EM-UZAY VE Pi'de YENILESEN KOZMOLOJI

(Uzay ve çekime yeni bir bakîs)

Yazan: Polat Kaya

TÜRKÇE ÖZET:"Em-uzay ve Pi'de Yenilesen Kozmoloji"baslîklî bu kuram (theory) uzayî, evrensel çekimi ve evreni yeni bir görüs açîsîndan gören bir kuramdîr. Bu kuram iki ana varsayîm üzerine dayandîrîlmîstîr:

Birinci prensip uzayîn enerjiden yapîlmîs oldugu ve dolayîsiyle bu enerjiye tekabul eden bir kütleye sahip oldugu görüsüdür. Bu yazîda "em-uzay" terimindeki em [e=enerji, m (mass)= kütle] ön eki uzayîn "enerji ve kütle" niteligini ifade etmek için kullanîlmîstîr. Uzaya atfedilen bu "enerji ve kütle"özelligi su hususlara dayanmaktadîr: 1) Çekimin evrende var olan evrensel bir güc oldugu gerçegi; çekimin var olusu, burada em-uzay'în enerji ve kütleye sahip oldugunun ana göstergesi olarak görülmektedir. 2) Vakum sartlari altîndaki uzayda, gerçek kuvvete haiz ikiz zerreciklerin (virtual pairs) yaratîldîgînîn gözlenmesi gerçegi; ve, 3) Kozmik kîsa dalga fon radyasyonunun (KFR) (cosmic microwave background radiation-CBR) ölçülmüs olarak bilinen varlîgî. Bu kuram, em-uzayî, her tarafînda esit îsî seviyesine sahip dev bir fîrînîn içiymis gibi düsünür. Öyle ki uzay içinde ölçülen KFR, em-uzayîn kendi bünyesinden yayîlan kara-gövde-radyasyonudur (black body radiation). Bu görüs Büyük Patlama (Big Bang) adlî kuramîn varsayîmîna karsî olan bir görüstür. Zira, Büyük Patlama kuramînda, KFR evrenin dogusunda meydana gelen büyük patlamadan arta kalan bir radyasyon olarak görülür.

Bu yazîda bildirilen kuram, em-uzayî kendi kendine yeten ve kendini bir bütün olarak devam ettiren bir enerji-kütle sistemi olarak tanîmlar ve bu sistemi çok uzun bir zaman süresi içinde dogal olarak önce genisleyen (sisen) ve sonra küçülen bir salînîm sistemi olarak görür. Bu kuramda, em-uzayîn temel doku yapîsî maddeninikine benzemeyen bir yaradîlîstadîr. Em-uzayin dokusunun nitelik bakimindan esnek yani egilir, bükülür, gerilebilir nitelikte oldugu ve bütün bunlardan sonra tekrar eski haline dönebilir oldugu, söyle ki bu doku genislerken bir yay gibi gerilir ve bünyesinde gerilim enerjisi (potential energy) depolandîrabilir oldugu görüsündedir. Evrenin yasî süresince, em-uzayîn dokusu o kadar büyük bir oylum (hacim) içine genislemis ve yayîlmîstîr ki bu dokunun varlîgî bile gözlenemez hale gelmistir.

Bu kuramîn ikinci prensibi ise, evren yaratîldîgînda ve uzun bir süre sonrasîna kadar, evrende gözetlenen "evrensel çekimin" (gravity) olmadîgî varsayîmîdîr. Bu kuramda önerilen evrensel çekim em-uzayîn kendine özel olan dogal bir niteligi olup, bu çekim niteliginin gücü, em-uzayîn dogusunda sîfîr iken, em-uzay genisledikce, genisleme ile orantîlî olarak azar azar artmaktadîr. Bu görüs evrenin genislemekte oldugu gerçegine dayanmaktadîr. Zira, evrenin dogusunda ve tam güce sahip bir evrensel çekimin esliginde büyük bir patlama olsaydî bile, bu patlamanin cok güclü olmasîna ragmen, baslangîçtaki kütle yogunlugu sonsuza varan bir evrenin çok erken bir yasta tekrar kendi üzerine çökmesine engel olamazdî; böylece, evrenin genislemesi ve onun bu günkü inkisaf etmis haline gelmesi çok erken bir yasta önlenmis olacaktî. Önerdigim kuramda, evrensel çekim için gereken yetenek (potential) genisleyen em-uzayîn kendi dokusunun yapîsînda var olan bir özellikdir. Böylece, evrensel çekim, em-uzayîn bütün yasî boyunca genisleyen dokusunda meydana gelen gerilmeden dolayî kendi bünyesinde depolanan gerilim enerjisinin bir isaretidir. Em-uzay genisledikce evrensel çekim gücü de artar ve bu kuram evrensel çekim sabitesinde (Universal Gravitational Constant) vuku bulan yîllîk artîsîn 3.3447x10-18din.cm2.g-2gibi bir artis oldugunu bildirir.

