilan bu sölen
Greklere ait olmayip eski Turan dünyasinin Tur/Türk/Oguz insanlarina ait bir
sölendi. Bunu kanitlayan diger bir ad da Grekçede TÜRK adi için "TOURKOS"
(yani "TURK-OOS" yahut "TURK OGUZ" Türkçe adinin
degistirilmis hali) seklinde yazildigini hatirlamak ve bu adla APATOURIA adini
kiyaslamak gerçegin ne oldugunu görmeye yardimcii olur.
***
ÖZET VE SONUÇ OLARAK DENEBILIR KI:
1. Bu çalismada açiklamasini yaptigimiz adlar ve kavramlar
içinde, görülüyor ki Türk dili Grek (Rum) dilci-dincileri tarafindan binlerce
seneden beri hep asirilmis ve ondan sözde bir "Hint-Avrupa" dili olan
"Grekce" (Helence) yapay dili üretilmistir. Bu olayda yalniz
Türkçenin kaçirilmasi ile yetinilmemis, Tur/Türk/Oguz dünyasina ait
töreler, adlar, gelistirilmis medeniyet ürünleri hep asirilip degistirilmis
adlarla Grek adina Grek (Rum) medeniyeti diye geçirilmistir. Böylece, hem Tur/Türk/Oguz
dünyasinin yikilmasi saglanmis ve hem de eski Turan dünyasi hakkinda büyük
yalanlar ve karalamalar üretilerek hem Türkler ve hem de bütün dünya
kandirilmistir.
2. Ekümenik ünvani ile evreni içine alan bir
"tanri" ve "tanrilik" kavrami tanimlanmaktadir. Bu söz
ilkin Türk dilinde tanimlanmis, sonra da kaynak Türkçe söz kirilip yeniden
düzenlenmek yoluyla kavram gizlenmis ve baska kaliplara sarmalanmistir. Bu yapmaca
ünvani alan kisi, eski devirlerden beri kendisini Türk dilinde
"Tanri" olarak ilan edegelmis ve de kendisine insan üstü bir paye
vererek diger insanlari kontrol etmis ve sömürmüstür.
3. Bunu yaparken de Tur/Türk/Oguz dünyasina ait, kökü
onbinlerce sene gerilere varan kutsal Türk adlari OGUZ, TUR, TÜRK kaçirilarak
hem sözde "kutsal" Ekümenik ünvani türetilmis ve hem de bu
ünvani kullanan kisi ilahlastirilmistir.
4. Böyle bir ünvan altinda bilinen kisi, devletler ve
milletler üstü bir "tanri" kimligine bürünerek, her yerde insanlarin
üstünde, politik amaçli sözü geçen, kendisine itaat edilmesini
bekleyen bir kontrol yetkisi ile kendisini donatmistir. Yani böyle ünvanli
bir kisi insanlari sömürmeyi ve kontrol etmeyi amaç edinen bir sistemin
basina geçmiste geçiriilmis oldugu gibi gelecekte de ayni oyuna devam
ettirilmek istenmektedir. Bu politik kontrol yalniz sahislar ütünde degil ayni
zamanda devletleri de içine alan çok genis bir "evrnsel" politik
sahayi kaplayan bir sistemdir.
5. Bu gibi din oyunlari, eski çaglardanberi gezginci dinci
gruplarca gittikleri her yerde din kisvesi altinda tatbik ettikleri bir oyun
olmus ve bu sebeple onlarin toplum içinde en üst seviyelere çikmalarini
saglamistir. Idarenin bas köselerine yerlesen bu gruplar, kendilerini koruyan
devletin zayif ve kendilerinin de maddi zenginlige ve siyasi güce sahip
olduklari anlarda devleti bir daha birakmamak üzere ellerine geçirmisler ve
kendilerini tarihte hep korumus olan devleti ve onun ulusunu ölü bir devlet ve
millet haline getirip tarihten silmislerdir.
6. Tarihte bu sekilde yikilan her Tur/Türk/Oguz devletinden
arta kalan insanlarin kimlikleri, dilleri, dinleri ve de adlari
degistirilerek tarihten tamamen silinmisler ve yeni sistem içinde
eritilmislerdir. Ayrica onlardan arta kalan her türlü medeniyet
kalintisinin adlari degistirilerek yeni gezginci sistemin adina geçirilmisdir. Bu
gibi oyunlarin genellikle hedefi tarihte hep Tur/Türk/Oguz dünyasi olmustur.
7. Tur/Türk/Oguz dünyasinin
kutsal adlarindan yapilmis kirik-düzen bir ad ile kendisine KONSTANTINE ünvanini
alan Roma Imparatoru ömrü boyunca eski Turan dünyasinin GÜNES-OGUZ dinine
inanmis birisi idi. Hayat boyunca Oguz dinine inanmis bir kimse olarak,
adi kirik bir kalibda olmasina ragmen, kendisine Türkçe "GÜNES
TANRI" anlamli "GÜNESISTAN" gibi bir ünvani almasi belki hos
görü ile karsilanabilir. Fakat, Bizanstan bile önce eski Tur/Türk/Oguz
dinini terk etmis ve hatta Hristiyanligi kabullenerek eski Turan dininin
çokmesine bilhassa hizmet etmis dinci kimselerin Türkün Oguz, Tanri, Gün,
Günes ve Ay gibi kutsal adlarini büyük bir gizlilik içinde kendilerine ünvan
olarak almalari, kurduklari sistemin aslinda dogruluklar degil egrilikler
üzerine kuruldugunun göstergeleridir. Her nekadar bu oyun binlerce senedenberi
gezginci dinciler tarafindan oynanagelmis ise de artik bundan sonra oyunun
gerçek yüzünün bilinmesi zamani gelmistir. Eski çaglardan kalma bu gizli
bilmece/bulmaca oyununun gerçek yüzü bu çalismada böylece aydinlanmis
oldu.
Selam ve sevgi ile,
Polat Kaya
28/07/2007