Bu kuram, em-uzayîn 20-milyar-sene gibi bir süre önce, büyük bir patlamanîn neticesi olarak degil, fakat dogasînda olan periyodik bir salînmanîn neticesi olarak, hacim bakîmîndan sîfîra yaklasan fakat enerji bakîmîndan sonsuza ulasan bir enerji kaynagîndan dogmus oldugunu önerir. Bu yazidaki model de, em-uzayîn periyodik yenilenmesinin her 1000-milyar sene gibi bir sürenin sonunda oldugu bu bildiride hesaplanmistir. Dogusunda, genislemesine engel olabilecek bir çekimin yoklugu neticesi, em-uzay îsîk hîzîna esit bir hîz ile genisleme serbestisine sahip olmustur. Em-uzay, kinetik enerjisinin tamamî bünyesinde gerilim enerjisine cevrilinceye kadar genislemesine devam edecek ve ondan sonra geriye dönüs baslayacak, yani sisme duracak ve küçülme safhasîna dönmüs olacaktîr.

Em-uzayîn içine yerlesmis olan "Madde Evreni" (matter universe), em-uzay kütlesinin küçük bir miktarînî (yüzde 1-2 kadarînî) teskil etmektedir. Em-uzayîn kendi kütlesi, evrenin kapalî bir evren olabilmesi için ilim adamlarînca aranan "soguk madde" yahut "kara madde" (cold or black matter) gibi bir maddenin olmasina gerek göstermez. Em-uzay, kendi dev kütlesi ile evreni kontrol eden tek sebep ve vasita olup tek bir enerji kaynagîndan (singularity) dogar, genisler, küçülür ve neticede tekrar yeniden dogar. Simdiki haliyle evren, ki em-uzaydan ve onun içine yerlesmis madde evreninden ibarettir, dogasîndaki periyodik salînîm sisteminin bir dönemini yasamaktadîr.

Em-uzayîn küçülme safhasî, sistemin bütün enerjisinin, boyutu sîfîra yaklasan, tek bir noktada toplanmasî ile bitmis olacak; salînîm sistemi bu noktadan geçerken em-uzaydaki bütün enerji, dogada mevcut bütün güclerin etkisinden ayrîlmîs olarak tertemiz enerji haline (pure energy state) dönmüs olacak. Bu transit noktasîna yaklasmadan çok önce, sistemin kücülme hîzî îsîk hîzîna esitlenmis ve evrensel çekim de tam anlamîyla bütün varlîgînî kaybetmis olacak. Em-uzayîn, bu görüntüsünde görülen periyodik tabiatini göz önüne alarak, zaman ekseni üzerindeki bu geçis noktasina"Pi"noktasî adînî verdim. Em-uzay bu noktadan geçerken em-uzayin bir hayat dönemi (yarîm salîniîm devri) biter ve yeni bir hayat dönemi (yeni yarîm salînîm devri) baslar. Bunu göz önünde tutarak,"Pi'de Yenilesen"deyimini bu yazînîn baslîgîna koydum.

Bu özet bildiride kisa olarak tanîtîlmasînî yaptîgîm bu kuram, evrenin dogusu, genislemesi, kozmik fon radyasyonunun her yönde aynî olusu, evrende mevcut oldugu görülen süper yapîlanmalar, kuasarlar (quasars) ve kehkesanlar (galaxies) gibi evreni ilgilendiren bazî sorularî farklî bir bakîs icinde cevaplandîrmaya çalisir.

Bu bildirinin tamamîPhysics Essaysadlî ilmi derginin vol. 10, sayî 2 Haziran 1997 tarihli nushasînda (sayfa 204-247) Ottawa, Kanada da yayîmlanmîstîr.

Bu Türkçe özet yazîda "s" harflerinin bir kîsmînî, sözcükteki yerine göre "sh" seklinde ve "g" harflerinin bir kîsmînî da "yumusak g" olarak okumak gerekmektedir. Böylece kullanîlan dil gerçek Türkçeye biraz daha çok benzemis olur. Kusurumuz af oluna.

Polat Kaya

10 Kasim 1997, Ottawa, Ontario, Kanada

e-mail: tntr@compmore.net